kapat
   
10 Eylül 2006 Pazar
 
SABAH Gazetesi
 
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Sukru Binay @ SABAH
 

Mortgage ile ilgili merak edilenler

Yeni yasama yılının başlaması ile birlikte TBMM'nin ele alacağı kanunlardan birisi de "İpotekli Konut Finansman Sistemi'ne yönelik düzenleme. Daha sistem yürürlüğe girmeden ve hatta tam anlamı ile tartışılmadan ismi halk arasında oturdu bile, "mortgage."
Uzak, yakın tanıdıklar, bindiğimiz taksinin şöförü, ev almak isteyen herkes önce konut fiyatlarının pahalılığından yakınıyor ama "mortgage" kanunundan sonrasına umut bağlıyor.
Sistem kamuoyuna öyle bir sunuldu ki nerede ise iletişim becerisi açısından Tansu Çiller'in "iki anahtarı" başarısına yaklaştı. Umarım aynı hayal kırıklığı ile sonuçlanmaz.
Sistemin tutması gelecek talebe ve sistemi finanse edecek fon miktarına bağlı.
Önce konut kredisi talebini ele alalım. Mortgage'li kredilerin vadesi mevcut konut kredilerinden çok daha uzun zamana yayılacağı için ödenecek aylık taksitlerin düşmesi ödeyebilme gücüne önemli bir katkı. Ancak, krediler üzerindeki vergilerden vazgeçmemiş olmak fiyat cazibesini ortadan kaldırıyor. Tüketiciyi Koruma Kanunu'nun faizleri sabit kılan maddesi de faizlerin düştüğü bir dönemde fazla ödeme yapılmasını getirebilir.
Dünya uygulamasında tüketiciye, konut sahibi olmak isteyene sağlanan en büyük avantaj, mortgage için ödenen faizlerin gider yazılabilmesi. Yeni konut ihtiyacı olanların özellikle gelir düzeyi düşük genç insanlar olduğunu, ilk yıllarda ödenen taksitlerin çok önemli bir kısmının faize gittiğini düşünürsek sağlanacak vergi indirimi ya da iadesinin sistemin genişlemesi için birinci koşul olduğu ortaya çıkmaktadır.
Türkiye'de gelir vergisi ödemelerinin %80'inden fazlasının maaşlardan doğrudan kesinti ile yapılıyor olması indirim ya da iadenin zamanlaması gibi teknik ayrıntıları da gündeme getiriyor. Maliye Bakanlığı, SPK, Hazine koordinasyonu ile çözülebilir.
Vergi iadesi, kredilerde muafiyet gibi teşviklere yer verilecekse, sistemin sadece ilk konutu kapsaması iadenin yapılan kesintiyle beyan edilen gelirle orantılı olmasının vergi adaleti bakımından önemi büyük.
Geldik soruların anasına. Finansman nereden nasıl sağlanacak, sistem risklere karşı nasıl korunacak, risklerin yükü kamuya yansıtılacak mı? Bankacılık teamülleri açılacak kredi ile bunun için kullanılacak kaynağın vadelerinin en azından birbirine yakın olmasını gerektiriyor. Kredilerin 20 yıldan uzun vadeli olduğunu düşündüğümüzde bunun finansmanının da 20 yıl ve daha uzun vadeli olması lazım. Hazine'nin sabit faizli en uzun borçlanmasının 5 yılı henüz aşamaması yurt dışında yabancı bankaların çıkardığı YTL tahvillerinin hem toplam tutar olarak kısıtlılığı hem de son çalkantı döneminde faizlerin sert artışı nedeniyle uğradıkları zarar kaynak bulma açısından umutsuzluk yaratıyor.
2007'deki seçimler, TCMB'nin kısa vadeli faizlere sarılmak zorunda kalması da bu umutsuzluğu pekiştirmekte.
Bu cari açık ve dünya piyasalarındaki tedirginlikle dövizle borçlanmayı, pozisyon açmayı kur riski taşımayı düşünmeyelim bile.
Sisteme kaynak bulmanın dışında mortgage finansmanı için çıkartılacak uzun vadeli kağıtların likiditesi yani kolaylıkla nakde çevrilip çevrilemeyeceğini de tartışmak yerinde olacak.
İMKB'de ikincil piyasanın Nisan hacmini yakalamaktan uzak olduğu, yüksek işlem gören kağıtların vadesinin kısaldığı bu günlerde 30 yıllık tahvillere piyasa yaratabilmek rüya gibi geliyor. İkincil piyasası olmayan tahvillerin alıcısı sayılı miktarı kısıtlıdır.
Yok bu tahvilleri bir kamu kurumu oluşturalım, kur riskine, faiz riskine karşı koruyalım isteniyorsa önce Hazine'ye bir soralım. Bu yükün altına girer mi? TCMB'ye yaslanacaksak bağımsızlık şiarına ne oldu?
Toparlayalım. Kredi talebi tarafında %6.5'luk faiz dışı fazla hedefi yakın gelecekte vergi indirimlerine, muafiyetlere imkan tanımamakta.
Finansman kaynağı açısından uygulanmak zorunda kalınan para politikası ikincil piyasanın işlerliği için en büyük engel. Sistemin riskini sonra da yükünü Hazine'ye yıkmak düşünülüyorsa buna da kimse izin vermez.
O zaman TBMM'yi boş yere uğraştırıp uygulanamayacak sonra mutlaka kökten değiştirilecek yasalar çıkarttırmayalım.
Kalsın seçim sonrasına, kalsın bir başka bahara.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Eylülde gel   / 08-09-2006
 Yabancı sermaye neden hizmet sektöründe?   / 06-09-2006
 Ezberim sallandı   / 03-09-2006
 Küçük sanayicinin sahibi kim?   / 01-09-2006
 Jackson Hole toplantıları   / 30-08-2006
 Kör kuruşun kıymeti   / 27-08-2006
 Üç yıllık dünya   / 25-08-2006
 Şapkadan tavşan çıkartmak   / 23-08-2006
 Sokak köpekleri   / 20-08-2006
 Bankaların yüksek değere satılmasının nedeni kim?   / 18-08-2006
NURAN YILDIZ
Yılmaz-Mumcu ve kötü bir senaryo
Okuduk. Mesut Yılmaz...
ŞÜKRÜ BİNAY
Mortgage ile ilgili merak edilenler
Yeni yasama yılının...
Aşkını yaşatmak için karaciğerini bağışladı
Akut karaciğer yetmezliği teşhisiyle hastaneye kaldırılan Yeliz...
İskeçe Müftüsü Mehmet Emin Aga vefat etti
Batı Trakya Türk Azınlığı tarafından seçilmiş İskeçe Müftüsü...
En 'ağa' cemaat!
En 'ağa' cemaat!
İsmailağa Cemaati hakkındaki suç duyuruları gibi Emniyet'in 2000...
Öldürülen Bayram Öztürk'ün evine taziye ziyaretine gittik
Öldürülen Bayram Öztürk'ün evine taziye ziyaretine gittik
Evin kapısını Öztürk'ün kızı açtı. Yaptığımız konuşma kısa ve netti:...
IMKB
E: 37.372 D:% -0,23
DOLAR
S: 1,477 D:% 0,034
EURO
S: 1,875 D:% -0,133
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu