Ford'un Türk tasarımcısı Murat Güler, "Eskiden tasarıma önem verilmezdi. Çünkü tasarımcıyla mühendis arasında sorun çıksa, mühendise hak verilirdi. Şimdi herkes anladı ki otomobili tasarım sattırıyor. Ford'ta tasarımcı ne derse o yapılıyor" diyor.
Otomobilin sihirli dünyası şu günlerde İstanbul'u sarmış durumda. Kapılarını üç gün önce açan otomobil fuarında en son modellerin tanıtımı ilginç gösterilerle yapılıyor. İşte bu otomobillerden biri Ford standında bütün heybetiyle izleyenleri büyülüyor. Ford'un konsept otomobili Iosis X'den söz ediyorum. Denen o ki, bu otomobil, Ford'un çok yakın bir zamanda 4X4 arazi araçları pazarına gireceğinin bütün işaretlerini taşıyor. Ford'un gelecekteki SUV modelinin Türkiye için taşıdığı önem ise apayrı. Çünkü o tepeden tırnağa, 35 yaşındaki bir Türk tasarımcısının ellerinden çıktı. 6.5 yıldır Ford'un tasarım ekibinde çalışan Murat Güler, Ocak ayından bu yana Ford'un İtalya Torino'daki tasarım stüdyosunda bu aracı dizayn etmek için çalıştı. Ve çok kısa bir sürede tasarımı bitirilen konsept otomobil Paris'ten sonra İstanbul'daki fuara getirildi. İkinci jenerasyon Focus'u da tasarlayan Murat Güler Almanya'da doğdu. Kendini bildi bileli eline bir kağıt geçse otomobil çizimleri yapıyordu. Otomobil tasarımcılığı diye bir meslek olduğunu ve şirketlerin bu kişilere para ödediğini öğrendiğinde çoktan tasarım okumak için İsviçre'nin yolunu tutmuştu. Okulu bitirdiğinde, Paris'te Renault'da ve sonra Ford'ta staj yapmış ardından gelen bir teklifle Volkswagen'in tasarım ekibine katılmıştı. California'daki dizayn stüdyolarında çizim yaparken sınırsız bir özgürlüğü yaşadıktan ve Ford'tan gelen güzel bir iş teklifini kabul ettikten sonra ise kariyerinde önemli bir aşamaya da gelmişti. Güler'le otomobil fuarında buluştuk ve hayallerinin sınır tanımadığı tasarımcılığını konuştuk.
*
Doğrusu 6 yıldaki başarı grafiğinize bakınca hiç de küçümsenmeyecek kilometre taşları görüyorum. Şu anda Türkiye ile birlikte dünya yollarında olan ikinci jenerasyon Focus'u siz tasarlamışsınız... Müthiş tecrübe. O dönem, Ford'taki diğer tasarımcılarla birlikte bireysel Focus tasarımı yapmaya başladık ve hepimiz yaptığımız Focus'ları sunduk. Benim yaptığım Focus üretim için seçildi. Seçildikten sonra Focus'u mühendislerle birlikte imalata sokmak için çalıştım. Yani tasarım kısa süreli bir işti, üretim aşamasına getirmek daha uzun sürdü.
KÖTÜ OTOMOBİL KALMADI
* Tasarımcılar arasında hep böyle yarış mı var? Tabi ki yarışıyorsunuz. 100 metreye nasıl bir sürü insan koşuyorsa, biz de dizayn stüdyolarında yarışıyoruz. Şeflerimiz bize diyor ki, 100 metreyi kimse tek başına rekor diye koşmuyor.
* Focus'tan sonra siz Ford'un diğer modellerinin tasarımında da sizden izler var... O dönemde Ford'un S-MAX'inin tasarımı başlamıştı. Ama o daha bir ekip çalışması oldu. Orada sadece benim tasarımım seçilmedi. Otomobilin önü ve arkası için benim tasarımım, yanları için bir başka tasarımcının tasarımı seçildi. Yine de çok emeğim var.
* Otomobillerde tasarımın önemini anlatır mısınız? Giderek çok önem kazanıyor tasarım. Ford mesela önceden bu kadar tasarıma önem vermezdi. Örneğin mühendislerle tasarımcılar arasında bir sorun çıktığı zaman mühendislere hak verilirdi. Tasarımcıların mühendislerin gösterdiği istikamete gitmesi istenirdi. Ama şu anda tasarım ön planda. Ford'ta tasarımcılar ne diyorsa o yapılıyor. Herkes anladı ki otomobilleri tasarım satıyor. Düşünün siz önce bir insanın dış görüntüsünden hoşlanırsınız. Uzaktan. Sonra gelip tanışır, iç dünyasını da öğrenmek isterseniz. Otomobilde tasarım da böyle bir şey. Tasarım sizi tanıştırıyor, sizi showroom'a çekiyor. Yoksa kapısından bile geçmiyorsunuz. Piyasada artık kötü otomobil kalmadı. Hepsi, güvenlikte, yakıt kullanımında, konforda birbirine benziyor. Hepsi mükemmel sayılır. Ama tasarımla birbirinden ayrılıyor. Ve bedava. Kötü tasarımla iyi tasarım arasında fiyat farkı yok.
