kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   News in English
   Son Dakika
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Altan @ SABAH
 

Şemdinli'de bombaları kim atmıştı?

Bazen Türkiye'de yabancı bir muhabir olsaydım "ne eylerdim?" diye aklımdan geçiririm... Geçen hafta ise, "iyi ki Türkiye'de yabancı muhabir değilim" diye düşündüm...
Şayet yabancı muhabir olsaydım, olup biteni örneğin İngiliz kamuoyuna nasıl anlatacaktım? Şemdinli olaylarından sonra şarap yalamış fare gibi kostaklanan ama sonra üç adım geri atıveren iktidar, bir yıldır beklemekte olan Milli Siyaset Belgesi'ni kabul etti. Bu, bir gazetenin manşetine "gizli anayasa kabul edildi" diye yansıdı... Demokratik olduğunu söyleyen bir ülkenin "gizli anayasası" olur mu? Bizde ise kimse garipsemiyor...
Türkiye'deki yabancı muhabirler "gizli anayasa kabul edildi" cümlesini kendi kamuoyuna tercüme etmeye kalksa, okuyan ya tercüme yanlış yapıldı sanır ya da muhabir hastalandı... Hele okuyan İngiliz ise kafası daha da karışır, çünkü İngiltere'de yazılı bir anayasa da yok.


Ya Genelkurmay'ın artık alıştığımız ve kanıksadığımız tavrı ile yayınladığı bildiriye ne demeli? Bizler alıştık ve kanıksadık ama yabancı muhabirler yandı...
Şimdi düşünün, "Genelkurmay muhtıra gibi bir bildiri yayınladı" diye yabancı kamuoyuna anlatacaksınız... Herhangi bir çağdaş ülkede "Genelkurmay'ın bildiri yayınlaması, üstelik bunun muhtıra kıvamında" olması anlatılabilecek bir durum değil.
Diyelim ki, okuyan Latin Amerika'ya ya da azgelişmiş üçüncü dünya ülkelerine alışkın... Bunu anlayabildi...
"Kime karşı bu muhtıra" diyecek. Cevap, durumu daha da anlamsızlaştıracaktır. "Savcıya karşı."
Savcıya karşı muhtıra yayınlayan bir ordu... Vaktiyle, burada gazetecilik yapan bir Amerikalı işlerin içinden çıkamamış, sonunda "Her yerde devletin ordusu var, Türkiye'de ise ordunun devleti" diyerek durumu kökten halletmeye çabalamıştı...


Demokratik bir hukuk devletinde, bizdeki gibi askeri Danıştay, Askeri Yargıtay, kısacası mevcut doğal hukuka paralel bir askeri hukuk örgütlenmesi bulunmadığı için, dava sürecini kesmek, iddianameyi "maksatlı suçlamalar" diye suçlamak, savcı hakkında suç duyurusu yapmak, hükümeti göreve çağırmak da ne görülmüş, ne duyulmuş şeyler olduğundan, yazan muhabir zorlanırken, okuyan yabancı okur da iki kez zorlanacaktı...
"Çift başlı yargı" gibi bir skandal yetmezmiş gibi bir de tüm siviller her türlü "maksatlı ve haksız" suçlamalar karşısında yargı önüne paşa paşa çıkarken, paşaların çıkmaması ve "suçlayacaksa asker askeri suçlar, bize sivil karışamaz" mesajını vermesi, gelişmiş dünya için tercümesi zor ki zor bir konu olacaktı.


Ya sonrası...
Sonrası daha da matrak.
AB sürecinde hareket ettiğini söyleyen bir iktidar var... Üstelik tek parti iktidarı ve demokratik adımları atmak için her türlü sayısal çoğunluğa sahip. İktidar partisi, AB sürecinde gösterdiği üstün performansı şimdilerde parti içi itişkakışlarda harcadığı için, çift başlı yargıyı, Şemdinli olaylarının üzerine gitmeyi tümden unutmuş durumda... Daha derinlemesine araştıracağına, tutup Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı'nı görevden alıyor... Hiç şüphem yok, yakında savcıyı da görevden alırlar... Acaba diyorum "fasa, fiso" lafı "politik genlerden" geçer mi?


Muhabir, "askerler bastırdı, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı'nı hükümet görevden aldı... Çünkü İstihbarat Daire Başkanı Şemdinli olaylarını 'hırsız içerdeyken, kapının kilitli olup olmamasının anlamı yoktur' diye yorumlamıştı..." diye yazar.
Yabancı okur, bu haberi kaçınılmaz bir biçimde "demokratik bir hukuk devletinde deli saçması işler" oluyor diye yorumlayacaktır... Ama o okura bir not yazmak gerek...
"Güpegündüz Şemdinli'de bir kitapçıya bomba atmaktan yargılananlar, iki astsubay ve bir itirafçı..." Üstelik keşfe gelen savcıyı da taramaktan sanık da bir başka astsubay...
Bunu söylemek zorundasınız çünkü olup biteni izleyen yabancı okur, bombaları savcı ve istihbarat daire başkanı atmış sanabilir...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Yirmi bir küresel zengin...   / 20-03-2006
 Hışırlık barometresi   / 18-03-2006
 Ben acemi erdim herhalde ondan...   / 13-03-2006
 Tabular kırılırken gürültü çıkar...   / 11-03-2006
 Kadınlara aşk şiirleri...   / 06-03-2006
 Açıklama...   / 04-03-2006
 Yarın 28 Şubat   / 27-02-2006
 Erzurum'da kaç milletvekili var?   / 25-02-2006
 Irzına geçilen çocuk ve Hamas   / 20-02-2006
 Hamasi...   / 18-02-2006
FATİH ALTAYLI
Savcının arkasındakiler
Emniyet İstihbarat Dairesi...
ERDAL ŞAFAK
Sahi hazır mısınız?
DTP Eşbaşkanı Ahmet Türk, ETA'nın...
MEHMET ALTAN
Şemdinli'de bombaları kim atmıştı?
Bazen Türkiye'de...
Chirac yine kriz çıkardı
Heyecanı olmayan Avrupa Birliği zirvesine Fransızca krizi renk kattı.
Hava sahası yalanlaması
KKTC Başbakan Yardımcısı Denktaş'ın "Türkiye hava sahasını Rumlar'a...
Oy aman Toraman
Oy aman Toraman
UEFA şansını kovalayan Beşiktaş, İbrahim Toraman'ın kendi kalesine...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu