|
 |
|
  Erdoğan 'açık' konuştu
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Türk askerinden Hizbullah'ın silahsızlandırılmasına yönelik talep geldiği anda Hükümet olarak askeri geri çekeceklerini'' bildirdi.
Erdoğan, ''İstanbul'a Göçün Yönetimi'' konulu seminerden ayrılışında basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin, ''BM'nin 1701 sayılı kararı Hizbullah'ın silahsızlandırılmasını öngörüyor. Dolayısıyla Başbakan'ın Ulusa Sesleniş
konuşmasıyla çelişiyor' şeklinde manşetler yer aldı. Sivil toplum örgütleri de art arda protestolar yaptı'' sözleri üzerine, şunları söyledi.
''Salı
günkü tezkeredeki metni görürseniz, o metinde böyle bir şeyin olamayacağını ve biz böyle bir şeyin bir defa olmasını kabul etmiyoruz... Bakın bunu çok açık ve net söylüyorum; Böyle bir şey bizim askerimizden talep edildiği anda Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti olarak biz askerimizi oradan çekeriz. Bunu da çok açık söylüyorum.''
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türk askerinin Lübnan'a çatışmaya değil, barışı korumak için gideceğini söyledi.
Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin, ''Dün akşam tezkere Meclise gitti. Türkiye, Barış Gücüne deniz gücü ağırlıklı bir kuvvetle katılacak. Bu, Türk
askerinin çatışmaya girme riskini ne kadar azaltır'' sorusu üzerine, gerek Dışişleri Bakanlığı, gerekse Genelkurmay Başkanlığının bu konularla ilgili
açıklamaları bulunduğunu hatırlattı.
Erdoğan, ''Bir defa halkımızı şu şekilde bir yönlendirmeye gitmeyi doğru bulmuyorum. Biz Lübnan'a çatışmaya gitmiyoruz. Lübnan'daki barışı korumak için oraya gidiyoruz. Yapılmakta olan, yapılacak olan insani yardımları orada korumak, güvence altında sürdürmek için gidiyoruz'' dedi.
İnsani yardımlar içindeki alt yapı ve üst yapının yanı sıra bütün bunların yapılmasına yönelik adımlar olduğunu ve Türkiye'nin de burada atacağı adımlar bulunduğunu kaydeden Erdoğan, ''Bu tür bölgelerde yer alırsanız, oranın geleceği üzerinde hatırlanır, unutulmazsınız ve 'Buraya Türkiye gelmişti' denir'' diye konuştu.
Erdoğan, Lübnan'a sadece askerin değil, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, DSİ ile Karayollarının da aralarında bulunduğu bazı kamu kuruluşlarının da gideceğini söyledi.Vatandaşlara bir şey hatırlatmak istediğini de ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''O televizyon ekranlarındaki ağlayan çocukları, o anneleri, hatta o çocukları kaldırmak suretiyle dünyaya takdim eden Lübnan halkını gördüğümüz zaman hep üzüldük. Peki burada kuru kuruya üzülmek bir şeyi hallediyor mu? Yoksa onların yanında, onların yardımına ulaşmak suretiyle onlara destek olmak mıdır, üzüntünün ifadesi. Eğer üzüntümüz varsa, gerçekten dertliysek, oraya elimizi uzatacağız. Ama bazıları, 'Efendim Türkiye'de terör varken bizim askerimizin orada ne işi var?' diyor. Bu bir defa Türk Silahlı Kuvvetlerine hakarettir. TSK birçok cephede bu mücadeleyi sürdürebilecek güçtedir. Şu andaki bütün kararlılığımız buna yöneliktir. Ama bu bir uzun soluklu yolculuktur. Yani Afganistan'a, Somali'ye, Kosova'ya, Bosna Hersek'e biz askerimizi gönderdiğimiz zaman Türkiye'de terör yok muydu? Gene vardı. O mücadele de sürecek, bu desteklerimiz, yardımlarımız da sürecek.''
Başbakan Erdoğan, atılan bu adımların Lübnan halkı ile olan bağların kuvvetlenmesini de sağlayacağını söyledi.
''ŞARTLAR OLUŞTUĞU İÇİN...''
Birinci Irak tezkeresinde de hep bunların söylendiğini belirten Erdoğan, ''çatışmaya gitmek'' diye bir şeyin söz konusu olmadığını ve orada çatışmanın kesilmiş vaziyette bulunduğunu söyledi. Türkiye'nin zaten şartlarını peşinen ileri sürdüğünü ve bu şartlarla oraya gidileceğini kaydeden Erdoğan, şu anda Lübnan'da barışın korunmasına yönelik bir adım atıldığını ve ilk defa Lübnan ordusunun güneye indiğini söyledi.
Erdoğan, ''Barış olmasa Lübnan ordusu güneye nasıl inecekti. Bunların hepsi olumlu gelişmeler ve oradaki herhangi bir grubun silahsızlandırılmasını yapma gibi bir görevle de Türk ordusu oraya gitmiyor. Bu da tezkerenin içinde vardır.
Bunun da bütün şartlarını tezkereye koyduk ve şartlar oluştuğu için de bizler orada olma kararını parti ve grup olarak vermiş bulunuyoruz'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, gönderilecek asker sayısının tezkere Meclisten geçtiği takdirde asker ve ilgili birimlerle görüşülerek belirleneceğini bildirdi.
Erdoğan, ''Birinci tezkerede Türk askeri Irak'a gitseydi, bugünkü tablonun dışında daha olumlu tablo olur muydu'' şeklindeki soru üzerine de şunları
söyledi:
''Şu safhada bunu değerlendirmek yanlış olur. Ben her zamanki kanaatimi koruyorum. Eğer biz orada olsaydık şu andaki durum çok daha iyi ve olumlu olurdu'' dedi.
Başbakan Erdoğan, tezkere yazılmadan önce Lübnan, İsrail ve ABD ile fikir alışverişinde bulunulup bulunulmadığına ilişkin de Türkiye'nin BM elçisinin bu işleri yaptığını, bundan sonraki süreçte de yine aynı şekilde bu konuların konuşulup görüşülerek buna göre adımların atılacağını söyledi.
TARİHİ SORUMLULUK
''Barış Gücünde Türkiye'den başka İslam ülkesi yok'' denildiğini de hatırlatan Erdoğan, böyle bir şeyin söz konusu olmadığını, Bangladeş, Endonezya, Malezya ve Nepal'in de asker göndereceğini ifade etti.
Türkiye'de ''Asker gitsin ya da gitmesin'' diyenler olduğu gibi Lübnan'da da ''Gelsinler ya da gelmesinler'' diyenler olacağını kaydeden Erdoğan, ''Sayın Başbakanın ve oradaki özellikle unsurların ağırlıklı olarak taleplerine bakıyoruz. Biz tüm görüşmelerimizi oradaki grup liderleriyle de yaptık'' dedi.
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ü Lübnan'a, İsrail'e, Filistin'e ve Suriye'ye bunun için gönderdiklerini belirten Erdoğan, hepsinin olumlu bakışlarını alarak bu adımı attıklarını söyledi.
Erdoğan, ''Biz durumdan vazife çıkarak bu adımı atmadık. Tarafların olumlu yaklaşımlarını görerek bu adımı attık. Bundan daha güzel ne olabilir. Buna bir insani görev, bölgedeki hukukun bir gereği olarak, tarihi bir sorumluluk olarak üstleniyor ve olaya böyle bakıyoruz'' dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, gazetecilerin, Şırnak'ta bölücü terör örgütü tarafından 3 askerin şehit edildiğini hatırlatmaları üzerine ise şehitlere rahmet, ailelerine ve millete başsağlığı diledi. Erdoğan, terör mücadelesinin süreceğini vurguladı.
(AA)
|
