kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   News in English
   Son Dakika
   Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
'Moda, sabır ve aşk işi'
'Moda, sabır ve aşk işi'

'Özlem Süer Made In Turkey' markası dünyada hatırı sayılır bir üne kavuşan moda tasarımcısı Özlem Süer'le Türk modasını ve yeni projelerini konuştuk.

Tasarımcılarımız dünya modasında ülkemizin adını duyurmaya devam ediyor. Bu isimlerden birisi de Özlem Süer. Markalaşma yönünde başarılara imza atan modacımız, markası 'Özlem Süer Made In Turkey' ile Türk modasını dünyaya tanıtıyor. Bizi Maçka Caddesi'ndeki keyifli atölyesinde ağırlayan Süer, "Kalıp, dikiş bilmeden moda tasarımcısı olunmaz," diyor.

- Daha çok yurtdışında katıldığınız fuarlar ve defilelerinizle adınızı duyuyoruz...
- Yılda iki kez tamamen dünyada tanıtımı yapılması ve satışa sunulması için iki koleksiyon hazırlıyorum. Ve bu iki koleksiyon yaklaşık beş-altı dünya fuarında, 10-12 teşhir ile bütün dünyaya sunuluyor. Yabancı basın da yer verip, övgü ile bahsedince haberleri buraya kadar geliyor.

- Dünyaya Türk modasının sesini duyurduğunuzu düşünüyorum...
- Evet. Çünkü marka hareketlerinin çok yoğun olduğu bir dönemde, bir tasarımcının hem tasarımı yapıp hem de satışına ve daha sonra da üretimine aday olup, hepsini kendi bünyesinde yapması çok da kolay bir faaliyet değil. Dünya da bunun farkında. Katıldığım fuarlarda da bu dikkat çekiyor. Her sezon farklı bir koleksiyon sunmamız, teşhir ederken duygumuzu katmamız, fuar organizasyonunun çok fazla önemsemesine neden oluyor.

- Nerelerde yapılıyor bu fuarlar?
- Paris, Milano, Tokyo, Berlin ve Düseldorf'ta. Bazen dönüşümlü olarak bazen de hepsine katılıyoruz.

- Peki satışlar nasıl?
- En son 2006-2007 Sonbahar-kış koleksiyonunu görücüye çıkarttık. Koleksiyonun adı 'Positive Future'. Hatta şu sıralarda üretimine başladık. Satışlar da oldukça iyi. 55 butiğe satışımız gerçekleşti. Hepsi New York, Milano, Roma, Paris, Tokyo gibi önemli dünya moda merkezlerinde.

- Bu kadar kısa sürede başarılı olmanızı neye bağlıyorsunuz?
- Bütün dünyada artık bir marka bağımlılığı var. Ve insanlar yeni keşfetme lüksünü yaşayacağı tasarımcılar arıyor. Bu da butiklerin hepsine büyük bir heyecan veriyor. Dev bir markanın modelleri ister istemez birçok yere dağılırken, bizim daha limitli adetlerimiz, o butiklere verilen özel satış hakkı ile satılınca daha keyifli bir çalışma oluyor. Marka sadakati de çok önemli. Şimdi çalıştığım butiklerin ülkelerinin pop starları, sanatla ilgili entelektüelleri 'Özlem Süer Made In Turkey' markasını istemeye başladı. Sahne performanslarında, özel gecelerinde kostümlerim tercih ediliyor.

'YENİLER HADDİNİ BİLMELİ'
- Siz ayrıca akademisyen bir modacısınız...
- Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil bölümüne girdim ve dört yıl sonra Mimar Sinan Üniversitesi'nde yüksek lisans programına başladım. Master döneminde de okulda kalma teklifi alınca, araştırma görevlisi olarak kaldım. Ardından doktora yaptım, sonra yardımcı doçent oldum. Ama üniversite yıllarımdan beri hem mektepli, hem alaylı olmaya inandım.

- Bir akademisyen olarak yeni mezunları nasıl buluyorsunuz?
- Maalesef sabırsızlar. 'Bazı şeyler eskidi' duygusu ile yeni şeylere saldırıyorlar. Tasarım çok emek isteyen bir iş, bir aşk. Dolayısıyla sabırlı olmak lazım.

- Artık dünyada 'Türk modası' var diyebiliyor muyuz?
- 'Türk modası' diyemesek de, dünyada 'Türk tasarımcısı' diye bir kavram var artık. Tasarımcılar olarak bizlerin de Türk modasını yaratmamız lazım.

- Koleksiyonlarınızda her zaman mesajlarınız oluyor...
- Ben bütün koleksiyonlarıma bir duygu, bir vaat gibi heyecanlandıran hikâyeler katıyorum. Aldığı bir bluzla insana bir hayatı tarif ediyor, yaşam biçimi satıyorsunuz. Sadece tenlerinde, gardıroplarında bir lüksü yaşatmıyor, yeni bir yaşama başlıyorlar. Örneğin 'Positive Future'la geleceğe dair, umutlu beklentilerin irdelendiği kıyafetler oluşturduk. Herkesin pozitif olmak istediği bir dönemde olduğumuza inanıyorum.

- Yeni projeleriniz var mı?
- Yeni netleşen ve çok sevindirici bir gelişmeyi paylaşmak istiyorum. İstanbul Fashion Festival'e Portekiz heyeti gelmişti. 'Positive Future' defilemden çok etkilendiklerini söyleyerek, eylül ayında gerçekleşecek Portekiz Moda Haftası'na katılmamı istediler. Biz de onların önemli moda tasarımcıları Fatima Lopez'i ağustos sonundaki İstanbul Moda Haftası'na çağırdık. Bu da bu etkinliği, uluslararası bir platforma dönüştürmek için çok önemli. Ayrıca Atina Moda Haftası için de bir davet aldım.

- Bir tasarımcı olarak son zamanlarda Türkiye'de artan modacı sayısı için ne düşünüyorsunuz?
- Bizim konumuz çok kolay yapılabilir duruyor. Herkes boncuk alıyor diziyor, canı sıkılıyor modaya merak salıyor... Aslında bir yandan bazı şeylerin sonradan keşfedilerek bir meslek haline dönüşebileceğine de inanıyorum. Ama şöyle de bir yanı var; nasıl tıp fakültesini bitirmeden ameliyat yapamazsınız, bizim mesleğimizde de kumaş, kalıp, dikiş, anatomi bilmek lazım. Böyle çıkışlarda bulunan kişinin iddiası biraz mütevazı, haddini bilen bir iddia olursa rahatsız edici olmaz. Ama "Ben güzel giyiniyorum, eşim de destek oldu, köşedeki mağazayı da alalım mağaza açayım," deyince, söz yine tüketicinin oluyor. Ben saygıyı, haddini bilme duygusunu öneriyorum.
DİĞER GÜNCEL HABERLERİ
 'Ayakkabı yalan söylemez'
 'Aşkla ilgili daha ne söyleyeceğiz?'
 'Kız sapıtmış! Bu güreşçiden ülkeye ne hayır beklersiniz?'
 İyi yemek mi, manzara mı?
 Selanik'te kahvaltı
 Zamane kitap dinliyor
 'Sol'da müzayede var
 'Bayan Beckham'dan kadınlara tavsiyeler!
 İstanbul'a 9 bin yıllık misafir
 Küba'da hayat sokakta geçer
 Lopez için Sofya'ya gidilir
 'Liman'da parti var
 Bu sergiyi kaçırmayın
 Stil
 Cemil İpekçi artık her şeyi tasarlıyor
 'Mehmet, çoktan beni aştı'
 15 yıl sonra ilk kişisel sergi
 Captan Cousteau'nun izinde Kaptan Cousteau'nun izinde
 21 günde mutlu olma dersleri
    Cumartesi Yazarlar
  » Güncel
    Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
BALÇİÇEK PAMİR
Tarkan eskiden uluorta öpüşüp koklaşmazdı
Eskiden Orhan...
FİLİZ AKIN
'Telefon buzdolabından çıktı'
Alzheimer olma korkunuz...
ÜLKÜ TAMER
Asparagas habere Pulitzer
Basın varolduğundan beri...
SUNAY AKIN
Bir kılıçbalığı öyküsü
Ünlü yazar Ernest Hemingway,...
ALİ POYRAZOĞLU
Hıdrellez geldi hoş geldi
Siz mayısı bilir misiniz? "...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.