|
|
7'den 70'e herkese faydalı ozon terapisi
Isınan havalarla birlikte hepimiz hülyalara daldık. Bir yandan da telaşlara girdik! Birkaç kilo vermek, vücudumuzu biraz daha diri hissetmek için bir şeyler yapmak istiyoruz. Bu nasıl bir içgüdü ise, tüm kozmetik merkezleri alışveriş yapanlarla dolu. Ama bir yandan da içimizde bir bezginlik, bir yorgunluk var. Tatili iple çekmeye başladık. Bahar bizi sarsmaya devam ediyor. Aslında kıştan çıkınca iyi bir detoksa ihtiyacımız var. Gelgelelim bu yoğun yaşam temposu içinde çoğumuzun detoksla filan uğraşacak hali yok. Bugün size önereceğim ozon terapisi, toparlanmanıza çok yardımcı olabilir. Özellikle baharda... Ozon tedavisi ülkemizde yeni sayılır. Ülkemizde bu terapiyi yapan merkezlerin sayısı parmakla sayılacak kadar az. Ama Rusya'da 1840 yılından bu yana, Avrupa'da ise tam 100 yıldır uygulanıyor. Zaten ozon çok uzun yıllardır, bütün dünyada, içme sularını dezenfekte etmek için güvenle kullanılıyor.
DETOKS ETKİLİ Ozon terapisi bağışıklık sistemini güçlendiriyor ve vücut direncini artırıyor. Bu nedenle ozon tedavisi olanlar kendilerini yenilenmiş hissediyorlar. Ayrıca daha ışıltılı bir cilde, pembe yanaklara kavuşuyorlar, gözlerinin altındaki morluklardan da kurtuluyorlar. * Vücudun kendi anti-oksidanlarını harekete geçirir. * Virüsleri, bakterileri ve toksinleri etkisiz hale getirir. * Bağışıklık sistemini güçlendirir kan ve lenfi arındırır. * Atardamar cidarını temizler ve kan dolaşımını geliştirir. * Beyin fonkiyonlarını ve hafızayı güçlendirir. * Hormon ve enzim üretimini düzenler. * Tüm eklem rahatsızlıkları, kemik iltihabı ve enfeksiyonların tedavisinde hastaları rahatlatır. * Sinirleri sakinleştirir, ağrıları azaltır ve uykuyu geliştirir. * Kanamayı durdurur. * Alerjik reaksiyonları hafifletir. * Haricen kullanıldığında; akneleri, yanıkları, bacak kanserlerini, açık yaraları, egzema ve mantarları iyileştirir. Ozon terapisinin en belirleyici etkisi, kanımızı aktive etmesi ve canlandırmasıdır. Her yıl 6-10 seans ozon terapisi alarak, kendimizi çok daha iyi hissetmemiz ve vücudumuzun direncini artırmamız mümkün.
KRONİK YORGUNLUK Bu listeyi yeniden yorumlayacak olursak, ozon terapisi, vücut direncini artırarak, anti-aging (yaşlanmayı geciktirme) ve kronik yorgunluk tedavisinde büyük destek sağlıyor. Yıpranmanın en temel nedenlerinden biri olan serbest radikalleri etkisizleştiriyor ve tümüyle genel iyilik halini geliştiriyor. Tüm eklem rahatsızlıkları, kemik iltihabı ve enfeksiyonların tedavisinde kullanılır. Ayrıca diyabet ve kanser tedavileri, göz hastalıkları, astım ve alerjilerde de çok etkilidir. Kalp hastalıklarında, yüksek tansiyon, kolestrol, trigliserit gibi kalp ve damar sorunlarında, karaciğer hastalıkları, cilt mantarları ve uçuklarda da çok yardımcı oluyor. Haricen kullanıldığında; akne, yanıklar, bacak kanserleri, açık yaralar, egzema ve mantarları iyileştiriyor. Ozon tedavisi olanlar kendilerini yenilenmiş hissediyorlar, fiziksel dayanıklılıkları artıyor.
UYGULAMA ŞEKLİ Ozon terapisinin değişik yöntemleri var. En yaygın uygulama, hastanın kolundan 50 ila 100 ml kan alınarak yapılanıdır. Yavaşça alınan bu kan, tesbit edilen dozda ozonla karıştırılıyor. Bu şekilde kandaki ozon veya oksijen miktarında bir değişiklik olduğunu sanmayın. Kan sadece aktive oluyor. Ozonla canlandırılmış olan kendi kanınız, vakit kaybedilmeden size geri veriliyor. Bu işlem yapılırken, tümü tek kullanımlık olan, ozona dayanıklı sarf malzemesi ve steril vakumlu şişeler kullanılıyor. Uygulama 15-20 dakikada tamamlanıyor. Cilt sorunlarında, external yani haricen tedavi yapılıyor. Diş tedavilerinde ozonlu saf su; egzema, mantar gibi cilt hastalıklarında ozonlu saf medikal zeytinyağı kullanılıyor. Duruma göre kulaktan veya rektumdan yapılan uygulamalar gerekli olabiliyor.
Dr. Yasemin Fatih Amato
|