kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Dünya Kupası
   Son Dakika
   News in English
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Kültür Sanat
   Turizm Rehberi
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
 

Kendine güvenme, rakibini yok et!

Özgür düşünce ve serbest rekabet, toplumları geliştiren itici güçler. "Eleştiri" de bunların mütemmim cüzü. Ama bunların arasına "Haset", "Nefret", "Şiddet" gibi öğeler karışınca iş çığırından çıkar ve bizim coğrafyada sık sık rastlanan çarpıklıklar ortaya çıkar.
Şu "Eleştiri"den yola çıkarak bazı örnekler verelim.
Diyelim ki siz de televizyonda program yapıyor veya sunuyorsunuz. Bu sırada sizinle aynı işi yapan televizyonculardan biri hata yapıyor. Bu hata da toplumda büyük tepkilere neden oluyor. Doğal olarak o kişi eleştirilecek hatta yerilecektir.
Ama sizinle aynı işi yapan o kişiyi yerden yere vurup, onu yok etmek için açılan kampanyaya katılmak herhalde size düşmez. Siz hata yapmamak için sözlerinize ve davranışlarınıza özen gösterir, daha çok izleyici toplamak için de programınızı çekici hale getirirsiniz.
Neticede siz eleştirici değil, üreticisiniz. Sizinle aynı işi yapan bir kişinin yok edilmesinde aktif role soyunmanız, meslek ahlakına sığar mı?
Bizim mesleğimiz olan gazetecilikte ve köşe yazarlığında da çok rastlanan bir durumdur bu.
Sizinle aynı görüşleri paylaşmayan meslektaşınıza çamur atmanız, ona "Hain" veya "Yalaka" gibi aşağılayıcı sıfatlarla göndermeler yapmanız, bu coğrafyada genellikle "Polemik" gibi algılanır. Oysa polemik, savunduğunuz düşüncenin doğruluğunu ve karşıt düşüncenin yanlışlığını kanıtlamaya dönük bir düşünce tartışmasıdır.

VAHŞİ BATI GİBİ
Bu açıdan gözden geçirin yazılı medyayı. "Bugün yine kime bulaşmış" diye baktıklarınız yok mu? Kendi bilgisini ve düşüncesini açıklayacak yerde, başkalarına takılıp, "Sen geç, sen kal" diye medyatik trafik memurluğuna heves edenler oldukça fazla değil mi?
Ama bu coğrafya böyle. İnsani ve mesleki ilişkiler Amerika'nın "Vahşi Batı"sındaki gibi.
Henüz ikinci kuşağın iş başında olduğu zengin ailelerin, yeni parlayan genç girişimcileri aşağılayıp, onlara "Türedi" muamelesi yaptıklarına hiç rastlamadınız mı? Birtakım kesimlerin, kendilerini "Cumhuriyet aristokrasisi" gibi görüp, geri kalanları yok saydıklarına tanık olmadınız mı hiç?
Siyasi rekabette de durum farksız.
Bir politikacı, toplumuna vizyon sunar, umut vaat eder. Projeleri, gerçekleştirmek istediği hayalleri ve ülkesine hizmet aşkı vardır iktidar olmak isteyen politikacının.
Şöyle bir değerlendirin bizim siyaset arenamızı. Kendi vizyonunu sunanlar mı, yoksa rakiplerini karalamaya çalışanlar mı daha fazla?
Bu tablonun sebebi acaba "Kendine güvensizlik" midir? Başarılı olmaya çalışmak yerine başarılı olanı yok etmek, bu coğrafyanın doğasından mı kaynaklanmaktadır?
Birkaç kez yazdığım rahmetli üstadımız Burhan Felek'in bir anekdotunu, unutanlar için tekrarlayayım.
Şehir Hatları vapurunda bir yolcu Burhan Felek'in omzunu dürtüp, sahildeki bir yalıyı göstermiş,
- Burhan Beyefendi, şu beyaz yalı var ya, o yalı benim değil, demiş.
İki dakika sonra yine aynı yolcu, Felek'e bir yalıyı daha gösterip, "Şu kırmızı yalı da benim değil" demiş. İskeleye varana kadar adam Burhan Felek'in sürekli omzunu dürtüp, "Şu yalı da benim değil, bu yalı da benim değil" diye sahildeki yalıları birer birer işaret etmiş.
Vapur iskeleye yanaşırken, Burhan Felek adamın yanına gidip, elini sıkmış:
- Beyefendi sizi tebrik ederim. Ne çok yalınız yokmuş, demiş.
Bizim insani ve mesleki ilişkilerimiz de böyle değil mi biraz?

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Eski dünyanın ağırlığı   / 16-06-2006
 Demirel, laikçi cephenin lideri olabilir mi?   / 15-06-2006
 Cehalet ümmilikten tehlikeli   / 14-06-2006
 Bekleyen derviş muradına gerçekten ermiş mi?   / 13-06-2006
 Partizan kadrolaşma herkese zarar verir...   / 12-06-2006
 Aynı harflerle, sevgi de nefret de üretilebilir   / 11-06-2006
 Gündemimiz kuşkularla ve sorularla dolu...   / 10-06-2006
 Biz Türkler kendimizi nasıl tanımlıyoruz?   / 09-06-2006
 Siyasette kolay yol kamplaşmaktan geçer   / 08-06-2006
 Deformasyon ve dezenformasyon bir araya gelirse...   / 07-06-2006
YILMAZ ÖZDİL
ÖSS...
Uzmanlar, ÖSS'ye girecek gençleri tavsiye...
MEHMET BARLAS
Kendine güvenme, rakibini yok et!
Özgür düşünce ve...
FATİH ALTAYLI
Derin siyaset AKP'nin ömrünü uzatır
Yavuz Donat'ın...
ERDAL ŞAFAK
Hayret bir şey
Başbakan Erdoğan'ın "rest"i...
MEHMET ALTAN
Bu sınavlar eskidi
Sadece yarın üniversite sınavına...
İspanya'yı ikiye bölen Katalan referandumu
Katalonya'ya daha fazla özerklik tartışmaları yarınki referandumla...
AB bahane Dünya Kupası şahane!
İki gün süren Avrupa Birliği (AB) zirvesine ne Birlik'in geleceği...
Cellat Tangocu: 6-0
Cellat Tangocu: 6-0
Yıldızlar topluluğu Arjantin'den futbol dersi. Sırbistan'a "3'te...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu