Yumuşak karın
Başbakan Erdoğan'dan dün AK Parti Meclis Grubu'ndaki konuşmasında bir mesaj bekledik. Vermedi. Cumhurbaşkanı Sezer'in sosyal güvenlik reformunu kısmen veto etmesinden CHP'nin muhalefet anlayışına, D8'lerden AB'ye, cari açıktan yeni yurtdışı gezilerine kadar her konuya değindi ama gündemin ilk sırasını atlamayı tercih etti. AK Parti Konya Milletvekili -hem de Doç. Dr.- Halil Ürün'ün 35 yıllık eşi Esma Hanım'ı dövmesi rezaletine tek kelimeyle bile dokundurmadı. Oysa hiç değilse, kendisini dinleyip alkışlamak için ta Eskişehir'in Sarıcakaya ilçesinden koşup gelen çiftçi kadınların hatırına birşeyler diyebilirdi... Örneğin, geçen yıl Avrupa Parlamentosu Cinsiyet Eşitliği ve Kadın Hakları Komitesi üyelerine verdiği sözü tekrarlayabilirdi: "Kadına karşı şiddet kabul edilemez. Hükümetimiz mücadelede kararlıdır." Dünya Kadınlar Günü'ndeki konuşmalarından veya mesajlarından biriki paragrafı hatırlatabilirdi: "Kadına karşı ayrımcılık ırkçılıktan daha tehlikeli, daha ilkel bir tutumdur. Hepimizin yükünün hafiflemesi, kadınlarımızın haklarına duyacağımız saygıya, hukukun korunmasına, cinsiyet ayrımcılığının yok edilmesine bağlıdır. " Sonra da Ürün'e dönüp, bir zamanlar onun önünde Erbakan'a söylediği o ünlü cümleyi tekrarlayabilirdi: "Hocam artık hiçbir şey eskisi gibi olmaz." Haydi Erdoğan'ın sıcak mesajından vazgeçtik, AK Parti sözcülerinin soğuk duruşlarına ne demeli? Grup Başkanvekili Salih Kapusuz, "Kendisi insan olarak hata yaptığını ifade etti, özür diledi. Gündemde tutulması doğru değil " diyerek, konunun kapatılmasını istedi. Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, " AK Parti'nin başka çok işi var " değerlendirmesiyle, konuya verdiği önemi ortaya koydu. Parti yönetimi de Ürün'ün eşine uyguladığı şiddetin, tüzüğün 117'nci maddesinde ihraç nedenleri arasında sayılan "İnsan haklarına aykırı eylemde bulunmak" kapsamına girmediği, o yüzden de işlem yapılmasına gerek olmadığı sonucuna vardı. Yani, kadına şiddetin tüm insan hakları belgelerinde "hak ihlalleri"nin en başında sayılması gözardı edilerek, Ürün'ün "Her ailede olabilecek türden bir hadise. Türk toplumunda bu var" savunması genel kabul görmüş oldu.
Ya TCK değişseydi? Bu geçiştirme, Esma Hanım'ın kaşına inen yumrukları neredeyse "olağan" kabul etme anlayışını yansıtıyor. Ve ne yazık ki, bu kuşkuya kapılmamıza neden olan epey işaret var. Esma Ürün şikayetinden vazgeçmesine rağmen savcılıktaki dilekçesi "re'sen" işleme konacak. Tabii Ürün'ün dokunulmazlığının kaldırılması için fezleke hazırlanırsa. Ancak Ürün eşine şiddeti birkaç ay sonra uygulasaydı, bu soruşturma da açılamayacaktı. Çünkü Adalet Bakanlığı, Türk Ceza Kanunu'nda değişiklik öngören yasa tasarısıyla aile içi şiddeti yeniden "Şikâyete bağlı suçlar" kapsamına almak istiyor.. Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, kendisinden "Kadından sorumlu bakan" olarak söz edilmesine müthiş sinirleniyor. Kadınların sorunları deyince aklına yalnızca "Sadakatsiz kocalar" geliyor. O nedenle bakanlığa bağlı "Kadın Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü"nün adından "Sorunları" sözcüğünü çıkarıp attı. Ya Kapusuz'un şu sözlerine ne demeli: "Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaştıkça bu tür haberler daha çok görülecek!" Bu, AK Parti'de sadece Esma Hanım'ın eziyet görmediği, yasak aşk yaşayan, çok eşli epey üye bulunduğu itirafı olmuyor mu? Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, "Kadın hakları İslam'ın yumuşak karnı" demişti. Galiba AK Parti'nin de...
|