kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   News in English
   Son Dakika
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Kültür Sanat
   Turizm Rehberi
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Kazim Kanat @ SABAH
 

Köydeki sünnet düğününde dört çocuklu Amerikalı komşu

Köyün ortasında bahçelik yerde.. Üstelik ışıklandırılmış portakal bahçesinde.. Hani derler ya, konu komşu bir arada.. Tam öyle bir şey.. Bütün köylü, köyün ortasında bir sünnet düğününde.. İnanılmaz bir ortam.. Bir köşede keman ve darbuka.. Ege'nin o güzelim türkülerini söylüyor. Ormancı'da insanlar duygulanıyor. Bir basit olayın sonunda ölüm ve hüznü anlatıyor. Halilim türküsü ise Çerkez kaymakamın aşkı Gülsüm'e kavuşmak için ne zalimlikler yaptığını anlatıyor. O hüzün ortamında gençlerin öyle bir dansı var ki.. Siz sirtaki deyin, ben ise Efe oyunu diyeyim. Kıvrak, erkeksi ve kadınsı bir seksilik! Rakı masalarını nasıl anlatsam ki..

40 KATLI BAKLAVA
Tam 15 gün öncesinden yapılan hazırlık. Yemek ve ottan yapılan her şey masada. Hele tam 40 kat olan baklava inanılmaz leziz. Bütün insanların sevgi ortamı ile eğlendiği sünnet düğününde yok olan şunlar:
- Bir tane bile türbanlı genç kız görmedim. (Yaşlılar başlarındaki ince örtüleri bile açıyor)
- Bir tane bile havaya ateş eden silah görmedim. Düğüne belinde silahla bile gelen yoktu.
- İçkinin fazladan kaçmasına rağmen bir tane bile kavga, gürültü duymadım. (Ege'de gösteriş yapan, aslında hiç de o olgunlukta olmayanlara 'çeyrek efe' derler. O bile yoktu!)
Düğünün ev sahibi konumunda olan Asım Kaptan eşim Sevinç'e sordu: "Sizin İstanbul'da bu düğünler nasıl olur?" Bu soruyu eşim Sevinç cevapladı: "Pilav üstü az döner. Bir bardak kola.. Playback müzik. Sonrasında ise 'Oldu da bitti maşallah.' Ne eğlence, ne dostluk.." Oysa... Köyün ortasındaki düğün üç gün sürüyordu. Her gün bir eğlence. Son gün ise içkilerin içilmediği, dua edildiği bir tören. Böylece çocukluktan erkekliğe atılan bir adımın töreni böyle bitiyordu. O gece iki güzel olay yaşadık. Birincisinde çok güldük. Asım Kaptan'ın İstanbullu eşi Sibel, ayağında şalvarı ile geldi. "Herkes ellerini açsın," dedi. Hepimizin eline kına yakıldı. (Ben bütün elime yaktım. Şimdi kınalı keklik gibi dolaşıyorum..) İkincisi ise düğüne gelen komşular arasında bir yabancının oluşuydu. Bizim sevgili Yusuf ve eşi Tülin gecenin mihmandarıydı. "Kim bu çoluk çocuk düğüne gelenler?" dedim. Biraz sonra detaylı rapor geldi: "Düğün sahibinin yan komşusu." Adam Amerika'yı bırakmış gelmiş Türkiye'ye. Çok sevdiği Bodrum'un bir köyüne yerleşmiş. İki büyük kızı liseyi bitirmiş. İki küçük çocuğu ise burada ilkokula gidiyor! Müthiş etkilendim. Sünnet düğününde bizden biri gibi eğlenen ve masalardaki insanlarla inanılmaz samimi ilişkiler kuran bu keçi sakallı adamın ne yaptığını merak ettim. Yusuf beni meraktan çabuk kurtardı: "Amerikalı meslektaşın, yani yazar. Ne yazdığını öğrenince söylerim!" Amerikalı'nın adı ise yok! Niye yok? Herkes sadece bir şey biliyor ve onu söylüyor; bizim Amerikalı!

KEÇİLERİ KAÇIRMAK
Bu konuyu bizim Çöpçü Kaptan'a açtım. O benim şaşırdığımı görünce şaşırdı: "Bodrum'un köylerinde 300'ü aşan yabancı aile yaşıyor. Kimi Amerikalı, kimi İngiliz. En çok da Alman var. Artık onlar bizim vatandaşlarımız!" Türk vatandaşı olup oy hakkı olan bu insanların yaşam öyküleri kimbilir ne ilginçtir! Ertesi gün Yalıkavak'ta seçkin dostum Yusuf'un işlettiği, Yenilmez Motel'in bahçesinde gün batımını izliyoruz. Yan komşumuz Sezen Aksu henüz yazlığına gelmemiş. Güneş tepelerden Çelebi Adası'ndan süzülüyor. Çöpçü Kaptan, Çelebi Adası'nın hikâyesini anlattı: "Çobanın biri otlatmaya getirdiği keçileri bu dağda kaybetmiş. Adanın o sivri tepesine giden ve yabanileşen keçiler bir daha dönmemişler. Şimdi o çoban, keçileri avlayan avcılardan para alıyor. Tek sorun şu. Avcılar vurdukları keçileri aşağıya indiremiyor..." Sessizce söylendim: "Keçileri kaçırmak herhalde bu oluyor!"
NOT: Benden bir tavsiye, Sezen Aksu'ya komşu olmak ve o harika sahilde tatil yapmak isteyenlere tavsiyem şudur; Yenilmez Motel'i arayın. Tel: (0252) 385 40 55

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 İsterim ki, denizden gelen rüzgâr yüzüme vursun!   / 21-05-2006
 Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar   / 14-05-2006
 Ezeli rekabetten itiraflar!   / 07-05-2006
 Vatana hizmetin madalyası mı olur!   / 30-04-2006
 Yaşanan hayat hayaller değil!   / 23-04-2006
 Beyoğlu işgal altında   / 16-04-2006
 Cüzdan buldum 30 yıldır hala üzülürüm!   / 09-04-2006
 Bir fabrika bir kentin kültürünü yok etti!   / 02-04-2006
 İnsanlığın ortak malı Mavi Tur'a elveda!   / 26-03-2006
 Şef Ali'nin köftesi nasıl şeftali kebabı oldu   / 19-03-2006
    Pazar Sabah Yazarlar
  » Güncel
    Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
BALÇİÇEK PAMİR
'En âşığım diyen erkeği getir, beş dakika sürer onu baştan...
MEHMET ALTAN
Dayı
Cezayir kentinin Osmanlı'dan kalan bölgesini...
ÖNCEL ÖZİÇER
Siz hangi zamandasınız?
"Zamanlar vardır her şeyin...
REFİK DURBAŞ
Yesemek'e sır dolu yolculuk
Tahtaköprü Barajı'ndan gelen...
KAZIM KANAT
Köydeki sünnet düğününde dört çocuklu Amerikalı...
ERDAL ŞAFAK
Kıyamet habercisi
Geçen yıl bu zamanlar onu Tahranlılar...
Okyanustaki 'çılgın Türkler'
Okyanustaki 'çılgın Türkler'
Milenyumun en büyük yolcu gemilerinden olan Voyager of the Seas küçük...
Plajda korunmak yetmez
Plajda korunmak yetmez
Yaz geldi, güneşin ışıkları tenimize bir yandan sağlık ve güzellik...
Tavuklarımıza lezzet geldi
Bir süre önce "Tavuğumu istiyorum," diye isyan etmiştim. Şimdi de bir müjde...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.