kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Dünya Kupası
   Son Dakika
   News in English
   Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Kültür Sanat
   Turizm Rehberi
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Türk mutfağının kendine özgü bir kokusu olmalı
Türk mutfağının kendine özgü bir kokusu olmalı
Yurtdışı tanıtımlar iyi ellere verilmiyor
Yemeklerimizi sahiplenmemiz gerek
Zeytinyağını buradan götürüyoruz

Türk mutfağının kendine özgü bir kokusu olmalı


Sevim Gökyıldız profesyonel yöneticilik yaşamına paralel olarak, Mutfak Dostları Derneği'nin yönetim kurulu üyesi. Akdeniz Mutfakları Konservatuvarı projesinin Türkiye'ye gelmesinde de yine Gökyıldız'ın emeği büyük. Onunla Taksim'deki Sofra London Restaurant'ta konuştuk.

- Sevim Hanım, yabancılar bizim yemeklerimizi seviyorlar mı?
- Yabancılar Türk mutfağını seviyor ama elbette bunun birtakım şartları ve ayrıntıları var. Herhangi bir yabancıyı işkembeci dükkanına götürürseniz, sevmiyor. Pilavı çok seviyorlar; hele iç pilavı. Ama bizim gibi tane tane pilavımızdan hoşlanmazlar; alışmamışlar. Lapamsı, rizotto kıvamında olanı yiyebiliyorlar. Bizimki kuru geliyor. Yine bir tanıtımda helva yapıldı. Fıstıklarını kavurduk, karıştırdık. Yutamadılar; bol tarçın koyduk, yine yutamadılar. Çünkü onlar bütün tatlılarını bir sosla yiyorlar. Nitekim biz de pilavın yanına hoşaf getiririz. Fransız mutfağında hoşaf veremiyorsunuz. Kaymak koyduk; hafif suluca oldu, rizotto gibi. Çok hoşlarına gitti.

- Peki biz güzelim tane tane pilavımızı Fransızlar beğensin diye kaymakla sulandırmak mecburiyetinde miyiz? Amacımız Türk mutfağını olduğu gibi tanıtmak mı, yoksa Avrupalıların damak zevkine göre bir mutfak mı hazırlamalıyız?
- Benim prensibim tanıtmak ve sevdirmek. Bir şeyi sevdirmek istiyorsak, bir ölçüde onlara uydurabiliriz. Ben daima Türkiye'ye gelecek katma değeri düşündüm. İtalyanları örnek aldım. Bir İtalyan bir yere geldiği zaman beraberinde kendi ürününü getirir. Ben de Türkiye'den ne götürülebilir, Türkiye'nin neyi tanıtılabilir, onu düşündüm hep. Fransa'dan davet ettiler, koca bir bavulla gittim. İçine orada olmayan her şeyi koydum; ince bulgur, nar ekşisi, sumak, çörek otu... Bütün bunlar bize ait. Restoran sahiplerine Türk mutfağı hakkındaki görüşlerini sordum. Avrupalıların artık kendi yemeklerini yemekten bıktığını söylediler; yenilik arıyorlar. Avrupa, Ortadoğu mutfağına doğru kayıyor. Lübnan öne çıkıyor. Bizi şanslı görüyorlar. "Akdenizsiniz; Akdeniz'in bütün ürünleri sizde var; aynı zamanda Ortadoğu'dan da almışsınız", dediler. Ama en büyük eksikliğimiz mutfağımızın bir imajının olmayışı.

- Bu imaj sizce nasıl sağlanmalı?
- Ben tanıtımı yaparken dekor, tanıtım biçimi, yemekler, hepsini birlikte düşünüyorum. Siz bir yemeği herhangi bir yabancıya beyaz tabakla, bir beyaz masa örtüsünün üzerinde sunarsanız, en lezzetlisi de olsa, onu Türk yemeği diye hatırlamayacaktır. Her şey kendi dekoru içinde olmalı. Kokular da çok önemli. Yemekleri sunduğumuz restorana girilince, Türkiye'yi temsil edebilecek bir kokuyu algılamalarını isterim. Herkes gibi yaptığınız anda Türk mutfağı olduğunu fark bile edemiyorlar. Onlara devamlı anlatmaya çalıştığım şey şu; Türk mutfağı keyif mutfağıdır. Pişirme sistemimiz de öyle. Kısık ateşte pişiririz. Sanki yemekler canlıymış gibi düşünüyorum; keyifli keyifli bütün soslarını içine çekiyor, daha da lezzetleniyorlar.

KUZU ÇOK SEVİLİYOR
- Batılı mutfaklara bir türlü adapte edemediğimiz pek çok sulu yemeğimiz var. Ama kabak kalyasını siz tabakta fazla sulu diye başka bir şekle sokarsanız, kabak kalyası olmaz
- Mesela beğendi Türk mutfağına yabancı damaklara en uygun yemeklerden; tutuluyor. Kuzuyu da çok tutuyorlar; fırında kuzu budunun yanında iç pilav veriyoruz. Bu sene bulgur üzerine çalışacağız.

- Bulgur ne kadar tanınıyor?
- Her sene daha çok. 1962 yılında Belçika'da bir kız öğrenci yurdunda kalıyordum. Bir gün yoğurt istedim; 'o da neymiş', dediler. Taa uzakta bir bakkal tarif ettiler, gittim. Bakkal köşe bucaktan bir yoğurt çıkardı, yüzünü ekşiterek verdi. 'Ben onu yiyeceğim', dedim adama. Sadece ilaç olarak ve hamur işlerinde kullanıyorlardı. Her gittiğim sene yoğurda alışıldı şimdi bizden çok yiyorlar.

- Keşke sizin gibi yüz kişimiz daha olsa, bütün dünya Türk mutfağını tanır, severdi. Çok teşekkür ederim.

Sofra London Tarlabaşı Bulvarı No: 36 Taksim Tel:(212) 297 21 78
DİĞER GURME HABERLERİ
 Yüz milyon yıllık tarih kitabı: Şarap
 Sabahtan akşama kadar süren keyif
 Uskumru dolması en kral meze seçildi
 Türk mutfağının çağdaş yüzü
 Manzara mükemmel mönü esprili
 Cankurtaran'da balık keyfi
 Kebap ve tatlı dünyasında bir dev
 Başkentin ünlü lezzet durağı
 Şampiyon artık Bodrum'da
 700 kişilik 'butik' kebapçı
 Ölmeden önce tatmanız gereken 50 lezzet
 'Şimdiki müşteri tahsilli'
 Bize ait domates bile kalmadı
 Organik tarım doğayı koruyor
 Baklavanın mutlulukla bir ilişkisi olmalı
 Tohumun kontrolü çok zor
 Aşçılıkta kepçe kazan dönemi kapanıyor
 Bursa'nın iskenderine hamsili yorum
 Şarap dolabında ayran satılmaz
    Cumartesi Yazarlar
    Güncel
    Yaşama Dair
    Sinema
  » Gurme
ALİ ESAD GÖKSEL
Yüz milyon yıllık tarih kitabı: Şarap
Son yıllarda...
Beyoğlu S.O.S veriyor
Beyoğlu S.O.S veriyor
Bir zamanların Pera'sı Beyoğlu, kapkaç terörü, haraç çeteleri ve...
'Organlarıyla ünlü olan ilk insanım'
'Organlarıyla ünlü olan ilk insanım'
Kulaklarını tutkalla başına yapıştıran manken Doğa Bekleriz:...
Mücevher gibi takım elbise
Çizgileri 22 ayar altından, üzerinde isminizin yazılı olduğu bir...
Eğlence şehrin her yerinde
Havaların ısınmasıyla açık hava konserleri artmaya başladı. Harbiye...
Dünyanın bunca sorunu varken...
1999 yapımı bir Danimarka filminin 2002'de çekilmiş Amerikan çevrimi imiş bu..
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.