Aydın Doğan'a
Aydın Doğan'ın POAŞ'la ilgili bir haberimizden dolayı "bana" yolladığı "özel" ve "içten zannettiğim" bir mektubu yayınladım. Mektuptaki "Ayrıca bu olayda onların bir hatası bulunduğuna inanmıyorum" cümlesine ise yer vermedim. Çünkü bu "hukuki" bir yorumdu ve konuyla ilgili kararı adalet verecekti. Üstelik bu cümlenin bizim haberimizle veya Aydın Bey'in bana yolladığı mektubun genel içeriğiyle bir ilgisi yoktu. Benim mektubu yayınlamamdan bir gün sonra Hürriyet gazetesindeki bir köşede bana yönelik bir yazı kaleme alındı. O zaman anladım ki, Aydın Doğan'ın bana "özel" olarak yolladığı ve samimi hitaplarla yazılmış mektup "o kadar da samimi" değilmiş. Bana yollandığı gibi, Hürriyet yönetimine de yollanmış. Yani anlayacağınız bir "açık mektupmuş." Doğrusunu isterseniz ben birine "samimi bir mektup" yazdığım zaman bunu başkasıyla paylaşmam. Galiba Aydın Bey'le "samimiyet" anlayışlarımız farklıymış. Bunu da öğrenmiş olduk.
|