kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Dünya Kupası
   Son Dakika
   News in English
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Kültür Sanat
   Turizm Rehberi
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Ergun Babahan @ SABAH
 

O polis yargılanmalı

Geçen hafta Ankara'da ilginç bir olay meydana geldi. Avrupa Birliği sürecini yaşamıyor olsaydık hepimize sıradan gelecek bir olaydı. Olaya ve sonuçlarına tepkiler farklı oldu.
Önce konuyu hatırlayalım.
Orman ve Çevre Bakanı Osman Pepe'nin iki oğlu, bir yolcu veya yakınlarını karşılamak için havaalanına gider.
Hepimizin yaptığı gibi uygun bir cepte birkaç dakika beklemek için kenara park eder.
Bu sırada yanlarına bir polis gelir, önce kimlik sorar, kimliği aldıktan sonra, ruhsatı ister. Arabada ruhsat yoktur.
Bunun üzerine arabadan indirdiği gençlerden birini yüzü koyun yere yatırır ve sıkı bir kelepçe takar. (Kolunuza hiç kelepçe takılmadıysa bunun anlamını bilemezsiniz ancak polisler canınızı yakacak biçimde kelepçe takmanın gerçekten ustadır.)
Bunun üzerine ağabey ilk kez babasının bakan olduğundan söz eder, bir başka polis olaya müdahale eder.
Kelepçeyi takan polis ne yaptığının farkına varıp kaçar, anahtar olduğu için genç çocuk bir saat kolunda kelepçeyle kalır.
Önce şu soruyu soralım, demokratik bir hukuk devletinde polisin canının istediği insanı yere yatırıp kelepçeleme hakkı var mıdır?
Kendisine saldıran sarhoşlara, göstericilere aşırı tahammül gösteren bir polis, kendisine direnmeyen, bir tehdit oluşturmayan iki gence şiddet uygulama hakkına sahip midir?
Karşısındaki insana keyfince davranma hakkını kendinde bulan polis, kişi hak ve hürriyetlerimizin teminatı mıdır, yoksa bu hak ve özgürlüklerimize bir tehdit mi oluşturmaktadır?
Olaya bu soruları sorarak yaklaşmazsak, siyasetin polis üzerindeki baskısı gibi kolaycı bir sonuca varabiliriz.
Aslında olayda adı geçen polisin paçayı sadece görev yeri değişikliğiyle kurtarması yine gelişmekte olan demokrasilere özgü bir olaydır.
Sonuçta o polis memuru kendisine verilen kamusal yetkiyi kötüye kullanmış ve bir gence ömürboyu unatamayacağı bir deneyim yaşatmıştır.
Burada gencin babasının siyasi kimliği sadece olayın duyulmasını sağlamıştır.
Eğer bu saldırı sıradan bir vatandaşın başına gelseydi, tek sütun bile haber olmadan örtbas edilirdi.
Burada İçişleri Bakanı Aksu'ya sorulması gereken soru, niye görev yerini değiştirdiniz değil, sadece görev yeri değişikliğiyle mi yetineceksiniz olmalıdır.
Çünkü, beline silah takıp insanların hakkını, hukukunu, özgürlüğünü korumak adına sokağa yolladığı bir polis memuru, görevinin tam da tersini yapmıştır.
Kişi hak ve özgürlüğünün tam bir ihlali örneğini ortaya koyan bu eylemin yaptırımı görev yeri değişikliğiyle kalmamalıdır.
Vatandaşın güvencesi, suçluları caydıran ancak bunu kendi hak ve özgürlüklerine tecavüz etmeden yapan bir polisin varlığıdır.
Kamunun kendisine verdiği yetkiyi, kişi hak ve özgürlüklerine keyfi tecavüz için kullanan polis memuru ciddi bir anayasa suçu işlemiştir.
Bunun hesabını yargı önünde vermelidir.
İşkenceci polislerin bile yargıdan kaçırıldığı bir ülkede bunu talep etmek garip gelebilir ama demokratik gelişim ancak böyle sağlanır.
İçişleri Bakanı Aksu'dan talebimiz, bu olayı görev yeri değişikliğiyle sınırlı bırakmamak ve yasal yetkisini kötüye kullanlara yargı yolunu açması olmalıdır bence.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Gülme, düşün Hıncal Uluç   / 30-06-2006
 Halk damarıyla siyaset yapmak   / 29-06-2006
 PİAR gazeteciliği   / 28-06-2006
 Yılmaz'la 3 saat ve 'Üçüncü Yol'   / 27-06-2006
 Düğmeye basmak   / 26-06-2006
 Lenin'den AK Parti'ye dersler   / 25-06-2006
 Fenerbahçe ve Hıncal Uluç   / 23-06-2006
 Nükleer enerji emre amade   / 22-06-2006
 Hâkimler mi yurtsever yoksa bombacılar mı!   / 21-06-2006
 Postmodern bir dönem çabaları   / 20-06-2006
YILMAZ ÖZDİL
İsrail seninle gurur duyuyor
İsrail ile Filistin...
ERGUN BABAHAN
O polis yargılanmalı
Geçen hafta Ankara'da ilginç bir...
MEHMET BARLAS
Bilgi, masa veya diz üstü kadar yakın hepimize
Bireyler...
UMUR TALU
Tamam, öyle yapın!
"Sivas'ı yazdın,...
FATİH ALTAYLI
Tom Perkins'le bir akşam
Maltese Falcon adlı "Süper...
ERDAL ŞAFAK
Avrupa İslamı
İstanbul Rumları'nın...
Tecavüz itirafı
Irak'ta görevli ABD askerleri, yolda "gözlerine kestirdikleri" bir...
'Haniye'yi öldürürüz'
Filistin Başkanı Abbas'a mektup gönderen İsrail, "Askerimiz...
Mavi samba: 0-1
Mavi samba: 0-1
Les Bleus (Maviler) lakaplı Fransa, Brezilya'ya futbol dersi verdi.
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu