kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   News in English
   Son Dakika
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
 
"Dediğim dedik, çaldığım düdük" modeli...
Çöp cenneti olmanın sonu mu?

"Dediğim dedik, çaldığım düdük" modeli...

Jivkov dönemindeki baskılardan ötürü evini terk edip göçen bir Bulgaristanlı Türk tanıdığım vardı. Türkçe'yi bizim bildiğimiz kuralların dışına çıkarak da kullanırdı; bazen de hoş sözcükler üretirdi.
Örneğin onun kullandığı bir araçla giderken, tek yönlü bir yola tersten girdiğimizi anlayınca "Tüh be, yine yanlışladık" demişti.
Bu "Yanlışladık" sözcüğünü ben de zaman zaman kullanır oldum duyduğumdan beri. Örneğin ülkede istikrar ve kalkınma süreci yaşanırken birden siyasi ortam toz duman olmaya başlayınca, hemen kendi kendime "Yine nerde yanlışladık" diyorum.
Çok partili demokrasi modelinin "İktidarlar seçimle ya da parlamentodaki sayısal tablonun değişmesi ile yenilenmelidir" şeklindeki en temel kuralını artık öğrenmiş olmamız gerekirken, nedense hep Bonapartist sapmalara yönelmemizi hiç anlamıyorum ve "Yine nerede yanlışladık" diyorum.
Bir "İktidar arayışı"nın sonunda mutlaka bir "Rejim kavgası"na dönüşmesinin nedenleri arasında acaba "Hiç kapatılmamış parti"
konumundaki "Bürokratik oligarşi"nin sabırsızlığı olabilir mi?

HIZLANDIRMALIYIZ

Tabii ki demokrasiyi özümseyip, ülke sorunlarına demokratik yöntemlerle çözüm aramak geleneği, kısa sürede edinilemiyor. Bakın ABD'ye... "Bağımsızlık Bildirisi" nde insanların hür ve eşit doğduğunu yazan "Kurucu Babalar"ın evlerinde, çiftliklerinde siyah köleler vardı. Aradan 100 yıl geçtikten sonra patlayan Kuzey-Güney İç Savaşı'nın nedeni, Güney'in pamuk tarlalarındaki siyah kölelerle, Kuzey'in sanayi işçilerinin çelişkisi değil miydi? Ve İç Savaş'tan 100 yıl sonra Martin Luther King, "Bir rüyam var" diye konuşurken, ABD'nin gündeminde yine siyah Amerikalıların "Medeni haklar"ı bulunuyordu.
Amerikan demokrasisinin siyahbeyaz eşitliği konusunu çözüme bağlaması 200 yılı aşkın bir süre almışken, bizim 50-60 yılda "Sivil demokrasi"yi tam anlamıyla işlerliğe kavuşturmamız nasıl beklenebilir ki? Ama bir yolunu bulup bu süreci hızlandırmamız da kaçınılmaz bir gerek. Önümüzdeki 10-12 yıl içinde AB normları, bizim de sosyo-politik hayat tarzımız olmak zorunda çünkü. "Yine yanlışladık" diyen Bulgaristanlı Türk'ün ülkesi komünizmden demokrasiye geçişi bizden hızlı başardığı için, AB üyeliğine de bizden daha yakın neticede.
Demokrasiyi ve halkın tercihlerini rejime yönelmiş bir tehdit olarak gören kesimlerin değişmesi çok zor. İnancını, toplumun ve devletin dünyevi yaşamına zorla kabul ettirmeyi amaçlayan fanatikler de değişmez.
Ama gerçekten demokrasiden yana olan sivil toplumun, acaba bazı alışkanlıklarını bırakmayı mı denemesi gerekiyor? Mesela farklı görüşlere sahip olan siyasetçiler, düşünce odakları, köşe yazarları ve sesi duyulan azınlıklar, birbirleriyle düne dönük kavgalar etmek yerine, bugünü ve yarını inşa etmek üzerinde uzlaşma denemelerini mi yeğ tutmalılar? Örneğin bir görüş sahibini eleştirmek için, onun geçmişte söylediklerini listeleyip, "Bugün dünden farklı konuşuyorsun" demek yerine,
"Bugün farklı konuşmana sebep olan etkenler nedir" sorusuna cevap aramak daha doğru değil midir?

DÜN
VE BUGÜN
Bunun somut örneğini, Demirel'in üniversitelerdeki başörtüsü yasağına ilişkin seslendirdiği, ölçüsü kaçırılmış "Arabistan' a gitsinler" ifadesine gösterilen tepkilerde gördük. Şimdi Demirel'e öfkelenen herkes, mesela onun 2002'de Demokrat Kadınlar Derneği üyelerine yasağın yanlış olduğunu Kuranı Kerim'den ayetler okuyarak anlatmasını ve "Bu yasağın mantığı yok. Ümitsizliğe kapılmayın, hakkınızı aramaya devam edin. Kuran' da tesettürün olduğunu kabul ettirmek için zamanınızı harcayın" dediğini hatırlatıyor.
Şu gerçeği görmeyi denesek daha doğru olmaz mı? Demirel bugün de 2002'de söylediklerini tekrarlasa, başörtüsüne (Veya türbana) yasağı hukukileştiren yerel ve evrensel yargı kararları değişecek mi veya Demirel'in sözleri ile YÖK üniversite kapılarını başı örtülülere açacak mı? Anayasa değiştirecek çoğunluğun lideri Erdoğan'ın sözleri mi açabiliyor ki bu kapıyı? Burada çözüm Demirel'i "Laikçi kamp"a itmek yerine, onun 2002'deki sözlerinin her kesimce kabul edilebilmesini sağlayacak "Demokratik ortam"ı sağlamlaştırmak değil mi?
Veya laiklik üzerindeki kronik rejim tartışmalarını gündem dışına itmeyi bir süre denesek.
Çünkü bu kısır döngü, en aklı başındaki insanları bile çileden çıkartıyor. Gerçekten demokrat olanlar bile "Dinci-laikçi" tartışmaları sonunda, "Lanet olsun demokrasiye" diyebiliyor. Kendisinden farklı düşünenlere "Sen Arabistan' a, sen de İran'a git" diye, siyasi turizm şirketleri kurma denemeleri yapabiliyorlar.
Sonunda marjinal görüşler, demokratik düşünce ortamının sanki hakim çizgisiymiş gibi bir görüntü çıkıyor ortaya.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Kızdığımız kadar gözlemleri değerlendir-meliyiz de...   / 02-05-2006
 Nereye gideceğimize karar vermeliyiz   / 01-05-2006
 Kaderimizde komünist Çin'i de kıskanmak varmış..   / 30-04-2006
 Acaba kim muhafazakâr kim demokrat?   / 29-04-2006
 "Önemli ülke" ile "süper ülke"nin gündem farkları...   / 28-04-2006
 Sade politikacılar mı sorumludur?   / 27-04-2006
 Rejim kavgası bitmeli   / 26-04-2006
 Güneydoğu'ya askeri yığınak neyi amaçlıyor?   / 25-04-2006
 ABD'nin kararsızlıkları bizdekinden daha fazla...   / 24-04-2006
 Kapı önündeki ayakkabılar krizi yaşanıyor   / 23-04-2006
ALİ KIRCA
Ceviz ağacı...
Evet, doğrusu budur:
"Ben bir...
YILMAZ ÖZDİL
Test...
536 imam hatip...
ERGUN BABAHAN
Demirel: Rejim sıkıntısı değil artan kaygılar...
MEHMET BARLAS
"Dediğim dedik, çaldığım düdük" modeli...
Jivkov...
BALÇİÇEK PAMİR
Defilede, en önde bir çarşaflı
Başka derdimiz...
UMUR TALU
Ufacık tefecik
Önceki gün, hayatın bir tarafından...
FATİH ALTAYLI
Türban seçim sinyalidir
Süleyman Demirel'in...
ERDAL ŞAFAK
Karışık işler
Birleşmiş Milletler Güvenlik...
Bir milyon göçmeni üç DJ sokağa döktü
Meksika sınırına duvar örülmesini öngören, ülkedeki 12 milyon göçmeni...
'Ya sev ya terk et' diyerek geri döndü
Türk düşmanı sağcı lider Le Pen, Fransa'da cumhurbaşkanlığı için...
Yıldırım derbisi
Yıldırım derbisi
Bugün İzmir'deki kupa finalinde F.Bahçe 23, Beşiktaş 8 yıllık...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu