Adil olmak üzerine
G.Saray-G.Birliği maçının ardından Erman Toroğlu Hakan Şükür'ü kendini yere atmakla suçladı. Delil, her zaman olduğu gibi görüntüler. Bazen net kanıt olabiliyorlar ama istisnalar bu kaideyi bozabiliyor. O zaman, bir incelemedir başlıyor... Futbolcunun düşüş şekli, yüzündeki ifade inceleniyor ve karar: Evet atmış / Hayır atmamış. Bin türlü düşebilir insan, her seferinde farklı bir ifade de olabilir yüzünde. Onun kendini atıp atmadığı ile ilgili bu kararı, 'en' otoritenin bile vermesi mümkün değildir. Bunun için şu anda var olmayan bir teknoloji gerekir ki, beyni okunsun futbolcunun... Aksi, birinin sözüne karşı diğerinin sözüdür. İki tarafı da zan altında bırakır. Bu sezon İtalya'da, Roma-Messina maçında Roma'lı Daniele de Rossi golü elle attı. Hakemin verdiği gole itiraz eden de yine kendisi oldu. Golü iptal edildi. Roma 2-1 kazandı, skor çok önemli olmasa da. Zira bu sıradan lig maçını 'önemli' kılan alınan 3 puan olmayacak. Hollanda'nın Ajax-Den Haag takımlarının gençleri karşılaşıyordu bir başka maçta... Bir sakatlık sonucu durunca oyun, Ajax'lı futbolcu, topu rakibin kalecisine atmak istedi, oyuna onlar başlasın diye. Ama orta sahadan tamamen rastgele bir vuruşla yolladığı top, kaleyi buldu. Nizami gol 1-0 öne geçirdi takımını. Buna karşılık oyun tekrar başladığında, yerlerinden kıpırdamadılar Ajax'lılar. Taa ki kaleci yerinde durduğu halde, Den Haag 'boş' olan kaleye golü atıp skoru eşitleyene kadar.
ADİL OLMAK İÇTEN GELİR Futbolun otoritelerinin, canı gönülden uğraştığı 'fair play' anlayışının tam karşılığı neredeyse... Bu arada, 'fair'i de 'centilmenlik'le karıştırmamalı, ülkemizde yapıldığı gibi... Zira centilmen olup olmamak bir insanın kendi seçimidir. Olmayı tercih edebilir, olmamayı da... 'Adalet' ise, olması gerekendir. Centilmen olmayan pek de suçlanamaz kaba olduğu için ama adil olmayanı suçlamak hakkımızdır... Bu hırsızlıktır, haksızlıktır, adidir sonuçta... Ama 'adalet' zorlamayla, cezayla yerleşecek bir şey değil. Adil davranmayanı suçlamak hakkımızdır. Ama adil olmak insanın içinden gelir. Bunun hesabını ise bize veya Erman Toroğlu'na değil kendine verir futbolcu. Toroğlu, Hakan Şükür'ü 'kendini yere atmakla' suçluyor. Onun programa bağlanarak yaptığı açıklamayı kabul etmiyor, 'Ben inanmadım pozisyona' diyor... Bu penaltı verilmeyebilirdi belki. Hakemin takdiriydi... İşte bu tartışılabilir. Ama Hakan'ın kendini atıp atmadığını tartışmak ve sonucunda da tamamen şahsi kanaatle 'Atmıştır' demek de, çok 'fair' olmuyor aslında...
|