kapat
   
18 Ağustos 2006 Cuma
 
SABAH Gazetesi
 
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Sukru Binay @ SABAH
 

Bankaların yüksek değere satılmasının nedeni kim?

Çiğdem Toker'in, BDDK Başkanı Tevfik Bilgin ile geçenlerde yaptığı görüşme çok ilginç konuları gün ışığına çıkarttı. Bilgin der ki "Eğer bankalarımız yüksek değerle satılıyorsa bunu tek nedeni yeni lisans vermeme stratejisidir."
Aynı görüşmede, BDDK Başkanı 2001'de yaşanan konsolidasyonla 80'leri aşan banka sayısının 47'ye düştüğünü söylemiş. Aslında bu sayı bile fazla imiş.
Stratejiyi ve stratejiyi kamuoyuna duyurmaktaki cesaretini sonuna kadar destekliyorum.
Rivayet odur ki, 1980'li yıllarda enflasyonla boğuşan, bankacılık sektöründe ciddi sıkıntılar yaşayan İsrail'de Jacob Frenkel, Stanley Fischer gibi IMF'den gelen Merkez Bankası Başkanı Michael Bruno'ya gazeteciler sormuşlar;
"Sayın Başkan, kaç bankamız olsun istersiniz?"
"Üç."
Manşetlik haberi yakaladık ya, devam;
Hangileri?
Kan bankası, göz bankası, tabii ki merkez bankası.
Şaka bir yana, denetim otoritesi de, finansal istikrarın sorumluluğunu denetim otoritesi ile paylaşan Merkez Bankası da sistemde az sayıda banka olmasını ister.
Bir hikaye de Arnavutluk'tan...
Daha önce yaşadığı ağır banker krizinden sonra sistemde sadece üç ticari banka bulunmasına rağmen ikincil piyasanın olmadığı, vatandaşın hazine kağıdı taşımadığı bir ortamda, Arnavutluk Hazinesi'nin nasıl bu kadar cazip faiz ve vadelerle borçlanabildiğini merak etmiştik. Sorup tatmin edici bir yanıt alamasak da cevabı bulduk. Üç bankanın biri kamuya aitti ve piyasanın yüzde 70'ini oluşturuyordu.
Geçmişi boş yere hatırlatmadım. Kurumsallaşmada geçmişin rolü çok önemlidir. Beklenirdi ki Tevfik Bilgin gibi açıklığa, şeffaflığa dikkat eden cesur, kararlı bir başkan açıklamasını kendisinden önceki BDDK yöneticilerinin de bulunduğu bir basın toplantısında sunsun.
2001'de banka sayısı kendiliğinden 83'ten 47'ye düşmedi. Kapatılan bankaların hepsinin arkasında geçmiş BDDK yönetimlerinin kararları vardır. Hem çalışırken aldıkları tehditlerin kaydını, hem de ayrılıp emekli olduktan sonra verdikleri hizmete karşılık ödedikleri bedeli BDDK arşivinden bulabilirsiniz.
Bu arada şirketlerini satıp yatırımlarını nakde çevirerek birleştirdiği üç bankasına sermaye olarak koyan banka hissedarlarını da unutmamak lazım.
İyi niyetli ve dürüst olununca konsolidasyonun kamuya yük olmadan yapılabilineceğinin belki de Türkiye'deki tek örneği.
Tevfik Bilgin'in demecinde yer alan ikinci konu kur, faiz, ekonomik büyüme gibi göstergelerin şok değişiminin banka bazında sonuçlarını tartışıp, buna uygun politikalar üretilmesi.
Bunun bankacılık literatüründeki tanımı stres testidir. Amacı, kabaca, model ortamında ani kur ve faiz artışları, deprem gibi doğal afetler sonucu ekonomik aktivitedeki daralmaya karşı bankaların sorunlarını ortaya çıkarmaktır. Sermayeleri yeterli olacak mı? Hangi aşamada kaynak arayışı için TCMB'ye gidilecek? Şimdiden bankaların alması gereken tedbirler var mı? Uygulanan para politikası sistemde bozucu etki yaratıyor mu? Bunlar tartışılır. Nihai hedef finansal istikrarı korumaktır.
Yazının başında finansal istikrar konusunda sorumluluğun TCMB ve BDDK'da olduğundan bahsetmiştim. Her ne kadar merkez bankaları, fiyat istikrarının temel amaçları olduğunu öne çıkartsalar da finansal istikrarın bizim gibi ülkelerde düşük enflasyonun ön şartı, gelişmişlerde tamamlayıcısı olduğunu çok iyi bilirler.
AB'nin çok eleştirdiği TCMB Kanunu'ndaki TMSF'ye avans açılması maddesi bunun en iyi kanıtıdır.
TCMB finansal istikrara verdiği önemi 6 ayda bir yayınladığı raporlarla vurgular. Bu raporların gelecek açısından en dikkate değer bölümleri piyasa riski ve senaryo analizleri başlığı altında toplanmıştır. Likidite riskinin tartışıldığı sayfaları da buna ekleyebilirsiniz.
Anladığım kadarıyla aynı işi BDDK bir de kendisi yapmaya niyetli. Aynı veri tabanından farklı sonuçlara ulaşmanın piyasalarda yanlış yorumlanacağını düşünmek lazım.
Bunun yerine TCMB'nin stres testinin modeline katkıda bulunmak, yapıcı eleştirilerle geliştirmek, hem kafa karışıklığını önlemek hem de uzmanlığının kıymetli zamanlarını tasarruflu kullanmak açısından en doğru yöntemdir.
Koordinasyon, kötü günlerin çaresi iyi günlerin dostudur.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Para Politikası Kurulu ne karar almalı?   / 16-08-2006
 Kamyoncu lokantaları 3 ve son   / 13-08-2006
 Sermaye birikimi, kârlılık ve haziran ödemeler dengesinin söyledikleri   / 11-08-2006
 Enflasyon ve yazar eski ekonomi bürokrasisi   / 09-08-2006
 İstanbul finans merkezi TCMB'nin yeni yuvası   / 06-08-2006
 Tarımsal destekleme ve fındık piyasası   / 04-08-2006
 Geçici dengeler azami dikkat gerektirir   / 02-08-2006
 İşte ben ekonometri diye buna derim   / 30-07-2006
 Bankacılık sektörüne yabancı ilgisi   / 28-07-2006
 Şeffaflık güzel de ya zamanlaması?   / 26-07-2006
Prof. Dr. AYDIN AYAYDIN
Aba altından sopa gösterene bak
Son dönemde ülkemize...
ŞÜKRÜ BİNAY
Bankaların yüksek değere satılmasının nedeni kim?
Çiğdem...
ŞELALE KADAK
Ufukta başkanlık krizi mi var, yoksa Ömer Sabancı ikna mı...
Ve Rumelihisarı konserleri iptal
Sponsor Dagi'nin desteğini çekmesi, Kültür ve Turizm Müdürlüğü'nün...
Politik mesajsız müzik ziyafeti
Doğu-Batı Divanı Orkestrası'nın Aya İrini'de önceki akşam verdiği...
Biri gönüllü asker diğeri gönüllü kaçak
Biri gönüllü asker diğeri gönüllü kaçak
Milli yüzücü Can Eter askerliğini kısa dönem hakkına rağmen G.Doğu'da...
Yedi yıl geçti deprem acısı hâlâ unutulmadı
Yedi yıl geçti deprem acısı hâlâ unutulmadı
17 Ağustos 1999 Depremi'nin yıldönümünde Adapazarı, Yalova ve...
IMKB
E: 37.885 D:% -1,43
DOLAR
S: 1,442 D:% -0,311
EURO
S: 1,853 D:% -0,242
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu