|
|
|
AİHM'den Hoca'ya destek
AİHM, Bingöl'de 1994'te yaptığı konuşma nedeniyle mahkûm edilen Erbakan'ın adil yargılanmadığına hükmetti.
AİHM hem Türkiye'ye hem Hoca'ya vurdu
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, yaptığı bir konuşma nedeniyle ceza alan Erbakan'ı haklı buldu ve Türkiye'yi mahkûm etti, ancak Erbakan'ın konuşması için "Toplumu dini ve ırksal açıdan bölüyor" dedi.
Refah Partisi'nin kapatılması nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) açtığı davadan 'ret' yanıtı alan Necmettin Erbakan kendi aldığı cezadan dolayı Türkiye'yi mahkum ettirdi. AİHM, gerekçeli kararında hem Türkiye'yi hem Erbakan'ı eleştirdi. Karardan sonra Erbakan, yeniden yargılanma isteyebilecek. Erbakan, 1994 yılında Bingöl'de yaptığı konuşmada, öğrencilerin her sabah sınıflarına "andımız"ı okuyarak sokulmalarını eleştirmiş ve "Okullarda 'Türküm doğruyum çalışkanım' diye söyletirseniz, başkaları da 'Ben Kürt'üm, daha çalışkanım, daha
doğruyum' deme hakkını kendinde görür" demişti. Erbakan, bu sözleri nedeniyle 4,5 yıl sonra Diyarbakır DGM'de 1 yıl hapis cezasına mahkum olmuştu.
KONUŞMAYI DEĞERLENDİRDİ Erbakan'ın, bu mahkumiyet üzerine AİHM'ye yaptığı başvuru sonuçlandı. AİHM, "ifade özgürlüğü" ve DGM'lerde askeri hakimin varlığı nedeniyle "adil yargılanma" haklarının ihlal edilmesi nedeniyle Türkiye'yi mahkum etti. Ancak kararın gerekçesinde çok farklı değerlendirmelere yer verildi.
CEZA NEDENİ Mahkeme, öncelikle Erbakan'ın Bingöl'deki konuşmasını tartıştı. Gerekçede, politikacıların konuşmalarını özgürce yapabilmeleri gerektiğine işaret edildi. Daha sonra "ancak" diye başlayan bölümünde ise şöyle denildi: "Başvurucu sadece dinsel değerler etrafında oluşan bir toplum yapısını savunuyor ve bunu savunmak da günümüz toplumunun gereklilik çoğulculukla bağdaşmaz." Kararın bu bölümünde, Erbakan'ın konuşmasında toplumun ırk farklılığı gözeterek de ikiye bölündüğü belirtildi. Kararda, Erbakan'ın konuşmasının 1994'te yapılmış olmasına rağmen davanın 4 yıl 5 ay sonra açılmasını eleştiren AİHM, Türkiye'ye yönelik mahkumiyet kararını da bu nedenle verdi.
Özge TATAR / ANKARA
|