|
|
Baykal: "Atatürk büstü asıldı"
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Diyarbakır'da başlayarak başka kentlere de sıçrayan olaylarla ilgili olarak, Hükümet'i ''Tribünlere çekilerek, seyirci konumunda olmakla'' suçladı. Baykal, ''Kimse, size 'yakıp yıkın, asıp kesin' demiyor. 'Görevinizi yapın, hukuku işletin, kanuna sahip çıkın' diyor '' şeklinde konuştu.
ASILMIŞ ATATÜRK BÜSTÜ GÖRÜNTÜSÜ SARSICI
Televizyonlara, Nusaybin'de bir okuldan alınan ve boynundan iple bağlanarak idam edilmiş bir görüntü verilen Atatürk büstüyle ilgili bir görüntü yansıdığına dikkati çeken
Baykal, bunun çok sarsıcı bir olduğunu kaydetti.
Baykal, Atatürk'ün, laik cumhuriyet düzenini ve ırk, kafatası anlayışının ötesinde çağdaş bir vatandaşlık bilincine dayalı millet anlayışını gösterdiği için hedef seçildiğini söyledi. Baykal, Atatürk'ün eserine sözünü geçiremeyenlerin, büstünü asarak bir tatmin arayışına girdiklerini söyledi.
Türkiye'de insanları kökenine göre ayrıştırmaktan hiç kimsenin birşey elde edemeyeceğini belirten Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Böyle bir şey olmaz. Türkiye'nin bununla meşgul edilmesi, bu tablo karşısında Türkiye'deki hükümetin seyirci bir tavır sergiliyor olması, Türkiye'ye çok ağır bedeller ödetmektedir. AKP'nin bu ülkeye faturası, artık taşınabilir olmaktan çıkmıştır. Diğer bütün faturalardan vazgeçtik ama ulusal bütünlüğümüze yönelik faturasını anlamak mümkün değildir. Bu faturayı hamaset nutukları atarak kapatmak mümkün değildir.''
Baykal, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, geçen hafta yaşanan olaylara değindi. Hükümet'in, olaylar karşısında tedbir alacak siyasi iradeden yoksun olduğunu, tedbir alacak takati bulunmadığını öne süren Baykal, ''Hükümet, yaşanan olaylar karşısında seyirci konumunda. Tribüne çekilmiştir, sahada yoktur'' dedi.
Yaklaşık 7 ay önce Terörle Mücadele Yasası ile ilgili bir düzenlemeyapılacağına yönelik açıklamalar yapıldığını, ancak hiçbir adım atılmadığını kaydeden Baykal, ''Terörle Mücadele Yasası, kamuoyunun bekleyişini avutmak için, köşeye sıkışınca gündeme getirilen bir projedir. Şimdi tekrar gündeme getirilmiştir. Bunu, ciddi bir değişiklik yapılsın anlayışıyla söylemiyoruz. Yeni yasal düzenlemeyi bırakın, bu hükümet, varolan yasaları uygulanmıyor'' diye konuştu.
Türkiye'nin yaşanan olayları doğru değerlendirmesi, ülkenin bütünlüğünü bozmaya yönelik bir projeyle karşı karşıya bulunulduğunu herkesin görmesi gerektiğini anlatan Baykal, bu projenin arkasında bazı uluslararası güçler bulunduğunu söyledi.
Kürsüden, bir gazetede yer alan, ''Poşette Molotofla Katliam Yolunda'' başlıklı haberi ve yüzleri maskeli, ellerinde molotofkokteyli bulunan teröristlerin yer aldığı fotoğrafı gösteren Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bunu bir fotoğrafçı çekmiş, devletin emniyet güçleri bunları niçin etkisizleştirememiş? İstanbul'ın ortasında, ellerindeki molotofları kullanmadan etkisizleştirecek, yakalayacak bir güvenlik gücü yok mu? Niye yok? İstanbul'da 5 bin PKK'lı her olayda başrolde. Koca Türkiye'nin güvenlik örgütü, İstanbul'daki 5-6 bin kişiyi yakından izleyip denetleyemiyor mu?
Türkiye'de terörle mücadele konusunda çok ciddi bir siyasi irade zafiyeti vardır. Bu olayı yokmuş gibi anlamaya ve anlatmaya çalışan, hiçbir şey olmuyormuş duygusunu vermeye çalışan, medyaya 'yazmayın, konuşmayın' diyen bir iktidar var. Böyle bir iktidarla bu olayın üstesinden gelinmesi gerçekçi gözükmüyor.''
'İKTİDARIN İLGİSİZLİĞİ KAYGILANDIRIYOR'
Olaylar sırasında bölgede yaşayan halkın sergilediği tavrın sevindirici olduğunu belirten Baykal, olayların dışında kalma kararlılığını sergileyen vatandaşlara şükranlarını sunduğunu ifade etti.
''Bu olayların hedefi sadece devletin güvenlik güçleri değil, olayların dışında kalmayı tercih eden bölgedeki halktır'' diyen Baykal, şöyle devam etti:
''Halkın bu tutumunu sahiplenmek, değerlendirmek lazımdır. Halkı bölgede şiddet uygulayan örgütün etkilemesine, yönlendirmesine fırsat vermemek lazımdır. Diyarbakır, Batman halkına sahip çıkmak gerekir. Buolayları yapanların, halkın küçük, marjinal bir parçası olduğunu biliyoruz.
O insanların tüm bölgedeki insanları temsil etmediğini biliyoruz. Yalnızlaşmakta, dışlanmakta olduklarını, izledikleri yöntemin geri tepmekte olduğunu görüyoruz. İktidarın ilgisizliği bizi kaygılandırıyor. Bir süre sonra eğer meydan, güvenlik güçleri pasifizeedilerek bunlara bırakılacak olursa, oradaki insanların teslim olma, kendisinden bekleneni yapma mecburiyetine sürüklenmeleri şaşırtıcı olmamalıdır. Bu insanlara sahip çıkılması lazım. Hükümetin seyirci tavrının, meydanı şiddet örgütüne boş bırakması ve bu olaylardan rahatsız olan halkın giderek direnemez bir noktaya sürüklenmesi tehlikesinden kaygı duyuyorum.''
İktidarın, terörün önemini kavraması ve mücadele konusunda siyasi kararlılık ortaya koyması gerektiğini kaydeden Baykal, ''Kimse size (yakıp yıkın, asıp kesin) demiyor. Görevinizi yapın, hukuku iletin, kanuna sahip çıkın diyor'' dedi.
Terörle mücadele konusunda yapılması gerekenlere dikkati çeken Baykal, öncelikle mücadeleyle görevli kuruluşlar arasındaki çelişkinin, çekişmenin ortadan kaldırılması gerektiğini söyledi. Hükümet düzeyindeki siyasi irade zafiyetinin, meydanı bürokratik çekişmelere terk ettiğini savunan Baykal, Hükümet'in, terörün içine girdiği yeni ortamı kavraması gerektiğine de işaret etti.
Baykal, ''Şimdi artık dağdaki terör, şehre indi. Şehirdeki teröründeğişik hamileri, koruyucuları, kalkanları, sahiplenenleri, yönlendirenleri ağabeyleri var. Bunu bilerek mücadele etmek lazım. Eğer biri 'PKK'ya terör örgütü, Apo'ya terörist diyemem' diyorsa, bileceksin ki, o, şehirdeki terör olaylarının içinde bir yerlerde durmaktadır. Bunu göreceksin'' diye konuştu.
BAŞBAKAN'IN SÖZLERİ
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, olaylara ilişkin, ''Analar, babalar çocuklarınıza sahip çıkın'' dediğini anımsatan Baykal, ''Sen görevini yap, o çocukları ortaya sürenler karşısında gerekli tavrı takın. Medya yazmayacak, çocuğu ana baba tutacak, Başbakan Sudan'da dolaşacak, Türkiye'de terör olmayacak... Böyle şey olabilir mi?'' diyekonuştu.
Olaylar sırasında televizyona yansıyan bazı görüntülerin kendisiniderinden sarstığını belirten Baykal, bir vali yardımcısının, olaylarıniçinde, sorumluluk taşıyan bir belediye başkanın himayesinde dolaşmasının, polisin sapanla taş atarak kendisini savunmaya çalışmasının, ''içini acıttığını'' anlattı.
|