|
Bebelere mayın
Okşayarak uyandırıyorsun usulca... Kahvaltısını yediriyorsun lokma lokma... Mahmurluk var üzerinde, gözlerini açamıyor henüz... Saçını tarıyorsun güzel güzel... Minicik omuzuna takıyorsun çantasını... "Allah zihin açıklığı versin" diye öpüyorsun... Uğurluyorsun kapıdan. 5 dakika sonra...
Bum!
Hakkâri'de subay ve astsubay çocuklarını taşıyan okul servisini "uzaktan kumandalı mayın" la havaya uçurmaya kalkıştı PKK...
11'i yaralı.
En büyüğü 11 yaşında.
Ortalık savaş alanına döndü.
Bebeler o savaş alanının ortasında.
Sirenler, ambulanslar...
Kucağına kapan götürüyor telaşla.
Oraya buraya koşuşturan, çaresizce çırpınan "anneler" le dolu hastane.
"Babalar" yok hastanede.
Çünkü haberleri yok.
Dağdalar...
Piknik yapmaya gitmediler dağlara.
"Bizim çocuklarımız" ın saçının teline zarar gelmesin diye gittiler.
İt kovalıyorlar.
Bakıyorum bizim gazetelere.
Çoğunda bu haber yok.
İlaç için, tek satır yok.
Kullanan da sıradan kapkaç haberi ebatında kullanmış.
Kibrit kutusu kadar.
Haddime değil, gazetelerin saygın yöneticilerine zart zurt yapmak.
Çünkü bu mesleği bildiğim pek söylenemez. Hobi olarak yapıyorum...
Ama şunu sormadan edemiyorum:
"Ya sizin çocuğunuz da o serviste olsaydı?"
Ya da şöyle sormalı belki:
Hadi malum şahıslara yalakalık olsun diye asker sevmiyorsunuz.
Çocuk da mı sevmiyorsunuz be birader?
"Demokrat" ayaklarıyla kaleminizi satarken, vicdanınızı da mı sattınız?
|
