kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   News in English
   Son Dakika
   Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Egolarınızın esiri olup kör olmayın
Egolarınızın esiri olup kör olmayın

Yoga dersi verdiğim merkeze yeni gelen yönetici "Herkesten çok kazanıyorsun" deyince çok sinirlenmiştim. Ama bu olay bana öyle bir ders verdi ki....
Kendinizi iyi hissettiğiniz zamanlarda, bir amacınız olduğunda başkalarının olumsuzluklarından o kadar çok etkilenmeyiz... Ancak kendinizi kötü hissettiğiniz dönemde her şey bizi rahatsız eder, hani havadan nem kapmak vardır ya, işte etrafımızdaki herkesi ve her şeyi eleştirmeye başlarız. Sorun onlar değil, sorun çevremizi kendi negatif iç dünyamızın merceğinden görmemiz. Eleştirmeye konsantre olduk mu adım atmamızı gerektirecek enerjiyi yaratamıyoruz.

İŞİMİ BIRAKMAK İSTEDİM
USA Today gazetesinde yoga dersleri verdiğimi daha önce belirtmiştim. Gazetenin sağlık merkezinin başına başka bir eyaletten yeni bir yönetici atanmıştı. İlk karşılaşmamızda popülerliğimden rahatsız olduğunu hissetmiştim. Bana küstah bir tavırla "Burada diğer eğitmenlerden daha çok kazanıyorsun, bunu ayarlamamız gerekecek" dediğinde çok sinirlenmiştim. Derslerime o kadar çok takdir alıyordum ki yıllardır çalıştığım bütün yöneticiler karşılığını bile veremediklerini söylüyorlardı. O anda adamın boğazını sıkıp işimi bırakmak aklımdan geçmedi değil... Ama yapmadım tabii! Dersimi öğretmem gerekiyordu ve konuyu o anda uzatacak zamanım yoktu. Derse başladığımda ise beni tüketen o negatif düşüncelerden sıyrıldım, ensemde sanki kocaman bir yük taşıyordum ve tüm vücudumu yere bastırıyordu. Birkaç dakika sonra kızgınlığ ı m ı unutmuştum. O anda şunu farkettim ki bir seçimim vardı; ya "O bunu söyledi, ben şunu yaptım, insanlar nasıl böyle hareket edebiliyorlar" diyerek negatifliğin içinde boğulacaktım ya da konuya tarafsız bakacaktım. Ben ikincisini seçtim. Eleştirmekle, kritik etmekle bir an olsun üstünlüğümüzü fark ediyoruz. Kendimizi akıllı görüyoruz, başkasının açığını yakaladığımızda... Yanlışı ortaya çıkartmak bizi daha da hırslandırıyor. Pek çoğumuz için eleştiri ve suçlama bir çeşit duygusal kafein, bizi pasiflikten sıyıran bir ilaç... O zaman nasıl yanlış yapanı veya yanlış olanı kendimizi negatiflikle doldurmadan eleştirebiliriz? Negatif eleştiriyi yapıcı eleştiriye dönüştürebilir miyiz?

BİR SEÇİMİNİZ VAR
Sizi rahatsız eden şeyin beyninizde ve vücudunuzdaki etkisini fark etmeniz durumu dramatik olarak değiştirir. Artık sizi strese sokan duruma otomatik olarak reaksiyon göstermeniz gerekmiyor, bir seçiminiz var. Sizi rahatsız eden olayı yaşarken tamamen şimdidesiniz, bu durum bir sonraki adımınız için çok önemli çünkü nasıl hareket edeceğiniz tamamen sizin elinizde. "Farkındasınız." Farkındalığı tecrübe etmeniz için Budist veya yogi olmanız gerekmez. Farkındalık; perspektifimizi limitleyen alışkanlıklarımızdan, negatif iç diyaloğumuzdan, önyargılarımızdan bizi uzaklaştırır. Karanlığa ışık tutar gibi 'gerçeği' egonuzun senaryosu ile değil, tüm netliğiyle görmeye başlarsınız. Zihninizde kurduklarınız sizin ve yaşadığınız anın arasına girip görüşünüzü bulandırmaz. Bu çeşit bir pratik yıllar içinde kendimi ve tepkilerimi daha iyi tanımamı sağladı. Tehdit altında olduğumda sürekli suçlamamak benim için daha da kolaylaştı. Eskiden değişebileceğime inanmıyordum, bir hataya negatif tepki göstermemek veya kendi hatamı kabul etmek sanki beni ömür boyu kusurlu olmaya mahkum edecekti. Yıllarca egomu sürekli aktif tutan bu tip bir korku tüm davranışlarımı kontrol ediyordu. Eleştirdikçe, negatif diyaloğa izin verdikçe o enerjinin bir parçası olmaya devam edip hiçbir yere varamıyordum. Bu alçak enerjinin içinden kendimi çıkartacak bir yol bulmalıydım. Önce küçük adımlarla pratik yapmaya başladım. Farklı yerlerden gelen kişilerin farklı görüşleri olduğunu her seferinde kendime telkin ettim. İnanır mısınız o günümü mahveden ensemdeki yoğun gerginlik ve ağrıyı, üzerimdeki ağırlığı uzun zamandır hissetmiyorum. Negatif bir ortamın parçası olduğumda veya bana düşüncesizce davranıldığını hissettiğimde olaya tarafsız bakabilme alışkanlığını geliştiriyorum. Karşılıklı bir saldırı ile yaratılan negatiflik alışverişinin içinde boğulmaktan çok daha etkili değil mi?

ELVAN DEMİRKAN

DİĞER YAŞAM HABERLERİ
 İlişkiniz sizin elinizde
 Gerçek İsviçre yemeği deneyin
 Baharı Bebek'te karşılayın
 Bütün çocuklar lego oynuyor
 Duvar kağıtları geri dönüyor
 TV olmasa Homeros da olmazdı
 İşten sonra tiyatro mesaisi başlıyor
 Bu bir klavye... Vallahi...
 Savaşın tüm kahramanları çizgi romanda
 Memoli şimdi de 'maymun' oldu
 Çocuklara özel dünya
 Kısa... Kısa... Kısa... Kısa...
 Bu restoranda elle yemek yenir
 Bu film Türkiye'de de çok tartışma yaratacak
 Soru sorduran filmler
 Baharı yürüyerek karşılayanlar arttı
 Ünlülere Sorduk: Nerede Yürüyorsunuz?
 İlkbahara hazırlamanın zamanı geldi
 Ucuz değil ama kaliteli bir restoran
    Yazarlar
    Alışveriş
  » Yaşam
    Ajanda
    Güncel
    Gezi
Yüzbaşı cinayet şüphelisi de çıktı
Yüzbaşı cinayet şüphelisi de çıktı
Tecavüz iddiasıyla tutuklanan yüzbaşının, iki yıl önce tecavüz edilip...
Cevap ve düzeltme
7 Aralık 2005 tarihli Sabah Gazetesi'nin 4. sayfasında, gazeteci...
Erdoğan'dan iki mesaj
Randevu isteyen DTP'li Türk'e ve polisin tavrını sert bularak...
'Kanı yerde kalmayacak'
Şırnak'ta şehit olan onbaşı Mükremin Başaran'ın cenaze törenine...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.