kapat
   
05 Kasım 2006 Pazar
 
SABAH Gazetesi
 
Servislerimiz
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
SMS:
MB yaz
boşluk bırak
mesajını yaz
4122'ye gönder
 

Ankaralı ve İstanbullu gazeteciler

Bazılarına göre Türk basınında iki ekol var. Bunlar "Ankara gazeteciliği" ve "İstanbul gazeteciliği" diye kategorize ediyorlar gazeteciliğimizi. Aslında "Sabah" ve "Yeni Asır"la simgelenen "İzmir Gazeteciliği" de var ama, pek konuşulmuyor.
Görsel medyada ise, bir "İstanbul ekolü" yeni yeni oluşmaya başladı. İstanbul'daki bütün özel televizyonları, TRT'liler, yani Ankaralılar kurduğu için, bunların yanında yetişen İstanbullu gençler, şu sıralarda yönetimlere el koymakta.
Ben hem Ankaralı hem de İstanbullu olduğum, TRT'de de özel televizyonlarda da çalıştığım için, galiba kendimi ekollerüstü görmem hata olmaz. Eski Ankaralı şimdi İstanbullu olan Mustafa Özkan, uzun zamandır "İstanbul'daki Ankaralı gazeteciler"i bir araya getirmeye çalışıyor. Ama tam listeyi bir türlü tamamlayamadı. Mustafa Özkan'ın hazırladığı 85 kişilik geçici listedeki bazı isimler şöyle:

ANKARALILAR

Adem Gürses, Ali İhsan Göğüş, Ali Kırca, Altan Öymen, Ayşenur Arslan, Can Dündar, Cüneyt Koryürek, Derya Sazak, Ertuğrul Özkök, İsmet Özkan, Kurtul Altuğ, Mehmet Yılmaz, Melih Aşık, Mete Akyol, Metin Uca, Necati Zincirkıran, Nuriye Akman, Oktay Ekşi, Orhan Birgit, Salih Memecan, Sedat Ergin, Selahattin Duman, Reha Muhtar, Taha Akyol, Ufuk Güldemir, Uğur Dündar, Yalçın Bayer, Yalçın Doğan, Zafer Mutlu.
Bazıları için "Ankaralı gazeteci" olmak, "Geçici ve mecburi hizmet" gibi bir durum. Örneğin geçenlerdeki Mehmet Ali Aybar Sempozyumu'nda, benimle komşu konuşmacı olan İsmet Berkan, Ankaralı geçmişini bu çeşit anlatmıştı. Ancak bu geçici konum bile gazeteciyi derininde İstanbulluluktan biraz kopartır. Ankara'da belirli süre görev yapmış gazetecilerin bile İstanbul'daki meslektaşlarını "Onlar kanun tasarısı ile kanun teklifi arasındaki farkı bilmezler" diye hafif aşağıladıklarına hep tanık olmuşuzdur.
Bir de Ankaralı gazetecilerin, "Ankara'da balık İstanbul'dakinden hem daha taze, hem de daha iyi pişirilir" şeklinde bir takıntıları vardır. Oysa damardan bir Ankaralı gazeteci arkadaşıma Boğaz'daki bir meyhanede lakerda ikram ettiğimde "Bu balık turşusu mu" diye şaşırdığını da çok iyi hatırlıyorum.

İNSAN UNSURU
Tayin ve terfi ile İstanbullu olan gazetecilerden Milliyet Genel Yayın Müdürü Sedat Ergin, bir Ankaralının İstanbul'daki gözlemlerini DMG Magazin'e şöyle anlatmıştı:
-Ankara gazeteciliği, işin doğası gereği, daha çok siyasi haberlerle yoğrulan, siyaset haberciliğini diğer başlıkların önünde tutan bir bakışı gerektiriyor. Eğer bir ülkenin karar alma mekanizmasının bulunduğu, siyasetin kalbinin attığı merkezde gazetecilik yapıyorsanız, işinizin hakkını verebilmeniz için bu merkeze odaklanmanız, bu merkezin kodlarını çözmeye dönük bir yazılım geliştirmeniz gerekiyor. Ama şimdi geriye dönüp baktığımda, insan unsuruna biraz daha fazla önem verebilirmişim diye düşünüyorum.
-Şimdi geriye dönüp Ankara yıllarıma baktığımda, aslında çok keyif verici bir iş yaptığımı, gazeteciliği dolu dolu yaşadığımı, entelektüel açıdan kendimi sürekli yenileyebildiğimi, çok huzurlu bir hayat yaşadığımı düşünüyorum. Hayatımın mutlu bir dönemi oldu. Şimdi kendime çok az zaman ayırabiliyorum ve entelektüel açıdan kendimi yenileyebilecek bir zamanım yok.

NEW
YORK EKOLÜ
Haberler arasında TGRT'nin "News Corporation"a ve Ahmet Ertegün'e satışının RTÜK tarafından onaylandığını okuyunca güldüm.
Çünkü şimdi Türk medyasına bir de "New York Ekolü"nden haberciler ve programcıların geleceğini gösteriyor bu gelişme. Bir dönemde konuşmasında Türkçe'ye eşit sayıda İngilizce kelimeler kullanan Asil Nadir'le sohbet ediyorduk. Satın aldığı gazetelerin çalışanlarının kendisini anlamadığından yakınırken, dilindeki İngilizce'nin çokluğunun farkında değildi.
Herhalde TGRT'ye gelecek yeni Amerikalı yöneticiler yabancı futbol antrenörleri gibi tercüman kullanarak kendileri anlatacaklardır. Ama onlara Ankara'nın gerçeklerini acaba hangi tercüman anlatabilecek?

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Milliyetçiliğin bir ayağı tarihte bir ayağı da bugünde olmalı...   / 04-11-2006
 Dışarıdan gelen eleştiri içeridekinden daha mı etkili?   / 03-11-2006
 İdeolojik tarihle liberal demokrasi birlikte olamaz   / 02-11-2006
 Ezberleri bozmak asapları da bozar...   / 01-11-2006
 Kara Murat olsaydı tabii ki AB'ye bizi sokmazdı   / 31-10-2006
 Tartışılan Cumhuriyet değil, siyasetin yöntemleridir   / 30-10-2006
 Cumhuriyet yaşanan deneyimlerle derinlik kazandı...   / 29-10-2006
 Kapalı veya açık başlardaki tek tip beyinler...   / 28-10-2006
 AK Parti iktidardaki muhalefet rolü mü oynayacak?   / 27-10-2006
 Nasıl bir Cumhurbaşkanı aramalıyız?   / 26-10-2006
YILMAZ ÖZDİL
Memleketin şiiri...
Önce Edirne'de 8...
ERGUN BABAHAN
Hem borçlusun hem güçlü ha!
"Petrol savaşları"...
MEHMET BARLAS
Ankaralı ve İstanbullu gazeteciler
Bazılarına göre Türk...
UMUR TALU
Neredeydik biz?
Bir tarafımız vardır.
Unutmuş...
FATİH ALTAYLI
Kesilene mi, kesilmesi muhtemel olanlara mı!
Bazı medya...
ERDAL ŞAFAK
Bir dönemin sonu
Irak kan gölünde...
Saddam'ın idamı Irak'ı kan gölüne döndürür
Bir zamanlar saltanat içinde yaşayan Irak'ın eski lideri Saddam...
Nazilerle ırkçılık karşıtları kapıştı
Türkler de dahil ülkede yaşayan yabancılara yönelik ırkçı...
Sağ ayaklı sol bek böyle olur!
Sağ ayaklı sol bek böyle olur!
Fenerbahçe, Gaziantepspor karşısında farka giderken Ümit Özat, ilk...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu