Bi tane de düzgün çekmiycen mi kız?

Demet Evgar, 26 yaşında tatlı bir genç kız. Öyle şirin ki! İnsanlarla çok doğal bir diyaloğu var. Bu diyalogdan zevk alıyor gibi görünüyor

Benim için çok zor bir pazar günü oldu. Sabah uyandığımda cep telefonumda iki farklı mangal daveti vardı. Birisi Polonezköy'ün serin ormanlarında, diğeri ise Kilyos'un köpük köpük dalgalı sahillerinde idi. Ama ben ne yaptım? Tiyatroya gittim. Evet gerçek bir kahraman gibi; korkmadan, titremeden ama içim yanarak mangal önerilerini geri çevirdim. Tabii hayat her zaman güllük gülistanlık olacak diye bir şey yok.

TİYATRO BANA İYİ GELDİ
İşte Kenter Tiyatrosu'ndan içeri 'Gece Mevsimi' isimli oyunu izlemeye giderken bu ruh hali içerisindeydim. Ruhum mangalda, bedenimse tiyatrodaydı. İki saatten fazla süren oyun bittiğinde ise ellerim morarıncaya kadar alkışlarken buldum kendimi. Yıldız Kenter, Selçuk Yöntem gibi isimlerle pazar gününü geçirmiş olmak çok daha iyi geldi. Oyun çıkışı sözleştiğimiz gibi Demet Evgar ile buluştuk. Önce bir süre sessizce oturdu yanımda. Kolay değil iki saatten fazladır bir başka bedene bürünmüştü. Kendine dönmesi için biraz zaman geçmesi gerekti.

BEYZA GİBİ...
Gümüşsuyu'ndan Dolmabahçe'ye inerken elimde olmadan gülümsemeye başladım. Düşünsenize Sanki Los Angeles'ta yaşıyordum ve çok beğendiğim bir filmin başrol oyuncunu otomobilimde yanıma oturtmuş onunla geziyordum. Önca bu düşünce etrafında gezerken sonra birden dehşete kapıldım. Biliyorsunuz geçen hafta 'Beyza'nın Kadınları' filmini ne kadar beğendiğimi yazmıştım. Bir başka açıdan bakıldığında ben sanki Beyza'nın yakın arkadaşıydım ve birlikte geziyorduk. Bir az sonra Beyza, 'Rabia' karakterine geçip (Allah korusun) bacağımı kesiverebilirdi. Demet, yanımda öylesine Beyza gibi oturuyordu ki anlatamam. Ama ne kadar ağır ve derin bir kavram karmaşasına girdiğimi her halde anlam verilemez cümlelerimden anlıyorsunuzdur. (Allahım ne kadar karizmatik yazılar yazıyorum bu aralar...)

AİLESİNE ÇOK BAĞLI
Demet'e bu düşüncelerimi anlattığımda gözlerini filmde yaptığı gibi kaydırıp, Rabia gibi "Yüce Rabbimin cenneti" filan diye cümleler kurmaya başladı. Ortaköy'e kadar güldük... Demet 26 yaşında tatlı bir genç kız. Sürekli ailesi ile telefonda konuşuyor. Saniye saniye ne yaptığını anlatıyor. Manisa ve çevresindeki tüm dedikodulardan canlı yayınla haberdar oluyor. Ailesine çok bağlı. Şimdilerde 19 yaşındaki kardeşi için harıl harıl okul arıyor. Ailesinin gelecek yıl İstanbul'a taşınma planlarından dolayı da çok mutlu. Çıplaklık konusunda çok cesur. Ailesi bu konuda sorun çıkarmıyor. Onlar, yaptığı için niteliği ile daha çok ilgileniyorlar gibi görünüyor.

SAYGIM DAHA DA ARTTI
Bebek Kahvesi'ne gidiyoruz. Trafik felaket. Yan otomobillerdeki insanlar Demet'e bakıyor, selam veriyor. O da camı açıp el sallıyor. Öyle şirin ki. İnsanlarla çok doğal bir diyaloğu var. Bu diyalogdan zevk alıyor gibi görünüyor. Sanki hep tanışıyorduk. Ağır trafiğin içinde dururken yoldan geçenlerin dedikodusunu yapma oyununa başlıyoruz: "Demet, kızın pantolonunu gördün mü?" "Ayy, gördüm herhalde o pantolonun içine özel bir makine ile doldurmuşlardır bacaklarını..." Oyundaki performansını da gördükten sonra ona olan saygım daha da arttı. Demet'e göre sahneye çıkmayan oyuncu, konser vermeyen bir pop şarkıcısına benziyor. Filme 18 yaş altı sansürü konmasından bahsedince de gözleri alev alıyor. Filmin bu şekilde yasaklanmış olmasının ne kadar haksızca olduğunu anlatıyor. Haksızlığa tahammülü yok.

PAZARTESİ BARDA
İstanbul'da doğmayıp ta sonradan gelmiş olmanın ilişkilerine çok olumlu yansıdığını düşünüyor. Böylece insanları sevmek konusunda zorluk çekmediğini düşünüyor. Tiyatroyu çok seviyor. 'Gece Mevsimi' dışında bir de Kılçık Tiyatro adında alternatif bir tiyatro grubu üyesi. Grup her pazartesi Taksim de Oldcity Bar'da 'Ayşegül Hindistan'da' isimli sahneye koyuyor. Barda sahneye çıkmaları demek, içkinizi yudumlarken tiyatro izleyebileceğiniz anlamına geliyor. Gitmek isteyenler 212- 244 28 96'dan rezervasyon yaptırabilir. Bebek Kahvesi'ne vardığımızda saat artık 19.00. Fotoğraf çekimi için üç kare planım var. Üçü de yılışık resimler Kendini tutamıyor kıro taklidi yaparak espriyi patlatıyor: Bi tane de düzgün çekmiycen mi kız? Bir yerde kahvelerimizi yudumluyoruz. Kenardan siyah paltolu bir kadın geliyor. Elinde iki çocuğu. Beni görünce gözleri parlıyor "Siz Rahşan Gülşan değil misiniz?" Tevazu göstererek başımı sallıyorum. Sonra hanımefendi Demet'e dönüyor, biraz düşünceli: "Hmm... Siz de Demet Evgar'sınız değil mi?" Ben mütevazi bir insanım. Hayır hiçte bile. Olayı takip eden 5 dakika "Canım önce beni tanıdı fark ettin mi?" deyip müstehzi müstehzi sırıtmıyorum. Dedim ya; ben reklamı sevmem.