kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   News in English
   Son Dakika
   Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
  » Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
"Araziye uymadan" televizyona çıkmak
"Araziye uymadan" televizyona çıkmak

Televizyon fobim ciddi bir arızaya dönüşmek üzere. Ne kadar gerekli bir iletişim aracı olduğunu bildiğim halde, bir türlü giremiyorum o dikdörtgen çerçevenin içine. Okan'ın şahane buluşu olan program adı geliyor hep aklıma: "Televizyon makinası". O gerçekten bir makina ve başka bir makinaya çok benziyor: Hani anneler kasapta alışveriş yaparken bütün çocukların büyülenmiş gibi seyrettiği "kıyma makinası". Bir tarafından bütün olarak girilip, öbür tarafından paramparça çıkılan bir alet.

BAKILMAK İSTER MİSİN?
Evet, içine her girdiğimde pişman olup çıktığım için bir daha denemeye pek niyetim yok ama gireni kıyma yapan o aletin gücüyle kafayı bozmuş durumdayım. Nedeni, aylardır üzerinde çalıştığımız bir hikaye. Son bir kaç aydır bir arkadaşımın hayatını oyunlaştırmaya çalışıyoruz. Sözkonusu şahsiyet, şöhretin doruğuna çıkmış, Avrupa sinemasından Hollywood'a sıçramış, dünyanın neredeyse her yerinde tanındığı için sürekli olarak adımlarına dikkat etmek zorunda kalmış, ardından da gölgeyi yeğleyip on yıldır köşesine çekilmiş birisi. Arada bir birlikte gittiğimiz yerlerde etrafımızı saran eski hayranları olmuyor değil ama artık "eskisi gibi sürekli olarak bakılmaktan kurtulduğunu" saklamıyor. Çünkü ona göre şöhretin en korkunç tarafı mütemadiyen "bakılmak". 24 saat boyunca, yüzlerce kişinin size gözlerini ayırmadan bakması. Belki de, bir çok ünlünün, şöhreti sevme nedenidir bu. "Bakılıyorum, öyleyse varım" diye düşünenler çoğunlukta olabilir. Ama onun için, şöhretten ve mesleğinden vazgeçme nedeni olmuş bu. İncelenmeye tahammül edemediğinin farkına varmış. Hem kendi ruh sağlığını, hem de çocuklarını korumak için vazgeçmiş "görünür olmaktan". Bu "ex- star" dostum, birlikte üzerinde çalıtığımız hikaye için bana en mahrem psikanaliz seanslarına kadar her şeyi anlatıyor, bütün bunlara başka ünlülerin hikayelerini de ekleyip aylardır harıl harıl yazıyoruz.

KELEBEK ETKİSİ
Arkadaşım yirmi yıllık şöhret deneyiminde en çok televizyondan korktuğunu söylüyor. Sinemada başka bir karakter olarak görünürken, televizyonda kendin olarak ortaya çıkmanın aslında çok daha zor bir iş olduğunu anlatıyor. O aletin içindeyken asla sahici olamadığını anlatıyor ve doğadan örnekler veriyor: "Caligo kelebekleri saldırıya uğramamak için üzerine kondukları ağaç gövdelerinin rengini alırlar" diyor, "İşte aynen televizyona çıkınca olduğu gibi. Oraya benzemek zorunda olduğunu anlar ve kanatlarının rengini değiştirirsin. Kısacası araziye uyarsın Sedef". Araziye uymadan televizyona çıkmak. Sanem Çelik örneğinde gördüğümüz gibi, kıyma makinası seni paramparça etmeden kendin olmayı başarmak... Mümkün mü acaba?..

Sedef Ecer

DİĞER SİNEMA HABERLERİ
 Ölümcül dişi kimliğin adı Sharon Stone
 Entel aile bunalımda!
 Allahaısmarladık TRT
 Haftanın Yıldız Tablosu
 Ünlü kadın avcısı kiliseye karşı!
 Matrix'in yönetmenlerinden sıkıntı dolu bir film
 Hikayeyi yazan kadın tutkuyla oynayan erkek
 Edebiyat ve 'hasta ruhlar'
 Sinema ve müziğin görkemli bileşimi
 Pembe Panter, Steve Martin'le dönüş yapıyor
 Dizi çılgınlığı sanat oldu
 Petrol üzerine dönen oyunların öyküsü
 Toplumda kaybolmuş saf ruhlar
 Altıoklar'dan yarısı başarılmış bir film
 Gençlik, yaşlılık ve aşk üzerine bir film
 Garip isimli tatsız film
 Amerika'dan sahici insan hikayeleri
 Burjuvazinin gizli günahları
 'Yeni Dünya'da aşk Pocahontas ile Smith
    Cumartesi Yazarlar
    Güncel
    Yaşama Dair
  » Sinema
    Gurme
Baklavanın mutlulukla bir ilişkisi olmalı
Baklavanın mutlulukla bir ilişkisi olmalı
Beş kuşak baklavacı bir ailenin üyesi Nadir Güllü. Karaköy Güllüoğlu...
Beyaz atlı prens boşuna gelme
Kim demiş bütün genç kızlar beyaz atlı prensi bekler diye. Kadınları...
Arkadaşım bilgisayarını satan bir bilge
En meşhur parfümlerin şişe tasarımlarını yapan tasarımcı dostum...
Güvenli bir uyku ilacı ve sakinleştirici
Uyku sorunları ve orta derecede bunalımlarda güvenilir bir ilaç; Valeryan...
Öykünün eski tadı hep var
İlk sayısını görmemiştim. Eşik Cini'ni ikinci sayısıyla tanıdım. Tam da...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.