Mesaj alındıysa çalkantı en az hasarla atlatılır
Bir haftalık dalganın etkisi tartışılıyor.
Türkiye finansal piyasalarında son 10 gündür başlayan yangın dün kontrol altına alınır gibi oldu. En azından 3 Mayıs'ta açıklanan ve beklentilerden çok yüksek çıkan enflasyonla birlikte başlayan piyasaların bozulması dün duruldu. Bunda gelinen fiyat düzeylerinin belli bir etkisi var. Hazine faizlerinin 15.44'e çıkarak mart başından bu yana 2.2 puan artması, dolar kurunun 1.534'e yükselerek aynı dönemde yüzde 17.8 artması, 2030 vadeli eurobondun değerinin yüzde 9.4 ve borsanın 3.69 centten 2.60 cente inerek yüzde 29.5 gerilemesinin bu durulmada belli bir payı olduğu, satıcıların satışlarını bir ölçüde yaptığını varsaymak da mümkün. Ancak bunun yanında dünya emtia fiyatlarının gerilemeye başlamasının, dış piyasaların da bir ölçüde durulmasının, hükümet tarafından piyasaların algıladığı riskleri azaltmaya yönelik açıklamaların da şüphesiz bu yangını kontrol altına almada katkısı bulunuyor.
Hükümetin çabası Hükümet kanadından Başbakan, Başbakan Yardımcısı ve Hazine Bakanı düzeyinde üç en önemli yetkilinin riskleri azaltmaya yönelik açıklamalarını derledik: * Cumhurbaşkanı tarafından veto edilen sosyal güvenlik reformu Meclis'ten aynen geçirilecek. * Seçim erkene alınmayacak. * Seçim ekonomisi uygulanmayacak. * IMF ile program seçim dönemini de kapsayacak şekilde yapıldı. * Hazine kağıdında stopaj konusunda yabancı bankalara ait gri alanlar giderilecek. Yani sorun çözülecek. Hükümetin finansal piyasalardaki yangını kontrol altına almaya yönelik çabaları şimdilik bu kadar. Şüphesiz bunun devamı gelebilir. Gelmeli de. Çünkü bu yangının nedenlerini en az 11 olarak sıralamıştık.
Çifte seçim etkisi Bunlar arasında da dış piyasalardan ve dünyadan kaynaklanan bozulmalar karşısında Türkiye'nin alabileceği herhangi bir önlem yok. Bunu biliyoruz. Yine cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçimin yaratacağı belirsizlikleri ve gerginlikleri azaltma, bir ölçüde hükümetin elinde. Hükümet ne yaparsa yapsın bu iki iç gelişmedeki riskleri ve belirsizlikleri tek başına ortadan kaldırması mümkün değil. Dolayısıyla bu konularda hükümet adım atsa bile, yine de piyasalar belli bir olumsuzluğu yaşayacak.
Çakışma talihsizlik Türkiye için talihsizlik ise 2001 krizi sonrasında finanasal piyasalarda alınan pozisyonların 4-5 yıllık kâr birikmesinden, hatta kârların maksimize edilmesinden sonra; küresel piyasalardaki likidite ve risk alma iştahının azalma gösterdiği bir dönemde, iki büyük siyasi olayla karşılaşmasıdır. Yani kâr realizasyonu dönemi ile Türkiye için çok zor geçeceği tahmin edilen çifte seçimin çakışmasıdır. Cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçimler 1 ile 1.5 yıl içinde yapılacaktır. Eğer genel seçimler cumhurbaşkanlığı seçiminin öncesine çekilirse bu belirsizlik süresi en çok bir yılla sınırlı kalacak. İşte bu bir yıl piyasalar zaten diken üstünde olacak.
Mesaj alındı mı? Bu açıdan bakınca son yaşadığımız çalkantı önümüzdeki dönemin bir öncü göstergesi olabilir. Hükümetin ekonomide işi çok sıkı götürmesinin gereği de burada. Seçim öncesinde popülizmin dozunu kaçırmamasının, siyasi tansiyonu düşürmesinin gereği de burada. Piyasalar son hareketiyle geçmişle bağı olan ama önümüzdeki döneme ilişkin bir mesaj vermiştir. Bu önemlidir. Ancak bu mesajın Ankara tarafından alınması ve gereğininin yapılması çok daha önemlidir. Yeni ve daha büyük yangınların ortaya çıkmaması bu mesajın algılanmasına ve gereğinin yapılmasına bağlıdır. Ancak bu taktirde önümüzdeki dönemi az hasarla atlatabiliriz.
Sonuç "Derin olan kuyu değil, kısa olan iptir" Çin atasözü
|