kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   News in English
   Son Dakika
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mahmut Ovur @ SABAH
 

'Statükocu' Fransa 'devrimci' Türkiye

Abant Platformu'nun düzenlendiği 'Cumhuriyet, Kültürel Çoğulculuk ve Avrupa' konulu toplantının mekanı Paris'ti. Paris seçimi içinden geçtiğimiz 'zamanın ruhu' na çok uygundu.
Çünkü, Fransa yapısı gereği küresel sürecin ortaya çıkardığı yakıcı sorunlarla yüz yüzeydi.
Müslüman Türkiye'nin AB üyesi olma ihtimali ve çok değil 4 ay önce Paris banliyölerinde 'ötekilerin' yani göçmenlerin başkaldırması, Fransa'da ciddi bir 'ulusal dalga' yaratmıştı.
Bizde de durum farklı değildi. Bir yanda 'Türban' gerilimi, öte yanda
'Kürt Sorunu' benzer bir sonuca yol açmıştı.
Abant Platformu işte bu dünyasal sorunların bir bölümünü başta 'kimlik sorunu' olmak üzere sıcak yaşayan Fransa ve Türkiye'nin en etkin aydınlarını bir araya getirerek tartışmalarına vesile oldu.
İki gün süren tartışmalarda hem Fransız, hem de Türk aydınlar önemli şeyler söyledi.
Tartışmalar başlamadan Prof. Dr. Mehmet Ali Kılıçbay'a konuşmacı olarak katılan Fransız aydınların bilim dünyasındaki yerini sordum.
Kılıçbay tereddüt etmeden birkaç isim saydı: "Birçoğu dünya çapında aydınlar. Özellikle Alain Touraine, Dominique Scnnapper, Alexandre Adler ve Edgar Morin önemli isimler." Aslında panele katılan 40 aydının hepsi de kendi alanlarında önemli isimlerdi. Ama asıl önemli olan konumlarından çok söyledikleriydi.
Bu açıdan ilginç bir nokta katılımcıların dikkatinden kaçmadı.
O da şu; özellikle Fransız aydınlar daha çok bir durum tespiti yaptılar. Adeta olması gerekenler konusunda öngörüde bulunmaktan kaçındılar.
Örneğin küreselleşme karşısında 'ulusal kimlik' konusuna nasıl yaklaşılmalıydı?
İşte size iki örnek:
Prof. Dr. Dominique Reynie şöyle diyordu: "Avrupalılar, ulusal duyguyu terk etmeden, devletler üstü bir güç istiyor. Bu ulus paradigması AB'ye uygulandığı zaman AB'yi inşa etmekten alıkoyuyor. Biraz ortada kaldık. Bu nedenle kendimize güvenemiyoruz." Bizde yaşanan AB kaygısı da bundan farklı değil. Beşeri Bilimler Merkezi Başkanı Alain d'Iribarne ise şöyle diyordu: "Fransa birtakım tezatların içinde. Ulusal kimlik sorunu hala gündemde."

'Fransa
sadece Fransızların değil'
Türkiye'den katılan Etyen Mahçupyan'ın yaklaşımı ise farkıydı: "Millet olmak çok kolay ama toplum olmak çok zor. Avrupalıların artık 'öteki olanı' da düşünmesi gerekiyor. Çünkü, artık Fransa, sadece Fransızların değil. İngiltere İngilizlerin, Türkiye de Türklerin değil." Paris tartışmaları sadece 'ulusal kimlik' ekseninde sürmedi. Tartışmanın en önemli yanlarından biri de 'Küreselleşme' üzerineydi.
Bu konuda da Fransa ile Türkiye'den gelen aydınlar arasında önemli yaklaşım farkları vardı.
Felsefeci Monique Canto Sperber şöyle diyordu: "Zara, bir dünya markası ama hâlâ fabrikaları Katalonya'da bulunuyor. Bu nedenle tek bir küreselleşme modeli söz konusu değil. Bir kültürel küreselleşme var. Bir teknolojik küreselleşme var. Bunların yaygınlaşması ilerici değerlerin yaygınlaştığı anlamına gelmez."
Prof. Dr. Asaf Savaş Akat'ın konuşması ise adeta Fransız aydınlarının yaklaşımlarına cevap niteliğindeydi: "Küreselleşmeden Çinliler ve Türkler memnun. Niye Fransızlar karşı, düşünmek lazım." Tartışma konularının birçoğunda Türkiye'den gelen aydınlar çok daha ileri şeyler söyledi. Ortaya çıkan tablodan anlaşılan Fransa'da siyaset düzeyinde yaşanan statükoyu koruma çabası, bir biçimde aydınlar düzeyinde de yaşanıyordu.
Ama tüm bunlara rağmen Abant Platformu'nun Paris çıkarması anlamlı bir çabaydı.
Bu çabayı bir sivil toplum kuruluşu olan Türkiye Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı, ortaya koyarken, ne yazık ki Türkiye'nin geleceğini yönetmeye kalkan siyasi partiler ortada yoktu.
Hem AB süreci, hem de ulusal kimlik gibi önemli konular tartışılırken neden AK Parti'den, CHP'den, Anavatan'dan, DYP'den hatta 'ulusal dalga' üzerinde yükselen MHP'den kimseler en azından gözlemci olarak orada değildi?

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 İstanbul'un göbeğinde 'ağaç katliamı'   / 02-04-2006
 Güneş tutulması depremi tetikler mi?   / 01-04-2006
 Siyasi rüşvetle Umre'ye gitmek günah mı?   / 31-03-2006
 İşte gerçek 'Babam ve Oğlum'   / 28-03-2006
 Başbakan Erdoğan'a açık mektup   / 26-03-2006
 Eroin baronundan 1 milyon dolarlık rüşvet teklifi!   / 25-03-2006
 AK Parti'de 'son kozlar' paylaşılıyor!   / 24-03-2006
 Siyasetin merkezinde 'Dalan' harekâtı   / 23-03-2006
 AK Parti'de 'Bizans oyunları'   / 21-03-2006
 AK Parti'de 'Politbüro' uygulaması   / 19-03-2006
REHA MUHTAR
Beni nasıl olsa çizeceklerdi!..
Yine bir manken...
EMRE AKÖZ
Yatırım terörü bitirir mi?
Doğu ve Güneydoğu Sanayici ve...
MAHMUT ÖVÜR
'Statükocu' Fransa 'devrimci' Türkiye
Abant...
HINCAL ULUÇ
İzmir özledim seni.. Daha şimdiden...
Uçağın...
Niye özür dileyeyim!
Niye özür dileyeyim!
G.Saray'ın olay adamı Song gürledi: "Yeni yönetim seçildi, hâlâ...
Pamuk eller cebe
Pamuk eller cebe
G.Saray'ın futbolcu alacakları için acilen 7 milyon doların üzerinde...
Kıbrıs için 'yavaş' plan
KKTC Cumhurbaşkanı Talat'ın ardından Dışişleri Bakanı Gül'e de mektup...
Dışişleri'nden 'arka kapı' yalanlaması
Dışişleri, Hayrunnisa Gül'ün, türbanlı olduğu için GATA'ya arka...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu