kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Dünya Kupası
   Son Dakika
   News in English
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Kültür Sanat
   Turizm Rehberi
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Sunay Akin @ SABAH
 

İkinci çocukluk

Atlas Okyanusu bulutların arasından bir görünüyor, bir kayboluyordu... 1492 yılından sonra, nice geminin yelkenlerini dolduran rüzgarların çok üstünde New York'a doğru uçuyorduk... New York'a 'Büyük Elma' da diyorlar. Kolomb'dan sonra dostluktan, sevgiden daha çok ölüm taşındı Amerika'ya. Doğu'dan Batı'ya yol alan gemilerin acı ve hüzün doluydu ambarları. Önce Kızılderililer isyan etti işgale, baskıya... Beceriksiz adlı şiirimin ilk dizelerinin kaynağı bu elma öyküsüdür: Kabuğunu koparmadan ne bir elmayı soyabildim ne de iyileştirebildim bir yaramı ama karşıma çıkınca kızmadım hiç elma kurduna bendim çünkü bıçağı saplayan onun yurduna Sonra, ne gariptir ki yerlileri katleden 'Beyaz Adam' direndi, Avrupa'nın zulmüne, vergilerine... Amerika Devrimi'nin ardından 'Kuzey' ve 'Güney' diye ikiye bölündü yeni dünya... Kuzeyliler köleciliğe, emeğin sömürülmesine karşıydılar. Güneyliler ise Afrikalı kölelerinden vazgeçmek istemiyorlardı. Zafer, insan haklarından yana olanların oldu... Ve, bugünkü Amerika Birleşik Devletleri kuruldu!!!

MAYIS FESTİVALİ
Bir uçağın penceresinden bakar gibi tarihinden söz ettiğimiz Amerika'ya THY'nin her biri birbirinden usta kaptanlarından Erkan Süzer uçuruyordu bizi... New York limanının girişindeki Özgürlük Anıtı'ndaki kadın göründüğünde, kokpitteki ikinci kaptan Emel Karakaş'ın yüzündeki gülümseme görülmeye değerdi!.. Sözleri ise saatler süren çok yoğun ve dikkatli uğraşlarının özeti gibiydi: "Bizim de en büyük mutluluğumuz bu, sizleri rahat bir şekilde buralara getirdik ya..." Moon and Stars organizasyonun bu yıl sekizincisini düzenlediği Mayıs Festivali'ne katılmak için gidiyordum New York'a... İş insanları ve öğrencilerin gönüllü olarak çalıştığı bu festival, ABD'ye kültürümüzü taşıyan en başarılı ve düzeyli etkinlikler zincirini oluşturuyor. Konserler, gösteriler, imza günleri ve sergilerden oluşan program New York'taki insanlarımız tarafından ilgiyle izleniyor. Benim için de, hem bu saygın programda yer alma onuru hem de New York antikacılarından oyuncak alma fırsatı doğuyor! Ünlü 5. Cadde ile Central Park'ın köşesinde bulunan FAO Shwartz adlı oyuncakçı mağazasının bir bölümünde antika oyuncaklar da satılıyor. Bu sefer, uzun yıllardır peşinde olduğum ama bir yerlerde rastlayamadığım bir porselen bebek ve iki katlı otobüsü orada buldum!.. Oysa, geçen yıl baktığımda, İstanbul Oyuncak Müzesi'nde olmasını düşündüğüm bir oyuncağa rastlayamamıştım. Porselen bebek, 1910 yılında Almanya'da yapılmıştı... Teneke otobüs ise 1930'da Amerika'da süslemişti çocukların rüyasını... FAO'dan çıkıp, bindiğim taksiye West Village'daki adresi söylediğimde hayatımın en zor yolculuğuna çıkıyordum!.. Gitmek istediğim yer 'Second Child' adlı antikacıydı. Bu dükkanın rafları bir yıldır rüyalarımı süsleyen antika oyuncaklarla doluydu. Evet, geçen yıl da bu antikacıya gitmiş, oyuncaklar almış ve saatlerce çıkamamıştım. O oyuncaklar üretildikleri yıllarda çocukların rüyalarına giriyordu... O çocukların çoğu son uykularında artık... Kalan az sayıdaki arkadaşları da rüyalarında oyuncak görmüyordur... Oysa ben!... Yaklaşık 100 yıl önce çocukların rüyalarına tek tek giren oyuncakların hepsini rüyalarımda görür oldum!!!

OYUNCAKÇI DEDE
20 dakikalık yolculuktan sonra taksi Second Child'ın önünde durdu... Korktuğum gibi değildi, antikacının kapısı açıktı ve 90'ına merdiven dayayan sevimli sahibi içerideydi!.. Onu bir kez daha göremeyeceğimden, oyuncak tarihi üzerine uzun uzun konuşamayacağımdan korkuyordum. O güzel, sevimli ihtiyarda, sanki kendi geleceğimi g ö r ü y o r - dum. New York dönüşü havaalanından çıkar çıkmaz Yaşamdan Dakikalar'ın çekimi için tv8'in yolunu tuttum. N e w York'tan aldığım porselen bebeği de gösterdim. Ne olduysa ondan sonra oldu!.. Yazdığı yazılarla ileride kurulacak televizyon tarihi müzesinin en saygın köşesine konmaya hak kazanan Yüksel Aytuğ, programdaki halimi şöyle yansıtmış usta kalemiyle: "Ve Sunay Akın... 20-25 yıl sonra doğacak çocuklara gıpta ediyorum. Çünkü onlar ekranlarda 'Oyuncakçı Sunay Dede'nin öyküleriyle büyüyecekler büyük ihtimalle... Sunay Akın'ın dağarcığında her duruma, her konuya uygun bir öykü hazır bekliyor. Umarım, onun ak sakalıyla ekranda çocuklara öyküler anlattığı günlere ben de yetişirim." Programı birlikte yaparız sevgili Yüksel Aytuğ... Çünkü yarınların eski hesap peşinde olmayan, kendisi gibi düşünmeyene de saygı gösteren senin gibi aydınlara ihtiyacı var. Birlikte yaparız o programı, ak sakallarımızla! Mümtaz Yeğin ve Mete Ayan'ın kaptanlığındaki uçak, İstanbul Oyuncak Müzesi'ne taşıdı birçok antika oyuncağı! Dönüş yolculuğunda gecenin siyah pelerininin içinde uçuyorduk... Ve sağımızdan solumuzdan, birçok uçak ateş böceği gibi ters istikamete, Amerika'ya doğru uçuyordu... Planlarda görünmeyen uçuşlardı bunlar. Irak'tan geliyorlardı... 'Beyaz Adam' dünyaya yine acı, gözyaşı ve hüzün taşıyordu!..

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Bize en yakın Batı'da...   / 03-06-2006
 Yeşil şehir Bursa'nın hamamı ve Boğaz sefası!   / 27-05-2006
 İkinci çocukluk   / 20-05-2006
 Köyden gelen kız   / 13-05-2006
 Bir kılıçbalığı öyküsü   / 06-05-2006
 Kitapsızlığın sızısı   / 29-04-2006
 Tay tay!..   / 22-04-2006
 Hayal ve ay ışığı   / 15-04-2006
 53 yıl önceydi   / 08-04-2006
 Amigo padişah!   / 01-04-2006
    Cumartesi Yazarlar
    Güncel
  » Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
PROF. DR. BENGİ SEMERCİ
Televizyon masum mu?
Çocuk ve gençler arasındaki şiddet...
ŞERİF ERCAN
Mücevher gibi takım elbise
Çizgileri 22 ayar altından,...
ALİ POYRAZOĞLU
Şarkılar neyi söyler?
Şarkılar seni söyler, beni...
Dünyanın bunca sorunu varken...
Dünyanın bunca sorunu varken...
1999 yapımı bir Danimarka filminin 2002'de çekilmiş Amerikan çevrimi...
Yüz milyon yıllık tarih kitabı: Şarap
Son yıllarda bağların bulunduğu toprakla ilgili bir altın çağ...
Sabahtan akşama kadar süren keyif
Fenerbahçe'deki True Blue, deniz manzaralı bir restoranda, lezzetli...
Beyoğlu S.O.S veriyor
Bir zamanların Pera'sı Beyoğlu, kapkaç terörü, haraç çeteleri ve sürekli...
'Organlarıyla ünlü olan ilk insanım'
Kulaklarını tutkalla başına yapıştıran manken Doğa Bekleriz: "Yaptığımı duyunca...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.