  |
|
Sinirim bozulmasın diye eve magazin dergisi girmiyor
Ünlü popçu Emre Altuğ: Bir ay boyunca haber yapıp beni gayet şahsiyetsiz, şerefsiz bir adam gibi gösterebilirler. En kötüsü de insanlar inanıyor buna! Üçüne beşine katlandın, altıncısında "bir dakika" diyorsun. İnsanın sinir sistemi o kadar da sağlam değil....
Emre Altuğ, hayatın ilişki oyunları için çok kısa olduğuna inanıyor, kaç kez aşık olduğunu tam hatırlayamıyor, cinsel yaşamının iyi olduğunu söylüyor, zira bilinçli yaşıyor. Altuğ'un en büyük sıkıntısı ise magazin gazetecileri... "Sinirim bozulmasın diye eve magazin dergisi bile almıyorum ama bakkal getirip gözüme sokuyor!" diyor. Bakın Emre Altuğ, Cosmopolitan dergisinden Selcen Güçhan Özhan'a daha neler anlatıyor...
* Jambon dudaklı, şirin şahsiyet, Allah'ın bol vaktinde yarattığı yaratık, kıro, Türk kızlarının yeni ilahı olmuş gereksiz insan, pop kimse, demorfe vücutlu, dudak tanrısı gibi tanımlamalar yapılıyor hakkında... Vücudunu beğenen var, beğenmeyen. Dudaklarını beğenen, beğenmeyen... Nasıl karşılıyorsun eleştirileri ve övgüleri? Hayatımı yönlendirmemi sağlamıyor bunlar.
* Kesinlikle... Ama silkinip kendine geldiğin oluyor mu? Kendimi kendime getirecek silkinmeleri zaten yapıyorum. Vücudumla ilgili yapacak bir şeyim yok, ben her şeyimden çok memnunum. Kiminin beğenmesi, kiminin beğenmemesi de durumu daha doğal hale getiriyor diye düşünüyorum. Mesela herkes beğense bir kasıt, sahte bir durum var diye düşünürdüm. Öbür türlü olsa "Bir dakika yine birileri benim hakkımda dolduruşlar yapıyor insanlara ve kötü gidiyor her şey" diye tribe girerdim. Böyle olması açıkçası beni daha huzurlu kılıyor.
* 'Doldurma' haberler mi yapıldı? Bunu mu söylemek istiyorsun? Maalesef bazı röportajlar bize ait, bazıları uydurma, bazı haberler gerçek, bazıları yalan... Sinirim bozulmasın diye evime magazin dergisi girmiyor. Profesyonel olduğumuz için şirkete basın takibi dosyası geliyor. Berbere gidiyorum, karşıma çıkıyor, bakkal burnuma dayıyor, "Bak abi haber seninle ilgili" diye ve o zaman okumak zorunda kalıyorum. Sanki benim ağzımdan yapılmış gibi; üstelik de beni tanımlayan, benim hayat felsefemi, kadınlarla, ilişkilerle, insanlarla ilgili fikirlerimi açıkladığım ama asla benim ağzımdan çıkmayan röportaj ve haberler görüyorum.
* Yalan bir haber ilişkini ne kadar etkiliyor? Bir ay boyunca haber yapıp beni gayet şahsiyetsiz, şerefsiz bir adam gibi gösterebilirler. En kötüsü de insanlar inanıyor buna! Üçüne beşine katlandın, altıncısında "bir dakika" diyorsun. İnsanın sinir sistemi o kadar sağlam bir şey değil.
SEVİŞMEDEN AŞIK OLMADIM
* Eğitiminden bahsedelim... Söylentilere göre Şişli Terakki Lisesi'nde hâlâ efsaneymişsin. Yakışıklılığın dışında bir marifetin oldu mu o dönemlerde bu etiketi hak edecek? Duydum ama ben okulda okurken efsane muamelesi görmedim. Bugün ne marifetlerim varsa o gün de aynıydı. Şarkı söylemek, gitar çalmak ve oyunculuk dışında marifetim yok hayatta. İnşallah bir gün öldüğümde, "Bir zamanlar bir Emre Altuğ vardı, vay be" falan diye konuşurlar, önemli olan bu.
* Birkaç yıl önce bir dergi çekimi için soyunmuştun. Hâlâ arkasında mısın çıplak pozların? Beğenilme duygusu herkesin içini okşar, soyunarak 'biraz daha' istedin de nereye kadar? Daha açacağım. Bir kere artık bunun arkasında değil, önündeyim. Soyunan benim, niye milleti bu kadar geriyor ki? O fotoğraflarda olduğumdan daha az çıplak dolaşmıyorum ki plajda! Bence beğenenler fazla konuşmadı, beğendikleriyle kaldı. Beğenmeyenler anarşi yarattı.
* "Aşk yaşamadan sevişmedim. Binlerce defa aşık oldum". Bunlar senin ifadelerin. Bu kadar çok aşık oldun mu? Ben de onların yalancısıyım. Ben hayatımda 'one night stand' yapmadım. 'One week', 'one month stand' yapmışlığım var ama... Sevişmeden aşık olmadım. En fazla 5-6 defa aşık olmuşumdur.
* Bir sonraki mesleki hedefin ne? Belki bir müzikal, belki müzikli bir gösteri. Herkesin olduğu gibi benim hayatımda da komik hikayeler var, onlarla aynı döneme denk gelen şarkılar da var. Bu hikayeleri anlatıp, şarkıları söylemek keyifli olabilir.
|
