Mayıs ve haziran ayında yaşanan büyük finansal dalgalanma 26 Haziran'daki önlemlerle duruldu. Biz de, 28 Haziran'daki "Görecelidengekurulduyüksekfaizdönemibaşladı" ifadesini kullanmıştık. Bunun da temel gerekçesi, piyasalarda bu dengenin ancak yükseltilen faizlerle kurulmasıydı. Doğal olarak dengenin korunması önümüzdeki dönemde faizlerin yüksek düzeylerde kalmasını gerektirebilirdi. Aradan bir ay geçti. Faiz oranları yükseldikleri düzeylerde küçük dalgalanmalarla yatay bir seyir izliyor. Kurlar belli bir geri çekilmenin ardından yatay dalgalı bir seyir izliyor. Borsa belli bir bantta dalgalanıyor. Finansal piyasalarda bir ay önce kurulan göreceli denge devam ediyor. Buna karşılık Merkez Bankası geçen perşembe günü faizi yüzde 0.25 daha artırdı. Faizdeki bu bebek adımının fazla bir önemi yok. Ancak Merkez Bankası "Gevşemeyin,benburadayım,enflasyonudüşürmedekararlıyım" diyor. Hatta bu bebek adımlarının devamının geleceği de tahmin edilebilir. Dolayısıyla yüksek faiz dönemi uzayacak gibi görünüyor.
Faizteksilah TEB Başekonomisti EminÖztürk de faizin yüksek kalma ihtimaline iki farklı gerekçe getiriyor. Birincisi Merkez Bankası'nın bütün yükü faiz artışına bindirdiği tesbiti ki Öztürk şöyle diyor: "Merkez Bankası'nın döviz satış ihalelerini sadece iki gün uyguladıktan sonra hemen bundan vazgeçtiği, piyasalardaki dalgalanmaya karşı esas olarak faiz silahını kullandığı, hesap verme mektubunda hükümetten ciddi bir tedbir beklentisinde olmadığı ve enflasyon beklentilerindeki bozulma karşısında da yine faiz artışına başvurduğu dikkate alındığında, hem piyasa istikrarı hem de enflasyon hedefi açısından yalnızca faize dayalı tek eksenli bir politika yürüttüğünü söylemek mumkündür. Bu çerçevede, en azından senenin kalan aylarında faiz düzeyinin yüksek kalacağını, hatta daha da yükselebileceğini öngörmek zor değildir."
Dışardafaizartışı Türkiye'de faizlerin uzunca bir süre yüksek kalacağına ilişkin ikinci gerekçesi dış kaynaklı olan Emin Öztürk haftalık bülteninde şunları kaydetmiş: "FED'in halen yüzde 5.25 olan faiz düzeyinden daha ne kadar yukarılara gideceği tam olarak bilinmemekle birlikte ABD'de faizlerin uzunca bir süre yüzde 5-6 arasında olacağı kesin gibidir. Referans olarak alınan faiz düzeyinin en az yüzde 5 olduğu bir durumda Türkiye'de reel faizlerin daha uzunca bir süre 2005 yılı sonunda ulaştığı düşük düzeye tekrar inmesini beklemek gerçekçi olmayacaktır. Hesapların ve planların buna göre yapılmasında fayda vardır."
İçeridekibelirsizlik ABD'de yüzde 5-6'lık faizin üzerine yaklaşık 3 puanlık risk primi eklendiğinde 9 puan civarında bir reel faize ulaşılıyor. ABD'deki faizlerin düzeyi yanında Türkiye'de cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçim takvimi de dikkate alınınca, faizlerin daha ne kadar bu yüksek düzeylerini sürdürebileceği konusunda bir belirlilik ortaya çıkıyor.
Sonuç "Silgikullanmadanresimçizmesanatınahayatdenir." J. Christian