Karanlık gecenin perde arkası
Geçen cumartesi 13 şehirde elektrikler kesildi. Dünya kupası maçını izleyen sporseverlerin hevesi kursaklarında kalırken, eğlence mekanları sustu. Peki ne oldu da aynı anda birçok yerde elektrik kesilmişti? Enerji Bakanı Hilmi Güler, göreve geldiği günden bu yana verdiği demeçlerde arz fazlası elektirk ve doğalgazımızın olduğunu söylüyor. Hatta kullanamadığımız gazın parasını da ödüyormuşuz. Eğer kullanmadığımızın gaz faturası var ise Bakan Güler çıkıp bunlara sebep olanları da teşhir etmeli ve bunlardan hesap sormalı. Yok böyle bir şey yok ise, Bakan Güler, yıllık ihtiyacımız olan 180 milyar KW/saat elektrik enerjisi için hangi santralı üretime soktuğunu da kamuoyuna açıklamalıdır. Elektriği üç ayrı kanaldan sağlıyoruz. Toplam ihtiyacımızın yüzde 60'ını YİD'lerde dahil kamu, kömür, su, rüzgâr ve diğer üretim tesislerinden, yüzde 20'sini 'otoprodüktör' adı verilen kendi elektrik enerjisini üreten şirketlerden, kalanını da özel sektöre ait enerji üretim şirketlerinden sağlıyoruz . İhtiyacımız kadar elektrik farklı birimlerce üretiliyor, sorun yok gibi gözüküyor. Ancak işin gerçeği öyle değil. Bu üretim tesislerinden bazıları üvey, bazıları da öz evlat muamelesi görerek aynı malı farklı fiytattan devlete satıyorlar. Otoprodüktörlerin ürettiği enerjinin KW/saat başına maliyeti 95 YTL. Özel sektör şirketleri de devlete bunu 105 YTL'ye satıyor. 4 yıldır bu şirketlerin üretimde kullandıkları doğalgaza yüzde 50 zamlanmasına, müşteriye satılan fiyata da zam yapılmasına rağmen üreticilerin fiyatına zam yapılmaması, bu kanaldan temin edilen elektriğin yüzde 40'ının her an şarteli indirip, ülkeyi karanlıkta bırakması an meselesi. Eskiden doğalgazın üzerinde ÖTV'nin etkisi 40 kuruş idi. Şimdi 2.2 YTL+KDV oldu. Şirketlere kapısında verdiği elektirk için yüzde 12 kayıp kaçak oranı kesintisi yapılıyor. Buna hiç ilgisi bulunmayan TRT'ye cironun yüzde 2'si kadar bir anlamda haraç alınıyor . Dolayısıyla 95 YTL'ye mal edilen elektiği, devlet diyor ki, gece 22.00 den sonra 35 liradan bana satacaksın. Bunun neresi doğru? Bir de devlete enerji satan öz evlatlar var. Bu öz evlatlar YİD sistemi ile elektrik enerjisi üretip devlete satanlar. Üretimde kullanılan doğalgaza ne kadar zam gelirse gelsin onların umrunda değil. Böyle çifte standart olur mu? Bence düzeltilmesi gereken öncelikli konu bu. Pazar günü Habertürk'e konuk olan Bakan Hilmi Güler çaresizdi. Gazetecilerin sorularına verdiği cevaplarda zorlanıyordu. Diyemiyordu ki bakın 4 yılda elektrik enerjisini artıran şu santralleri kurdum. Arzı artırıyorum, bundan sonra kesinti olmayacak. Ben olsam Bakan Güler'e şunu sorardım. 4 yıldır, seleflerinizin uygulamalarının ülkeyi yükümlülük altına soktuğunuzu söylüyorsunuz. Hani gaz fazlası vardı? Hani elektrik enerjisi fazlası vardı? Fazla gaz ve elektrik enerjisini haberimiz olmadan birileri mi içti? Bakan Güler hiçbir şey yapmamıştı ki, kendisini savunabilsin? Bence bugünlerimiz bile iyi.
|