kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   News in English
   Son Dakika
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Balcicek Pamir @ SABAH
 
Yattığım yerde kilo veriyorum, inanın
'55 dakika tıp istiyoruz' diyorlar

Yattığım yerde kilo veriyorum, inanın

Şaka değil. Abartmıyorum. Kadın kilo vermek için yapmadığını bırakmamış. Sonra bir gün tartıya çıkmış...

Evlendiğimde 58 kiloydum. Sonra birdenbire kilo almayı başladım. Kocam "Artık yediğine biraz dikkat et canım" demeye başladı. Önce biraz boğazımı tutmayı denedim. İnanır mısınız neredeyse aç geziyor ama bir türlü kilo veremiyordum. Ardından uzun yürüyüşler başladı. Sabahları erken kalkıp işe gitmeden önce mekik çekiyordum. Ama olmadı. Gitmediğim diyetisyen kalmadı. Ama nafile. Gün geçtikçe kilo almaya devam ettim. İşin garibi şişmanlamakla kalmıyordum sanki büyüyordum. Taa ki... 35 yaşındaki Nicole, bir gün pes etmiş. Tartı 88 kiloyu gösterdiğinde gözyaşlarına boğulmuş ve diyet listelerini bir kenara atmış. İşi bırakmış, bütün gün yataktan çıkmamış. Sonra bir gün "Bir gün tuvalete giderken tartıya gözüm çarptı. Üstüne çıktığımda gözlerime inanamadım. 10 kilo vermiştim." O gün Nicole garip bir hastalığa yakalandığını düşünmüş ve doktor doktor gezmeye başlamış. Hepsine "Ben yattığımda kilo veriyorum, en ufak bir hareket yaptığımda kilo alıyorum, inanın" demiş ama kimseyi ikna edememiş. Doğru doktora rastladığında ise gerçekten hastalığının binde bir görüldüğünü öğrenmiş. "Doktor bana 'Ayakların büyüdü mü?' diye sordu. Ağlayama başladım çünkü ayak numaram bir değil iki numara büyümüştü."

***

Gözlerimi ekrandan ayırmadan nefesimi tutmuş izliyordum. Siz bundan daha ilginç bir hastalık daha duydunuz mu? Duymadınız mı? Alın bir tane daha. 40 yaşındaki Jilles'in hastalığı daha da ilginç. Genç kadın soğuğa dayanamıyor. Vücudu soğuk havada donuyor. Şaka değil. Örneğin ıslak çamaşırları çamaşır makinesinden çıkarırken bile parmakları donma tehlikesiyle karşı karşıya. O yüzden sürekli eldiven kullanıyor. Üstelik Londra gibi çok da sıcak olmayan bir şehirde yaşayan Jilles, sabahları nasıl işe gidiyor biliyor musunuz? Önce sıkıca giyiniyor. Özellikle ayaklar ve eller iyice sarıp sarmalanıyor. Çünkü onlar vücudun en önce etkilenen bölümleri. Sonra montunu giyiyor ve arabasına koşuyor. Arabayı çalıştırıyor ve ısınması için arabayı çalışır durumda bırakıp hemen eve koşuyor. Yaklaşık 15 dakika sonra arabanın içindeki ısı kendisine uygun duruma gelince yola koyuluyor. Tabii elinde eldivenlerle. İşe gittiğinde ise ilk yaptığı kahve makinasının buharında ellerini ısıtmak oluyor. "Bu kadar önlem çok diye düşünüyorsunuz ama değil. Bir gün sadece soğuk bir bardağı elimde uzun süre tuttum diye neredeyse küçük parmağımı kaybedecektim. Öylesine dondum yani." İzledikçe şaşırıyorum. Şaşırdıkça izliyorum. Bu seferki vaka 28 yaşındaki Nicole. Nicole'de "Huysuz Bacak Sendromu" denilen hastalığın değişik bir versiyonu var. Nicole ayakta kaldığı,yürüdüğü, koştuğu sürece mutlu. Peki ya oturursa? Ya yatarsa? İşte cehennem o zaman başlıyor. Kıvrık duruma geçen bacakları öylesine büyük bir acı veriyor ki genç kadın hastalığının en başında acı çekmemek için ayakta uyumayı bile denemiş.

***

Bazen elimizdekinin kıymetini onu kaybetmeden anlamıyoruz. Klasik oldu biliyorum. Ama doğru. Yemek yemek, gezmek tozmak, uyuyabilmek, nefes almak Hepsi aslında öylesine büyük bir lüks ki haberimiz yok. En azından bu üç kadının hikayesini televizyondan izlerken ben öyle hissettim. Detayları öğrendiğimde şaşırdım. Gözlerim yaşardı onlar her ağladığında. O yüzden, keyfinize bakın. Hayatta hiçbir şeyi dert etmeyin. İnanın, hiç kimseye ve hiçbir şeye üzülmeye değmez. Yaşamak güzel.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Önce insanım işte kimse kusura bakmasın   / 25-03-2006
 Öldür gitsin...   / 18-03-2006
 Yattığım yerde kilo veriyorum, inanın   / 11-03-2006
 Kalkın benim yerime oturmuşsunuz   / 04-03-2006
 Midye kaplarıyla İstanbul'u anlattı   / 25-02-2006
 Çocuğu da telefonla yaparsın   / 18-02-2006
 Bir haftada temizleniyoruz   / 11-02-2006
 Bir gece yarısı eğlencesi   / 04-02-2006
 Eş durumundan...   / 28-01-2006
 Tavuklar yerine karılarımızı alın   / 21-01-2006
    Cumartesi Yazarlar
  » Güncel
    Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
BALÇİÇEK PAMİR
Bir kurbağa cinnet geçirirse
Olabilir. Bahardan...
FİLİZ AKIN
Her şeye boş veriyoruz
Ne kadar çok kullanıyoruz bu lafı...
SUNAY AKIN
Amigo padişah!
Lahanayı sever misiniz? Sizi bilmem ama...
PROF. DR. BENGİ SEMERCİ
Prematüre bebek kabusunuz olmasın
Bebek beklerken gün...
Baklavanın mutlulukla bir ilişkisi olmalı
Beş kuşak baklavacı bir ailenin üyesi Nadir Güllü. Karaköy Güllüoğlu firmasının...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.