|
|
|
|
|
|
İnsanlar şöhret hastalığına tutulmuş
Psikiyatr ve pedagogların onayıyla Yoncimik serisinin ilk kitabı 'Yoncimik'in Maceraları 1- Bayram' adlı çocuk kitabını çıkaran Yonca Evcimik, bu kez de yazarlıkta iddialı. Bir dans yarışmasında jüri üyesi de olan Evcimik, şan-şöhret ile ilgili olarak ise çarpıcı açıklamalarda bulunuyor: "Herkes ünlü olmak istiyor, sanatçı değil. İnsanlar, inanılmaz bir şöhret hastalığına tutulmuş!".
Bir yanı çocuk... İşte o çocuk, eline kalemi kağıdı alıyor ve içinde yaşattığı küçük kıza yaraşır bir dille, 03-09 yaş grubu çocuklara 'Yoncimik'in Maceraları' adı altında bir kitap sunuyor... Diğer yanı, yıllarca Çılgın Yoncimik' diye anılmış olsa da; bugün sorumluluk sahibi olgun bir kadın... İçinde olduğu sistemi irdeliyor, popüler kültüre ilişkin çarpıcı tespitler yapıyor: "Sanatçı adı altında geçinen ve maalesef bu işi kirleten insanlar da var!"
* 'Benimle Dans Eder misin?' isimli yarışma programı aracılığıyla, hayatını dans ederek kazanmak isteyen gençlerin gözyaşlarına tanık olduk, ailelerinin onları reddettiğini dinledik. Programın jüri üyesi olarak size sormak istiyorum. Dans, bizde hafifmeşrep bir iş olarak mı algılanıyor? Belli kitlelerce öyle görülüyor. "Bu neden kaynaklanıyor?" derseniz; herkes sanatçı olamaz. Bu duygu ile doğulur, imkanlar varsa da geliştirilir. Tabii imkanları olmayıp da, yetenekli olduğu için bu hayatın içinde yerini alanlar da vardır. Ama bir de kabiliyeti olmayanlar vardır!.. İşte bunların arasında çevreden gelen etki ve yardımla ya da fiziklerini kullanarak bu pozisyonlara yükselen insanlar olabilir. Burada amaç farklı olduğu için bir kirlilik söz konusu olabilir. Bu, bizim mesleğimizde de, sanatın her dalında da görülebilir. İşte mankenlere yapılan son operasyonlarda, bunun mankenlik camiasında da olabileceğini gördük. Maalesef bunlar, sanata, başka gözle bakılmasına sebep olabiliyor... Kanımca, insanların bu farkı artık ayırt ediyor olması lazım!..
* Yani? Önümüzde bir sürü olumlu örnek de var. Magazinsel anlamda göz önünde olmayan, işlerini sanatsal anlamda devam ettiren, mazbut yaşayan insanlar... Tabii bir de 'sanatçı' adı altında geçinip, başka türlü yollarla gündeme gelen, bu işi kirleten insanlar var. Bunlar, ayırt edilmeli...
'Şimdikiler şanslı' * Malum fuhuş operasyonunda, daha önceki 'yarışma programı' adı altındaki prodüksiyonlardan tanıdığımız bir-iki genç kızımızın da ifade verdiğini öğrendik. Bu örnekten nasıl bir ders çıkarabiliriz? Aileler, bunlardan dolayı çocuklarına destek vermiyor olabilirler. "Gideceği nokta odur!" diye ürkebilirler... Burada çocuğun karakteri, eğitimi ve aile desteği de önemli... Ama önce bunun bu kadar hafif, bu kadar kolay bir iş olarak gösterilmemesi lazım. Bakın, herkes ünlü olmak istiyor, sanatçı değil... Üstelik işin ucundan da tutmak istemiyorlar, sadece ünlü olmak istiyorlar!.. Bazen insanlara inanamıyorum. Halktan, her mevki, her yaştaki insandan bahsediyorum. İnsanlar, inanılmaz bir şöhret hastalığına tutulmuş!.. "Öyle veya böyle, kameranın ucundan görüneyim" diyorlar.
* Bu yaşananlardan bir sonuç çıkarılmış mıdır? Şimdiki yarışmacıların avantajlı olduğunu düşünüyorum. Çünkü önlerinde örnekler var. Biliyorlar ki, tüm Türkiye daha öncekileri tanıdı, onların hayranları oluştu ama sonra yok oldular. Bu önemli noktayı, ilk elemelerde de kendilerine söyledik. Açıkça, "Böyle bir beklentiniz olmasın, bu dönemi bir deneyim dönemi olarak düşünün" dedik...
* Şov dünyasında, siz de 'çabuk şöhret' olmaya uzanan tekliflere muhatap kaldınız mı? Kaldım tabii... Bir dönem müzikallerdeydim. Bütün hedefim albüm yapmaktı. O dönemde teklif edilenleri kabul etseydim, istediğim aşamaya çok daha çabuk gelirdim. Ama birilerine borçlu kalmış olacaktım! Yanlış anlaşılmasın, bir taciz ya da ilişkiden bahsetmiyorum! Teklifler daha çok yardım anlamındaydı. Ancak bunları bile kabul etmedim. "Kimsenin benim üzerimde hakkı olmasın" dedim.
* "Bu iyilikler, bir gün bana farklı şekilde döner" kaygısı mı duydunuz? Dönebilirdi. Yarın, öbür gün bunun hesabı sorulabilir; bunun karşılığı beklenebilir. Her şey olabilir! Ben bu tarz bir insan değilim. Üstelik biliyorum; içimde o cevher var ve çok çalışırsam hedefime zaten ulaşacağım. Bir senede olmadı da, üç senede oldu...
İrem BARUTÇU HABER MERKEZİ
|
|
|
|
|
|
|
|
|