|
|
|
|
|
|
Asena: Çok kibarsın Tan Sağtürk: Erkek gibisin
Yolları bir dans yarışmasında jüri üyeliği yaparken kesişen Asena ile Tan Sağtürk, birbirleri hakkında neler düşündüklerini Marie Claire dergisine anlattı. Röportajın en büyük esprisi ise aralarında bir gazeteci olmayışıydı!.
ansın iki farklı noktasından gelip bir dans yarışmasında jüri koltuğunda buluşan Tan Sağtürk ve Asena; Marie Claire dergisinin yeni sayısında birbirleriyle röportaj yaptı. Kendi aralarında sohbet eden iki ünlü dansçının röportajından ilginç diyaloglar çıktı. 'Ateş ve Su' adını verdikleri bir projede beraber dans etmeyi planlayan Asena ve Tan Sağtürk, konudan konuya atlayarak sohbet etti... İşte, kendilerini 'Pretty Woman' filminin karakterlerine benzeten dansçıların aracısız röportajı:
'ÇOK DUYGUSAL ADAMSIN' TAN SAĞTÜRK: Nasıl bir duygu meşhur olmak senin için? ASENA: Güzel... Seninle tanıştım bak! Meşhur olmasaydım seni nereden tanıyacaktım? T.S: Sen böyle dans ettiğin sürece zaten tanışırdık. A: Ediyordum, niye tanışmadık? T.S: Daha yeni gelmiştim Türkiye'ye. Gelişim daha yeni; altı yedi yıl oldu. A: Bir çiçek getirseydin kulise! T.S: Zaman makinesi olsa şimdi çiçek getirirdim. A: Bak işte; sen çok duygusal bir adamsın. T.S: Öyle mi görünüyorum? A: Duygusalsın ama bir o kadar da hainsin. İnsancıl hainlik değil. Hani bu efendiliğinin altında bir... T.S:Yaramazlık yatıyor diyelim... A: Evet, yaramazlık yatıyor. Hiç öyle göründüğün gibi değilsin. Şuradan çıkınca evin altını üstüne getirmiyorsan ben kafamı keserim.
'PRETTY WOMAN GİBİYİZ' T.S: Ne zamandan beri böyle oldum biliyor musun? Okulları açtık, ufak çocuklar gelmeye başladı. Onlarla eğlenirken dozunu kaçırdım. Sonra veliler biraz şikayetçi olmaya başladı bu durumdan. Ben de uslandım. A: Nasıl dinliyorsun ki başkalarını? T.S: Dinlemek zorundayım. A: Yapma öyle, rahat bıraksana kendini. İnsanlar benimle yemeğe çıkmaya korkuyorlar örneğin. Çünkü benim ne yapacağım belli değil. Tuvalete kalktığım anda beni nerede bulacakları belli değil. Muhakkak bir şey yaparım! Seninle Pretty Woman filmindeki gibiyiz. Sen Richard Gere gibi beyefendi bir insansın. Her şeyi düşünen, mantıklı kararlar veren. Ben de tam tersiyim. Dobra, manyağın teki...
'KIZLARA GÜVENMEM' T.S: Doğru; ben seni çok erkeksi buluyorum. Erkeksi ama kadın gibi olmak istediğin zaman da zaten görüyoruz sahnede, hiç erkeksi durmuyorsun. Son derece dobrasın. Bir kız arkadaş gibi değil de erkek arkadaş gibi daha çok. Çok rahatça konuşabiliyorum seninle birçok konuyu. A: Hep erkek çocuklarıyla oyun oynadım ve hep erkek arkadaşlarıma güvendim. Kız arkadaşıma güvenmem. T.S: Neden? A: Çünkü belli bir zaman sonra arkadaşın ne kadar yakın olursa olsun seni kıskanmaya başlıyor. Kadınsı bir duygu mudur nedir böyle değişik triplere giriyor. Hele bir de ünlüysen... O yüzden yanımdaki kız arkadaşımın benden çok güzel olmasına dikkat ederim. T.S: Erkeklerle zaten o konularda bir rahatlık var. Komplike değiliz biz. Ortak konularımız var. Futbol, oyun, playstation. Kadınlarda çok fazla hesaplama var.
'İNCİTMEMEYE ÇALIŞIYORSUN' A: Senin çok seksi bir erkek olduğunu düşünüyorum. T.S: Allah Allah... A: Biraz da çekingen. Jüride otururken çekiniyor, hesaplıyor, incitmemeye çalışıyorsun kimseyi. Şöyle içindekini bırak diyorum sana. Kırar mıyım, bozar mıyım diye düşünüyorsun. Saçına dokunurken bile tedirgin oluyorum... Çok kibarsın, çoook...
|
|
|
|
|
|
|
|
|