|
 |
 |
 |
 Erdoğan Sudan'a gitti
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Arap Birliği Zirvesi'ne katılmak üzere ''ANA'' uçağı ile Sudan'a hareket etti.
Sudan ziyareti öncesi basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Merkez Bankası için yapacakları atamada henüz yeni bir isim belirlemediklerini belirtti. Başbakan çalışmalarının sürrdüğünü konuyla ilgili kararlarını Sudan dönüşü açıklayacaklarını belirtti.
Son zamanlarda ilkokullarda artan şiddet haberleriyle ilgili de çıkış yapan Erdoğan "Basın bu haberleri malesef büyüterek bir nevi propagandasını
yapıyor. Oysa ki olay sayısı bir kaç tane, ortada bütün ülkenin okullarında terör varmış gibi bir hava yaratmaya gerek yok" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, şu andaMerkez Bankası'nda (MB) herhangi bir sıkıntı ve herhangi bir boşluğun söz konusu olmadığını belirterek, ''Hiçbir kurum boşluk kabul etmez. Kaldı ki, devlette, yönetimde her zaman için süreklilik esastır'' dedi.
Erdoğan, Arap Birliği Zirvesi'ne katılmak için Sudan'a hareketinden önce Esenboğa Havaalanı'nda basın toplantısı düzenledi. Ziyaretine ilişkin bilgi veren Başbakan Erdoğan, kendisine Devlet Bakanları Mehmet Aydın, Beşir Atalay ve bazı milletvekillerinin de eşlik edeceğini söyledi.
Hartum'da 28-29 Mart tarihlerinde gerçekleşecek zirvenin açılış oturumunda ''Medeniyetler İttifakı'' temalı bir konuşma yapacağını anımsatan Başbakan Erdoğan, ''Arap Ligi'' ile geleneksel dostluk ve kardeşlik ilişkilerinin geliştirilmesine, bölgesel ve uluslararası konularda işbirliğinin gelişmesine önem verdiklerini ifade etti. Erdoğan, Sudan'a ilk kez bir Türkiye Cumhuriyeti başbakanının gittiğini bildirdi.
Zirve nedeniyle ''Arap Ligi'' toplantısına katılan liderlerle ve diğer katılımcılarla görüşme imkanı bulacağını bildiren Başbakan Erdoğan, ''işbirliğinin geliştirilmesi istikametinde orada çalışmalar yapma fırsatımız olacak'' dedi.
Başbakan Erdoğan, ziyareti sırasında Sudan Cumhurbaşkanı Mareşal Omar Al Bashir, Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı, Güney Sudan HükümetiBaşkanı Korgeneral Savla Kiir Mayardit ve Sudan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Talha ile görüşeceğini bildirdi.
Eski ve tarihi bağlar bulunan Sudan ile iktisadi ve ticari ilişkilerde son yıllarda büyük bir ilerlemenin olduğunu kaydeden Erdoğan, Türk firmalarının Sudan'da çok ciddi projeler üstlendiğini, ancak işbirliğinin çok daha ileri seviyeye götürecek bir potansiyel olduğuna inandığını söyledi.
Hartum'daki temasların ardından yaşanan insanı dramı yerinde görmek için Darfur'u ziyaret etmeyi planladığını kaydeden Başbakan Erdoğan, ancak bu ziyaretin henüz kesinleşmediğini belirtti.
Başbakan Erdoğan, TİKA tarafından organize edilen ve daha çok çocuklara yönelik olarak 40 tonluk insani yardımı da bu ziyaret sebebiyle bölgeye gönderdiklerini kaydetti.
Erdoğan, Sudan'daki programının ardından Suudi Arabistan'ın Cidde kentine geçerek, İKÖ'yü ziyaret edeceğini, Perşembe günü de Türkiye'yedöneceğini bildirdi.
MERKEZ BANKASI BAŞKANLIĞI
Başbakan Erdoğan, Merkez Bankası Başkanlığı'na yapılacak atama ile ilgili bir soruya şu karşılığı verdi:
''Konuyla ilgili olarak arkadaşlarımızla müzakerelerimiz devam ediyor. Ama gün olarak şu gündür diyemem. Döndükten sonra tekrar müşterek olarak çalışmamızı yapacağız, ondan sonra da Sayın Cumhurbaşkanımıza önerimizi teklif edeceğiz.
Ancak, şunu özellikle ifade etmem gerekiyor; Şu anda MB'de herhangi bir sıkıntı, herhangi bir boşluk söz konusu değil. Merkez Bankası şu anda Sayın Başçı tarafından yönetilmektedir.
Hiçbir kurum boşluk kabul etmez. Kaldı ki, devlette, yönetimde herzaman için süreklilik esastır. Ve bu sürekliliği esas alan bir anlayışsebebiyledir ki vekalet müessesesi kurulmuştur. Vekalet bunun için vardır. Şu veya bu nedenle asıl, herhangi bir durumda bir şey olmuştur, ölür, ayrılır... O zaman da vekil yerine görevi üstlenir ve bu süreci devam ettirir. Bu, zaman olur kısa sürer, zaman olur uzun sürer.
Şu anda da MB'nin böyle bir sıkıntısı söz konusu değildir. Erdem Başçı Bey, MB'yi yönetmektedir. Aynı şekilde başkan yardımcıları, İdare Meclisi görevindedir ve MB çalışmalarını sürdürmektedir.
Burada herhangi bir olumsuzluk yaratma gayreti içerisine girenler,sadece piyasaları rahatsız eder. Ama piyasaları da yakından iyi bilenler, böyle bir sıkıntının olmadığını da gayet güzel bir şekilde görmektedirler ve herhangi bir bu noktada endişemiz söz konusu değildir.''
'ÖNERECEĞİZ'
Bir gazetecinin, ''Cumhurbaşkanlığı'na gönderilen kararnamenin 2 gün tutulmasının piyasalarda spekülasyonlara yol açtığını'' ifade etmesi üzerine, Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
''Ben, doğrusu, sizin gündeminizi bu kadar işgal etmesine şaşıyorum. Bu kadar bu konuların üzerinde durmanıza gerek yok. Biz sizden daha hassasız. Biz, Sayın Cumhurbaşkanımıza hemen anında gerekli olan günde başkan adayının ismini verdik, başkan, yardımcılarının ismini verdik, fakat Sayın Cumhurbaşkanımız uygun görmedikleri için iade ettiler. Ve şu anda da yine çalışacağız ve çalışmalarımızı neticelendikten sonra yeni ismi Sayın Cumhurbaşkanımıza önereceğiz.''
''Cumhurbaşkanı'nın Merkez Bankası Başkanlığı için önerilen ismi veto etmesinin kamuoyuna neden anında açıklanmadığı'' sorusuna Başbakan Erdoğan, ''Bunu hemen anında açıklamak zorunda mıyız? Böyle bir mecburiyet mi var?'' karşılığını verdi.
Erdoğan, aynı gazetecinin ''önceden haber alanların borsada alışveriş yaptığı'' yolundaki sözleri üzerine, ''Neyi önceden haber alıyorlar. Neyin alışverişini yapıyorlar yani oradan gönderildiği zaman alışverişler mi değişiyor. Yürüyen Merkez Bankası var. Değişen bir şey yok ki. İsimle ne alakası var. Merkez Bankası boşlukta değil ki. Bu tür böyle, asparagas, uydurma şeyler ortaya çıkarıyorsunuz. Böyle bir şey söz konusu değil'' diye konuştu.
Aynı gazetecinin, ''Cuma günü borsanın düştüğünü'' ifade etmesi üzerine Erdoğan, ''Bundan dolayı mı düşmüş? o zaman kazandığınız zamanda ben sorarım size, niye bu kadar kazandınız diye...'' diye konuştu.
BDDK BAŞKANI
Bir gazetecinin Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin'in görev süresinin yakında biteceğini hatırlatarak, ''BDDK Başkanı Tevfik Bilgin ile devam edilip edilmeyeceği'' sorusuna da Erdoğan, ''Verilmiş bir karar yok'' karşılığını verdi.
Bir başka gazetecinin, ''Bir parti genel başkanın bir açıklaması var. Avusturya'nın bir kapak mektup gönderdiği ifade ediliyor'' sözleri üzerine de Erdoğan, şunları söyledi:
''İşin içinde olanlar böyle bir mektubu bilmiyor da, işin dışında olanlar biliyor. Ben de buna şaşıyorum. Bunu en önce bizim bilmemiz gerekir. Böyle bir mektup varsa bunun metnini de bari açıklasaydılar, bunu da öğrenseydik.
Bu noktada, şu anda bizim fasıllarla ilgili çalışmalarımız, taramasüreci olarak hızla devam ediyor. Ekiplerimizin biri gidiyor, biri geliyor. Şu anda 1. fasıl tarama itibariyle bitmiş vaziyette ve müzakeresi de başlıyor. Böyle bir şey söz konusu değil. Bu yılın sonuna kadar da tarama inşallah bitirilecek ve Avusturya da kendi başkanlık süresi içerisinde bazı fasılları süratle bitirmenin gayreti içerisinde.
Bunu gerek Dışişleri Bakanımız, gerek Başmüzakerecimizin Avusturya seyahatlerinde de bizzat kendilerinden arkadaşlarımız zaten dinlediler, ama komisyondaki çalışmalar da bunun teyidi.''
BAZI OKULLARDAKİ ŞİDDET OLAYLARI
Bazı okullarda meydana gelen şiddet olaylarının önlenmesiyle ilgili soruyu da yanıtlayan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Bu konuyu dün de ifade ettim. Basın mensuplarımızdan, gazetelerimizin, televizyonlarımızın sahip ve yöneticilerinden, ülkem adına, milletim adına bu haberleri bu kadar abartılı lütfen vermeyelim. olan olayların adedi Türkiye genelinde kaç tanedir? Lütfenbuna bir bakalım. Bunlar ne kadar yayınlanırsa, ne kadar abartılı olarak verilirse, bu işi teşvik o kadar artar. Lütfen bu konuda yardımcı olunursa, bunlar üzerine bu kadar yayın yapılmazsa inanıyorum ki alacağımız netice de o kadar çabuk olur. Sayılara baktığımız zaman üç beş tane olay var. 3-5 olay, adeta Türkiye'nin heryerinde okullar sanki kan gölüne dönmüş, böyle anlaşılıyor...
Yazıktır. Bu aynen nasıl ki terörü, yayın olarak yaygınlaştırmak, onun propagandasını yapmak, teröriste adeta çanak tutması, bu olaylarda da maalesef bu işleri bu kadar yayınlamak, bu kadar bu işleri televizyonların gündeminde tutmak, gazetelerimizde yayınlamak, insanlarımızı o kadar rahatsız etmektedir. Bu konuda yardımcı olmanızıistiyoruz. Buralarda el ele vermeliyiz. Gerek Milli Eğitim Bakanlığımız, gerek İçişleri Bakanlığımız gerekli tedbirlerini zaten alıyorlar, almaktadırlar, yapılması gereken ne ise yapılıyor yapılacaktır.''
Başbakan Erdoğan ile birlikte eşi Emine Erdoğan, Devlet Bakanları Beşir Atalay, Mehmet Aydın ve bazı milletvekilleri de Sudan'a gitti.
Erdoğan'ı, Esenboğa Havalimanı'ndan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, Ankara Valisi Kemal Önal, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ve diğer yetkililer uğurladı.
ÇELİK: 'KARARNAMENİN REDDİNİ HUKUKİ BULMUYORUZ'
AK Parti Grup Başkanvekili Faruk Çelik, Merkez Bankası Başkanlığı ile ilgili kararnamenin Cumhurbaşkanlığı tarafından iadesini hukuki bulmadıklarını söyledi. Parlamento'da basın toplantısı düzenleyen Çelik, Merkez Bankası Başkanlığı'na yapılacak atamalarla ilgili tartışmaları değerlendirdi.
Geçen haftanın en önemli gündem maddelerinden birini, Merkez Bankası Başkanlığı ile ilgili atama tartışmalarının oluşturduğunu belirten Çelik, Merkez Bankası Yasası'nın açık olduğunu, başkanın, Bakanlar Kurulu kararıyla 5 yıllığına atanacağının belirtildiğini, ancak atama şeklinin ortaya konmadığını, atanacak kişinin niteliklerinin de sayıldığını anlattı.
Başkanlığın boşalması halinde, en yaşlı üyenin başkanlığında toplanacak olan banka meclisinin, başkan yardımcılarından birini vekaletle bu göreve atama hakkı olduğunu kaydeden Çelik, atanacak vekilin, başkan gibi görevlere sahip olduğunu vurguladı.
''Bugün Merkez Bankası Başkanı, vekaleten de olsa var'' diyen Çelik, sürecin işlediğini ve herhangi bir sıkıntılı durumun söz konusuolmadığını belirterek, tüm işlemlerin hukuki olduğunu, ilgili yasalar çerçevesinde gerçekleştirildiğini ifade etti.
Çelik, bundan sonra ne olabileceği konusunda, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Sudan'dan dönüşünden sonra, Bakanlar Kurulu'nda istişare ve değerlendirmelerin yapılacağını, yeni bir kararnamenin gönderilip gönderilmeyeceği konusunun kendi takdirinde olduğunu vurguladı. Faruk Çelik, şunları söyledi:
''Kararnamenin reddini hukuki bulmadığımızı ifade ediyoruz. Hukukidayanaktan yoksun olduğunu ifade etmek istiyoruz. Bu konunun çok gündemde tutulması konusunda muhalefetin yoğun gayreti var. Özellikle anamuhalefet, kutuplaşmadan nemalanma politikasını güttüğü için, bu konuyu yoğun şekilde dile getirmeye devam ediyor. Ama şunu ifade edelim ki; bugün biz eskaza CHP kökenli birini Merkez Bankası başkanlığına atamış olsaydık, Sayın Baykal'ın, o kişinin geçmişini düşünmeden buna karşı çıkacağını biliyoruz. Çünkü bunu AK Parti iktidarı atamıştır. Daha sonra belki 1-2 araştırmadan sonra böyle bir önyargıdan vazgeçerdi. Ama mutlaka ilk etapta bir karşı çıkışı olacağını ifade etmek istiyorum.''
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Bir gazetecinin, ''Kararnamenin geri gönderilmesini hukuki bulmadığınızı söylediniz. Bunu açar mısınız?'' sorusuna karşılık Çelik, hukuki bir gerekçeye dayandığı görüşünde olmadığını yineledi.
Konuyla ilgili bir örnekleme yapabileceğini vurgulayan Çelik, şöyle konuştu:
''1993 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal, atamalarla ilgili bir yasayı Anayasa Mahkemesi'ne götürüyor. Şu şekilde bir kararçıkıyor;
'Bugünün parlamenter sisteminde yürütme sorumluluğu hükümettedir. Bunun sonucu olarak günümüzde devlet başkanlığının bir kararının, başbakan ve ilgili bir bakan tarafından imzalanmasından çok, aslında başbakan ve ilgili bakanlar tarafından alınan bir kararın devlet başkanlığınca imzalanarak biçimsel olarak tamamlanması söz konusudur.
Bu nedenle de sorumluluğunu hükümetin taşıdığı kararnameler hakkında, cumhurbaşkanının uyarı ve tavsiyede bulunmaktan öte, direnmesi, sistemin özelliğine ters düşer. Cumhurbaşkanına tanınan bütün bu yetkilerine karşın, sistem, özde parlamenter demokrasi olduğundan, sorumluluk da hükümette olduğundan, Anayasa ve yasalara aykırı olmadıkça, cumhurbaşkanının, bakanlar kurulu işlemlerini, siyasal yerindelik yönünden denetlemeyip, imzalamak zorunda olduğu açıktır.' diyor.
Merkez Bankası Yasası'nda atamayla ilgili hususlar gayet açıktır. Burada yapılması gereken, Bakanlar Kurulu kararının imzalanmasıydı. Bizim görüşümüz bu istikamettedir. Sayın Cumhurbaşkanı, takdirini bu şekilde kullanmıştır. Ama üye olarak bugünkü Sayın Cumhurbaşkanımızın da imzasının bulunduğu Anayasa Mahkemesi görüşü bu istikamettedir. Hukuki derken bu anlamda ifade ettim.'' Çelik, ''Kararda karşı oy yazısı var mı?'' sorusuna, ''Hayır. Bu şekilde...'' karşılığını verdi.
|
|
|
|
|
|
|
|
 |
|
|
|
