|
 |
|
  |
|
Volta atarken ders çalıştım
Cezaevinde ÖSS 33'üncüsü olan Işgın: Notlarımı 7 adımlık koğuşun duvarlarına yazdım.
Dört yıl önce babasını öldürdüğü için demir parmaklıklar arkasına düşen Gönül Işgın, ÖSS'de nasıl Türkiye 33'üncüsü olduğunu anlattı: Konuları duvara astım. Spor yaparken bile ders çalıştım. Vakıf üniversitesinde okumak istiyorum. Tahliyeme 1.5 yıl kaldı.
Yedi adımlık koğuşta yazılan başarı öyküsü
Babasını öldürdüğü gerekçesiyle girdiği cezaevinde hazırlandığı ÖSS'de, Türkiye 33'üncüsü olan Gönül Işgın, hayallerini bile belli saatlere sıkıştırarak ders çalışmış.
Kasvetli görüntülerle karşılaşacağımız ön yargısıyla girdik, Çanakkale E Tipi Cezaevi'ne. Ama daha girişte fikrimiz değişti. Çiçeklerle donatılmış koridorlarda ilerledikten sonra, güler yüzlü bir genç kız karşıladı bizi. O kız, bu yılki ÖSS'de Çanakkale 2.'si, Türkiye 33'üncüsü olan Gönül Işgın'dı. ÖSS Söz-2 alanında 283.096 puan alarak Türkiye 33'üncüsü olan 29 yaşındaki Gönül Işgın, cezaevindeki 7 adımlık koğuşta kurduğu çalışma ortamı ile bu başarıyı nasıl yakaladığını anlattı.
'Bana özel oda ayarladılar'
İstanbul Zeytinburnu'nda yaşarken 4 yıl önce 21 Ocak 2002 günü öz babasını öldürdüğü için cezaevine giren Gönül Işgın cezaevine girdiği gün, üniversiteyi hem de dereceyle kazanacağına dair and içmiş. 2005 yılında girdiği ÖSS sınavında 92. soruda takılıp sınavı yarım bırakmış. Sonuçlar açıklandığında çözdüğü 91 sorudan 90'ının doğru olduğunu görünce de umutları iyice pekişmiş. Işgın başarısında cezaevi yönetiminin ve cezaevindeki öğretmeni Ünsal Ünal'ın büyük payı olduğunu belirterek şunları söylüyor: "Dışarıda ise en büyük destekçim annemdi. Benim adıma, üniversite hazırlık dergisine abone oldu. İstediğim kitapları bulup gönderdi. Bazı günler 8-10 saat ders çalışıyordum. Zaman zaman koğuşta sorun çıkıyordu. Cezaevi yönetimi benim için bir oda ayarladı. Cezaevinde, sürekli sosyal aktiviteler oluyordu. Ancak bunların çoğuna katılmıyor, ders çalışıyordum."
VOLTA
ATARKEN BİLE ÇALIŞTI
"Kendime göre bir sistem geliştirdim" diyen 29 yaşındaki Işgın nasıl çalıştığını ise şu sözlerle anlatıyor: "Çalışma masamın hemen yanına, büyük bir fon kağıdı yapıştırdım. Çalışırken, önemli gördüğüm yerleri, büyük harflerle bu kağıda yazmaya başladım, dolunca onu karşı duvara asıp yerine boş kağıdı koydum. Böylelikle odanın bütün duvarları not kağıtlarıyla doldu. Kitaptan kafamı kaldırdığımda, hep bu kağıtları görüyordum. Dinlenirken, volta atarken, müzik dinlerken, spor yaparken gözüm hep bu kağıtlara takılıyordu. Böylelikle üzerlerinde yazan her şeyi ezberledim."
Sema ÇOLAK / ÇANAKKALE - MERKEZ
|
