kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   News in English
   Son Dakika
   Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Öykünün eski tadı hep var
Öykünün eski tadı hep var
Şiir, çevrilince...
Bir yazarın doğuşu

Öykünün eski tadı hep var


İlk sayısını görmemiştim. Eşik Cini'ni ikinci sayısıyla tanıdım. Tam da Capote filminin rüzgarıyla Truman Capote'ye, öykü kitaplarına yeniden sarıldığım hafta. Eşik Cini, bir "öykü kültürü" dergisi. Baştan sona okuma olanağını bulamadım henüz. Ama edebiyatseverin yolunu gözleyeceği bir yayın olacağı ortada. Özenle hazırlanmış. Dilerim upuzun bir ömrü olur. Capote demiştim. Bugün ona ağırlık vereyim biraz. Gece Ağacı en sevdiğim öykü kitaplarından biri. Denizin Değiştirdiği Ernest Hemingway) ve Kasımpatları'yla John Steinbeck) birlikte. Bunlara Kuyudaki Zenci'yi (Erskine Caldwell) de eklemeliyim. William Saroyan'ın Cesur Delikanlı'sı ile Aram Derler Adıma'sını da. Bir de Jack London'ın Ateş Yakmak'ını. Memet Fuat'ın çevirileriyle.


1950'lerin başlarıydı. Ne güzel kitaplar yayımlanırdı. Remzi Kitabevi'nin Dünya Edebiyatından Seçmeler dizisi, Milli Eğitim Bakanlığı'nın Klasikler'i... Ama bizi heyecanlandıran iki yayınevi vardı: Varlık ile Yeditepe. Her ay başında onların kitaplarını beklerdik. Yerli yazarların yanısıra Istrati'ler, Malaparte'ler fırtına gibi girmişti yaşamımıza. Ama Amerikalı üç yazar düşlerimizi bile kasıp kavuruyordu: Hemingway, Steinbeck, Caldwell. Her ay birinden birinin mutlaka bir kitabı yayımlanırdı. O ay ilk okuduğumuz kitap da o olurdu. Yeditepe Yayınları biraz daha özenliydi sanki. Kalın karton kapaklı, Haşmet Akal'ların, Sabri Berkel'lerin resimlediği kitaplar. Resimlere bakardık önce. Öyküleri o resimlerden çıkarmaya çalışırdık. Bu da okumaya başlamadan önce yaşadığımız törenin bir parçasıydı. Saroyan, soğuk kış gününde ısınmak için hiç bilmediği bir dilde yazılmış kitabı bile yakmaya nasıl kıyamamış, duygulanarak okur, sonra "resmine" dalardık uzun uzun. Okudukça, baktıkça biz ısınırdık. Sıcacık, içten, yalın ürünlerdi bunlar. Daha önce tutulduğumuz Çehov'larla, Gorki'lerle, O'Henry'lerle birlikte inanılmaz zenginlikte bir öykü dünyası yaratıyorlardı. Bazılarını yeniden okuma isteği hep uyanmıştır içimde. Kitaplar vardır, ancak doğru zamanda, doğru ortamda, doğru koşullarda okunduğu zaman etkiler sizi. Bunlar için zaman da, ortam da, koşullar da hiçbir zaman "yanlış" değil.

ONAT TEPEDEN TIRNAĞA ŞAİRDİ
Öykü denilince Onat Kutlar'ın İshak'ını hatırlamamak mümkün mü? Onat'la arkadaşlığımız ilkg ençlik yıllarımıza dayanıyordu. İshak'ın ikinci baskısına yazdığı önsözde anlattığı gibi, Antep'te Halkevi Bahçesi'nde, Kırkayak'ta oturur, her gün edebiyat konuşurduk. Üniversite yıllarında kışları İstanbul'da, Şehzadebaşı, Cağaloğlu, Aksaray kahvelerinde sürdü bu. Öykü yazardı Onat, ama şiirden söz ederdi hep. "Niye şiir yazmıyorsun?" diye sorduğumda gülümserdi. O gülümsemenin ardında neler yatıyormuş meğer, ilk şiir kitabı yayımlandığında anlamıştım. Unutulmuş Kent ve Çeviri Şiirler, Onat'ın bu alandaki ürünlerinin toplamı. Bu hafta onu da okudum yeniden. Aynı şiiri herkes başka türlü okur. Bir de baktım, Onat'ın aynı şiirini her keresinde başka türlü okuyorum. Her keresinde yeni tatlar bularak, yeni incelikleri aralayarak. Furuğ'un şiirlerine yazdığı Sunu'yu bile uzun bir şiir olarak kabullendim, öyle okudum. İçimde bir daha okuma isteği uyanınca yanılmadığımı anladım.


Şiir kıskançtır. Bir başka edebiyat dalıyla ilgilenmenizi bile bağışlamaz. Okurların, Onat Kutlar deyince "öykücü", Cevat Çapan deyince "çevirmen" etiketlerini yapıştırmalarını sağlar, öcünü alır. Ama Onat şairdi. Onun öykü yazması, bir şairin öykü yazmasıydı. Onun sinema sevgisi, bir şairin sinema sevgisiydi. Onun yazıları, bir şairin yazılarıydı. Tepeden tırnağa şairdi Onat.
DİĞER YAŞAMA DAİR HABERLERİ
 Güvenli bir uyku ilacı ve sakinleştirici
 Bahar armağanı
 150 kiloydum, sevgilim 'Ameliyat olma' diyordu
 Hayvan hakları için dev protesto
 150 milyon dolarla en zengin top model
 Bu yaz Türkiye'ye yıldız yağacak
 Benden söylemesi Popcorn'u alan kazanır!
 Başbakan'ın saati Putin'de de var
 Gitarına aşık olan adam
 Yazıyı okurken dinleyin
 İstanbul sosyetesi ikinci ele merak sardı
 Bu mağazada manikürcü bile var
 Satır Arasında Kalanlar
 Stil
 Göstermediğim filmlerle çok gurur duyuyorum
 İşte Tarkan'ın 'gerçek' albümü
 Hala uykusuzluk çekiyor musunuz?
 Yaza merhaba selülitlere elveda
 Yıldızların mutfaklarındaki yemekleri siz de yapabilirsiniz
    Cumartesi Yazarlar
    Güncel
  » Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
AYŞE BRAV
Kısa ve eğlenceli bir magazin turu
Geçen hafta magazinde...
Ölümcül dişi kimliğin adı Sharon Stone
Ölümcül dişi kimliğin adı Sharon Stone
Temel içgüdüler' biter mi? İçgüdülerimiz 'insanlar yaşadıkça'...
Entel aile bunalımda!
Entel aile bunalımda!
Garip bir film...Uzun zamandır, hatta belki ilk kez, dinsel...
Baklavanın mutlulukla bir ilişkisi olmalı
Beş kuşak baklavacı bir ailenin üyesi Nadir Güllü. Karaköy Güllüoğlu...
Beyaz atlı prens boşuna gelme
Kim demiş bütün genç kızlar beyaz atlı prensi bekler diye. Kadınları 'ardan ve...
Arkadaşım bilgisayarını satan bir bilge
En meşhur parfümlerin şişe tasarımlarını yapan tasarımcı dostum...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.