Çifte türbülansla yatırım araçlarının getirileri de alt üst
Birinci ayını dolduran dördüncü küresel türbülans, Türkiye yatırım araçlarının getirilerini de alt üst etti. Borsa, yatırım fonları, mevduat faizleri ve Hazine kağıtları tasarruf sahiplerine en iyi getiriyi sağlayan yatırım araçlarıyken, martta en çok kaybettiren araç oldu. Küresel likidite bolluğu ve risk alma iştahının yüksek olduğu son üç yılın en kayıplı enstrümanları olan dolar, euro ve altın mart ayında öne geçti.
Türbülansın etkisi Bitişikte yer alan tabloda getirilerin görünen ve gerçek değerleri yer alıyor. Martta getirilerde yaşanan türbülansta, son iki yılda 4'üncü kez gündeme gelen küresel piyasa oynaklığı ve yurtiçi gelişmelerin olumsuza dönmesi etkili oldu. Dün birinci ayını dolduran türbülansta yabancıların ağırlıklı olduğu yatırım araçlarında satışlar daha etkiliydi. * Bu nedenle yüzde 67'si yabancıların elinde bulunan borsada, fiyat endeksi 48.075'ten 40.715 puana kadar düştü. Yüzde 15.3'lük düşüş dolar bazında hesaplanınca daha yüksek çıkıyor. İMKB'nin dolar bazlı endeksi 2 Mart'ta seans içinde 3.69 düzeyine çıkmışken 29 Mart'ta seans içinde 2.98 cent'e kadar indi. Bu da yüzde 19.2'lik bir kaybı işaret ediyor. * Martta dolar kurunun artışı ise yüzde 4.83 düzeyinde gerçekleşti. Kur 1.302'den 1.365'e kadar çıktı. Bu ölçüde bir dolar kuru artışı yine ikinci türbülansın yaşandığı 2005 Mart-Nisan aylarında meydana gelmişti. * Yarısı yabancılara ait 2030 vadeli Eurobond'un fiyatı 159.98'den 154.53 dolara indi ve yüzde 3.40 düştü. * En istikrarlı yatırım aracı yabancıların yüzde 20 pay aldıkları Hazine kağıtları. Yüzde 13.24 düzeyinden yüzde 14.07'ye kadar yükselen Hazine faizi yüzde 0.83 artış kaybetti.
Dış piyasalarda durum Türbülansa yol açan nedenlerde değişme yok. AB Merkez Bankası faizi yükseltme ve aşırı likiditeyi geri çekme kararlılığını artık daha vurgulu yapıyor. Banka'nın bu yıl üç kez daha faizi artırması ve yüzde 3.25'e çıkarması bekleniyor. Bu artırımlardan birini mayısta, ikisini de yılın ikinci yarısında yapacağı tahmin ediliyor. Japonya'nın da yılın ikinci yarasından itibaren faiz artırımlarına başlayacağı, bu arada 200 milyar doları aşkın bir aşırı likiditeyi piyasalardan çekmesi bekleniyor. ABD Merkez Bankası da 15. kez faizi artırdı ve yüzde 4.75'e çıkardı, yeni faiz artırımlarının gerekli olabileceği mesajını verdi. Piyasalar şimdi yüzde 5.25 oranını da satın almaya başladı. Faiz artışı ile birlikte 10 yıllık ABD tahvil faizi yüzde 4.89'la son iki yılın en yüksek düzeyine çıktı. Bu da gelişmekte olan piyasalara yeni bir satış dalgası getirdi. Sonuçta bozulmakta olan küresel likidite koşullarının yarattığı türbülansın da devam etmesi beklenebilir.
İç piyasalarda durum Dış kaynaklı bir türbülansa girerken ne Merkez Bankası'nda atama krizinin oluşacağı, ne hükümetin popülist yaklaşımlarını artıracağı ve sonunda IMF uyarısı ile karşılaşacağı, ne de Güneydoğu olayları vardı. Kara Kuvvetleri Komutanı'nın Şemdinli olayları soruşturmasını Başbakan'la ani görüşmesi de yoktu. Bu gelişmelerle birlikte bir anlamda Türkiye çifte türbülans yaşadı. Dış etkilere iç olumsuz etkiler de eklendi. İç gelişmeler de piyasaların gevşemesini, türbülansın sürmesini destekliyor. Dış türbülansın etkisini azaltmak için içerideki faktörlerin daha sağlamlaştırılması gerekirken zayıflatıldı. Sonuç ortada. Türbülanstan en olumsuz etkilenen gelişmekte olan piyasa Türkiye piyasası. Hükümet tutumunu değiştirmediği, derlenip toparlanamadığı ve olaylar karşısında etkili ve kabul edilebilir inisiyatifler alamadığı sürece, dışarıdan esen rüzgar Türkiye piyasalarını etkilemeye devam edebilir.
Sonuç "Her çocuğun vazgeçemediği huyu, en çok ceza aldığı huyudur" Mignon Mclaughin
|