kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   News in English
   Son Dakika
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Erdal Safak @ SABAH
 

Sivil toplumun gücü

Bergama köylülerinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde kazandıkları ikinci hukuk zaferi iki önemli ders veriyor: 1- Siyasi otoriteler halka rağmen karar alıp uygulayamaz. 2- Sivil toplum örgütleri çağımızın yeni gücü haline geldi. Bu öyle bir güç ki, iktidarları devirebiliyor, rejimleri değiştirtebiliyor.

Bergama köylülerinin siyanürle altın çıkarılmasına karşı 12 yıldır verdikleri hukuk mücadelesi bize Nauri adasındaki çevre felaketini çağrıştırıyor.
Nauri, Pasifik'te Avustralya ile Hawaii arasında 21 kilometrekarelik, 12.500 nüfuslu bir ada. 1968'den bu yana bağımsız. Birkaç yıl önce kişi başına düşen gelirde dünyanın ikinci zengin ülkesiydi. Fosfat yatakları sayesinde.
O kadar çok para kazanıyorlardı ki, hiç kimse çalışmıyordu. Devlet herkese yüklü aylık bağlamıştı. Hepsinde lüks otomobil, uydu bağlantılı cep telefonu, birkaç buzdolabı, klima, likit ekran televizyon vardı. İçtikleri su dahil her şeyi ithal ediyorlardı. Can sıkıntısından gün boyu yemek yiyorlardı. Bebekler daha kundakta kolayla besleniyorlardı.
Devlet gelir fazlasını Sydney'de, Londra'da gayrimenkule yatırdı. Aldığı otellerin ve iş merkezlerinin kiralarının ada halkını sonsuza kadar rahat yaşatmaya yeteceğine inanıyordu.
Sonra bir gün fosfat yatakları bitiverdi. İşletmeci şirket çekip gitti. Geriye Ay yüzeyini andıran görüntüler kaldı: Derin çukurlarla dolu çöl.
Gübreleri binlerce yıl boyunca fosfata dönüşen kuşlar da gelmiyordu artık. Çünkü yataklar işlenirken tüm ağaçlar kesilmişti.
Daha sonra peşpeşe haciz yağdı: Ödenemeyen faturalara karşılık oteller ve iş merkezlerine el konulup haraçmezat satıldı. İthalat durdu. Çalışmayı, ekip-biçmeyi kuşaklar önce unutmuş halk aç kaldı. O lüks otolar benzin yokluğundan, televizyon ve buzdolapları da elektrik yokluğundan paslandı.
Ada halkı şimdi sonsuza kadar yitirdikleri çevrenin, o canım tropik ormanların ardından gözyaşı döküyor. Değerini bilemedikleri için.

Ölüler altın takmaz
Ama siyanürle altın işletmeciliğine karşı sarsılmaz kararlılıkta mücadele veren Bergama köylüleri sahip oldukları çevrenin değerini çok iyi biliyorlar. Alın size 17 köyün ortaklaşa hazırladıkları kitabeden birkaç satır: " Bu topraklar yediverendir. Ovasında kar gibi pamuk, altın gibi buğday, kehribar gibi tütün, dağlarında vakur çam ve meşeler, derelerinde serin çınar gölgeleri uzanır. Eteklerindeki zeytin ağaçları tarihle yaşıttır. Topuğunu yere vursan gürül gürül su çıkar. Topuğunu biraz daha sert vurursan, yeryüzüne türlü maden saçılır. Bu insanlar hayatı ve hayatları olan doğayı çok seviyorlar. Onlar bilirler ki, ölüler altın takmaz." Sivil itaatsizliğin simgesi haline gelen Bergama köylüleri 12 yılda 250'yi aşkın eylem yaptılar. Sadece Bergama'da değil, İstanbul'da, Stockholm'de bile. İlginç eylem türleri geliştirdiler: Yarı çıplak gösteri, nüfus sayımında sayılmayı reddetmek gibi.
Mahkemelerden, Danıştay'dan kararlar çıkarttılar. Ankara her defasında kararları delmeyi başardı.
Onlar da iç hukuk yollarının tükendiğini görüp gruplar halinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) gittiler. Önce 2004'te eski Bergama Belediye Başkanı Sefa Taşkın'ın öncülük ettiği 6 kişi dava açtı ve AİHM her birine 3 bin avro tazminat ödenmesine karar verdi. Dün de 315 kişilik ikinci grubun davası sonuçlandı. Karar: 3'er bin avrodan toplam 945 bin avro tazminat. 1.500 kişilik üçüncü grubun sırada olduğu, sayının çığ gibi artıp on binlere ulaşabileceği belirtiliyor.
Elbette altın madenlerinin değerlendirilmesine karşı olamayız. Ama uygulanan teknoloji çevreye ve kurdundan kuşundan insanına kadar tüm canlılara saygılı olursa...
Bergamalılar direnişleriyle madende, çevresel riski en aza indirecek yatırımların da yapılmasını sağladılar. Az-buz başarı mı?

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Böyle gitmez!   / 28-03-2006
 AB'den AB'ye   / 27-03-2006
 Faturası ağır veto   / 26-03-2006
 Sahi hazır mısınız?   / 25-03-2006
 Reformlar durunca   / 24-03-2006
 Son terör örgütü   / 23-03-2006
 Bir viraj mı dönüldü?   / 22-03-2006
 Şemdinli manifestosu   / 21-03-2006
 İlginç bir hafta   / 20-03-2006
 Nevruz ve yeni süreç   / 19-03-2006
ERGUN BABAHAN
Bölücülük ve irtica
Şemdinli'deki bombalar, ardından...
UMUR TALU
Çok az, az çok
Başkası dese "piyasa" nın umurunda...
FATİH ALTAYLI
Aysal'dan kazığın itirafı
Ünal Aysal'ın...
ERDAL ŞAFAK
Sivil toplumun gücü
Bergama köylülerinin Avrupa İnsan...
Leyla, 750 bin kişiyi Paris'te sokağa döktü
Fransa'da dün 3 milyon kişi, iş yasasını protesto etti. Bütün...
Kadima kazandı, koalisyon yolda
İsrail'de dün yapılan seçimde sandıktan koalisyon çıktı. Olmert'in...
Hindiye ihtar
Hindiye ihtar
2002 Dünya Kupası'ndaki Çin zaferi ve G.Saray-Karabük maçı sonraları...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu