kapat
   
20 Ağustos 2006 Pazar
 
SABAH Gazetesi
 
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
SMS:
MB yaz
boşluk bırak
mesajını yaz
4122'ye gönder
 

Lokantada aranılan şey "ev yemeği" midir?

Tatil yörelerinde gezerken, bazı lokantaların kapılarında "Ev yemeği" yazılı duyuruları görürsünüz.
Bu "Ev yemeği" duyurusuna iyimser açıdan bakarsanız, lokantayı işletenlerin tatilcilerin ev özlemine cevap aradığını düşünebilirsiniz. Tatilciler harıl harıl gezer, yüzer ve otellerin yabancı yataklarında gecelerini geçirirken, evlerini, evdeki rahatı ve tencere yemekleriyle bezenmiş sofralarını özlemişlerdir.
Ev yemeği yaptığını duyuran lokantanın sahipleri, muhtemelen bir ailedir ve karı-koca mutfağa girmektedirler. Tatilciler de böylece bir aile ortamında yemek yiyerek, evlerine olan özlemlerini gidereceklerdir.
Bu iyimser yorumdur.
Eğer "Ev yemeği" duyurusuna olumsuz açıdan bakarsanız, şunları düşünebilirsiniz.
İnsanlar evlerinden farklı olan ortamlarda tatil geçirmek için yollara düşmüşlerdir. Ev yemeği, zaten evlerde vardır. İnsanlar lokantaya ev yemeği yemek için değil, farklı lezzetleri tadabilmek ve iyi bir servis almak için giderler. Lokantanın varlık sebebi "Yemek" kadar "Servis" tir de. Çünkü insanlar evlerinde kendi kendilerine hizmet ederler. Susayan suyunu, acıkan ekmeğini kalkıp kendisi alır. Yemek bitince de sofrayı, masaya oturanlar toplar.

SERVİS
FARKI
Oysa lokantada hizmeti, garsonlar yapar. Bunun için bir para da ödenir, bahşiş bırakılır.
"Ev yemeği" duyurusu bulunan lokantaların servisinin eksik ve aksak olması ihtimali fazla olabilir. Bir aile işletmesi olan o lokantada, müşterilerin de aile fertleri gibi davranmaları ve servise katılmaları ihtimali vardır.
Aslında demokrasiye bakış ve hukuk anlayışı da, bu "Ev yemeği "ne yaklaşıldığı biçimde ele alınabilir.
Birinci yaklaşımda, "Biz bize benzeriz" söyleminden yola çıkar ve hem demokrasinizin, hem hukuk sisteminizin "Evdeki yemek" gibi olmasını savunursunuz.
Bu modelde kurallara uymak, serviste mükemmeliyet aramak, başkalarının haklarına saygılı olmak fazla önemli değildir. Neticede siz yakın çevrenizle birlikte olacağınız için, kimse diğerinin kusurlarını fazla görmez. Burada hukuk değil güçlü olan veya baba üstündür.
İkinci yaklaşım ise, hem demokrasinizi, hem de hukuk sisteminizi gelişmiş dünyanın düzenine uyarlı hale getirmeyi amaçlar.
Temel hak ve özgürlükler, serbest ve haklı rekabet, hukukun üstünlüğü, bireylerin ve toplum kesimlerinin birbirlerine tahammüllü olması, kanunların ve kuralların herkes için geçerli bulunması, bu yaklaşımın temel öğeleridir.

SEÇİM
YILI
Gelişmiş uygarlıklar, yüzlerce yıl süren deneyimler sonucu, "Ev yemeği" sunumunun, sadece ev özlemi duyan veya yerel lezzetleri merak eden turistleri tatmin etmek için kırsal kesim lokantalarında cazip olacağını anladılar.
Bunun dışında kamuya hizmet sunulan bütün alanlarda, "Mükemmeliyet"i aramak, öncelikli hedef oldu. Siyasal ve toplumsal yaşamda da, demokrasi ve hukuk anlayışı evrensel normlara oturtuldu. Gelişmiş ülkelerde kimse "Biz bize benzeriz" diyerek, despotluğu, faşizmi, yabancı düşmanlığını, militarizmi falan ne kendi halkına ne de içinde bulunduğu uygar milletler camiasına sunabiliyor.
Tatil yörelerinde gezerken rastladıklarınız ve gözlemleriniz, size böyle çağrışımlar da yaptırıyor.
Gelecek yaz tatilinde ise, demokrasiyi ve sistemimizi hatırlamak için lokantalara bakacak vaktimiz pek olmayacak. Çünkü gelecek yıl bu zamanlarda Türkiye partilerin seçim kampanyalarını izliyor olacak. Çünkü 2007'de genel seçim var.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Bikini ile haşema karşı karşıya gelmemelidir...   / 19-08-2006
 Türkiye'nin İngiliz sarayı gibi olması tehlikesi...   / 18-08-2006
 Bir şeyi görmekle gerçeği anlamak aynı şey mi?   / 17-08-2006
 Yurtdışına savaş için de barış için de gidilir...   / 16-08-2006
 Günümüzün yükselen ideolojisi anti-izm...   / 15-08-2006
 Kodu mu oturtan generallerin serüvenleri   / 14-08-2006
 Bir gün herkes Lübnan gibi tek başına kalabilir   / 13-08-2006
 İdeolojisini kaybeden Amerikan imparatorluğu...   / 12-08-2006
 Hem Araplara hem Amerikalıya karşı olmak...   / 11-08-2006
 Yabancı sermaye vazgeçilmez bir kaynaktır   / 10-08-2006
YILMAZ ÖZDİL
Efes...
Avusturya'nın Ankara Büyükelçisi Dr.Heidemaria...
ERGUN BABAHAN
İrtica mı yoksa kültür çatışması mı?
Son dönemde basında...
MEHMET BARLAS
Lokantada aranılan şey "ev yemeği" midir?
Tatil...
UMUR TALU
Tamam, aslında, ama, bir bakıma
" İlke" şu değil...
ERDAL ŞAFAK
Tercih zamanı
Dışişleri Bakanı Gül bugün...
Ateşkes sonrası ilk ateş
İsrail 'ateşkesin' ilk haftası dolmadan Lübnan'ın güneyine baskın...
Katliamda 'olağandışı bir durum yokmuş'
Geçen yıl Irak'ın Hadita kentinde ölen arkadaşının öcünü almak için...
Kına yakın beyler
Kına yakın beyler
Ağustos cehenneminde ligleri başlatan Futbol Federasyonu bir cana...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu