Memleketin şiiri...
Önce Edirne'de 8 bebek öldü, hastane enfeksiyonundan... Bisküvi kolilerinde gömdüler. senin dudakların pembe ellerin beyaz al tut ellerimi bebek tut biraz... Sonra Manisa'da 2 bebek daha öldü, doğar doğmaz... Bu sefer, zahmet edip, kantinden bisküvi kolisi getirmediler, ilaç kolilerinde gömdüler. benim doğduğum köylerde ceviz ağaçları yoktu ben bu yüzden serinliğe hasretim okşa biraz... Ardından Kayseri'de 7 bebek daha... Aynı sebep. benim doğduğum köylerde buğday tarlaları yoktu dağıt saçlarını bebek savur biraz... O kadar iyi önlem alındı ki hastanelerde... İstanbul'da 5 bebek daha öldü... Gene ilaç kolisi. benim doğduğum köyleri akşamları eşkıyalar basardı ben bu yüzden yalnızlığı hiç sevmem konuş biraz... Güneydoğu'da alt tarafı yağmur yağdı, 39 insanımız boğularak can verdi... 17'si bebek. benim doğduğum köylerde insanlar gülmesini bilmezdi ben bu yüzden böyle naçar kalmışım gül biraz... Malatya... Devlet Ana'ya emanet edilen kimsesiz bebelerin kafaları paskalya yumurtası gibi birbirine tokuşturuldu çocuk yuvasında... İzledik çaresizce. benim doğduğum köylerde şimal rüzgarları eserdi hep bu yüzden dudaklarım çatlaktır öp biraz... Bebeğe tecavüz ettiler. Katmerli utanıyorum. Benim doğduğum köyde çünkü. İzmir'de... Annesini de serbest bıraktılar. AB'ye uyum çerçevesinde... sen Türkiye gibi aydınlık ve güzelsin benim doğduğum köyler de güzeldi sen de anlat doğduğun yerleri anlat biraz...
Anlatmak lazım... Unutmamak için. Cahit Külebi'yi rahmetle anıyorum... İlk nefeste ölen bebelerimizi de. Bu memleketin, görevini layıkıyla yerine getiren çok değerli yöneticilerini de, siz anarsınız artık.
|