Türkiye'ye gelen IMF 1. Başkan Yardımcısı John Lipsky, seçim öncesinde ekonomik programın geleceğini etkileyecek bir dizi uyarıda bulunacak.
2007'de ivme kazanacak seçim süreci öncesinde IMF'den, Ankara'ya ekonomik programın performansını da ilgilendiren üst düzey ziyaret gerçekleşiyor. Güney Afrika'daki temaslarının ardından Türkiye'ye gelen IMF 1. Başkan Yardımcısı John Lipsky, bir dizi uyarıda bulunmaya hazırlanıyor. Lipsky'nin, görevine yeni başlaması nedeni ile "nezaket ziyareti" olarak programlanan temaslar, görüşülecek kurumların profili nedeni ile özel önem kazandı. Lipsky, dün akşam ayağının tozuyla Devlet Bakanı Ali Babacan'la biraraya geldi. Babacan'ın, gerek 5. Gözden Geçirme süreci gerekse AB ile ilişkilerin seyri konusunda bilgi verdiği görüşmenin belirleyici yönünü ise IMF destekli programa sadakat, mali disiplin kararlılığı ve yapısal düzenlemelerdeki isteklilik oluşturdu. Başbakan Tayyip Erdoğan, sağlık sorunları sonrasında günlük programını hafiflettiği için Lipsky, bugün Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ü ziyaret edecek. Hükümetin ikinci adamı konumundaki Gül'den, programın arkasındaki siyasi taahhütleri bir kez daha duymak isteyen Lipsky, ayrıca Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'la da görüş alışverişinde bulunacak. Ancak Lipsky, siyasilerle görüşmelerle yetinmeyecek. Özel sektörü ve özerk kurulları da gezecek. IMF Birinci Başkan Yardımcısı Lipsky, bugün BDDK Başkanı Tevfik Bilgin, Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz ve TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ile Ankara'da görüştükten sonra yarın İstanbul'da TÜSİAD ve Bankalar Birliği yöneticileriyle biraraya gelecek. Lipsky'nin siyasilerin yanısıra özel sektör ve özerk kuruluşlarla da görüşmek istemesi, "Seçim döneminde programın gidişatı bakımından sivil ve bağımsız otoriteleri sigorta olarak görüyor. Özellikle mali sektörün geleceği açısından BDDK, enflasyon hedefi açısından Merkez Bankası ön plana çıkıyor" şeklinde yorumlanıyor. IMF'nin, özellikle faiz dışı harcamalara yeniden tavan getirmesi, Merkez Bankası'ndan da likidite musluklarını kısmasını istemesi, seçime rağmen sıkı parasal ve mali politikaların korunacağı anlamına geliyor.