kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   News in English
   Son Dakika
   Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
"Ey öfke, korku ve öç ustaları"
"Ey öfke, korku ve öç ustaları"
"Evrensel bir sapıklık"

"Ey öfke, korku ve öç ustaları"


Televizyonda "naklen savaşlar"ı izlerken çoğumuz iyimserliğimizi korumaya çalışıyoruz. Artık geleceğin belirsiz olduğunu düşünmek bile iyimserliğin dik alası.

"Yaşadığımız çağda iyimser diye kime derler? Geleceğin belirsiz olduğunu düşünene derler." Bu söz, Russel Crouse ile Howard Lindsay'in bir oyunundan alınma. Televizyonda "naklen savaşlar"ı izlerken çoğumuz iyimserliğimizi korumaya çalışıyoruz. Öyle bir duruma geldik ki geleceğin belirsiz olduğunu düşünmek bile iyimserliğin dik alası. Arjantinli şair Juan Gelman'ın deyimiyle, "öfke, korku ve öç ustaları", iyimserlik sınırını nerelere çekmiş...


Bir kenara başka sözler de not etmişim: "En iyisi, savaşı yitirip barışı kazanmaktır." (Bob Marley) "Şiddet karşıtlığı fiyaskodur. Daha büyük fiyasko ise şiddetin kendisidir." (Joan Baez) "Orduya katıl, dünyayı gör, ilginç insanlar tanı ve onları öldür." (Savaş karşıtı slogan)


"Devletin bütün hazineleri içinde en değerlisi, yurttaşlarının canıdır." Bu sözü de Stalin söylemişti. 1937 Aralık'ında. Bir kaç gün sonra bürokratlarından Nikolay Yezhov'dan şöyle bir not almıştı: "Yoldaş Stalin, Ekteki dört listede adları belirtilen kişilerin yargılanmaları konusunu onayınıza sunuyorum. Liste No. 1 (General) Liste No. 2 (Eski askeri personel) Liste No. 3 (Eski NKVD personeli) Liste No. 4 (Halk düşmanlarının eşleri) Hepsinin birinci dereceden suçlu görülerek cezalandırılmasını diliyorum. Yezhov" "Birinci dereceden suçlu görülmek"in anlamı "kurşuna dizilmek"ti. Stalin 12 Aralık 1937 akşamı geç vakitlere kadar çalıştı, 3167 ölüm cezasını onayladı. Sonra sinemaya gitti.


Fernando Gordillo Cervantes, 27 yaşında ölmüş Nikaragualı bir şair. "Ölüler" adlı kısacık bir şiiri var: "Ölüler güç verecekler silahına savaşçının, kitlelerin sesine, köylünün sabanına. Ölüler... Ölülere kim güç verecek peki?" Gazetede ABD'li baba, oğlunun fotoğrafını göstererek Bush'a "Benim tek oğlumdu" diyordu. Ona kim güç verecek peki?


Kostümcü (The Dresser) filmini izlemiş miydiniz? İzlemediyseniz, Peter Yates'in yönettiği, Albert Finney ile Tom Courtenay'in unutulmaz oyunlarıyla sinemanın "en iyileri" arasında yer alan filmi kollayın derim, belki televizyonda ya da DVD'de yakalarsınız. Yıllar önce seyretmiştim Kostümcü'yü. İki sahne beni çok etkilemişti. Biri, Finney'in treni durdurması... Öteki ise... İkinci Dünya Savaşı yılları. Askere gidemeyen yaşlı ya da sakat oyuncular tiyatro yapmayı sürdürüyor. Finney'in topluluğu da Shakespeare oyunlarıyla kent kent dolaşıyor. O arada İngiltere bombalanıyor. Yıkıntılar arasında yaşlı bir adamla karısı. Harabeye dönmüş evlerinin önünde, çaresiz, oturuyorlar. Finney yaklaşıyor onlara. Ve o akşamki temsil için cebinden çıkardığı tiyatro davetiyesini uzatıyor. Bombalar altında sanatı sürdürmek. Cephelerde çarpışırken oluyordu. 1940'ların "topyekun savaş" ında da oldu. (O "topyekun" idiyse şimdiki nedir?) Evet, şimdi? Irak'ta ol da tiyatro yap bakalım. Olsa olsa, bireysel sanatın kanatları altına girer, iki şiir karalar ya da bir şarkı bestelersin, o kadar.


Son söz Albert Einstein'dan: "Benim savaş karşıtlığım, herhangi bir entelektüel kuramdan kaynaklanmıyor; zulmün, alçaklığın her türüne karşı duyduğum derin nefretten kaynaklanıyor." Bu kadar basit. Iraklı ağlayan çocuğun gözlerine ya da nereden, niçin geldiklerini kısa cümlelerle anlatmaya çalışan ABD'li tutsak askerlere bakarken, ne gibi entelektüel kuramlar üretebilirsiniz...

SAVAŞMAK İÇİN KAMERAMAN BEKLENMİŞTİ
İlk Irak Savaşı'nı kim unutur! Televizyonlar savaşı neredeyse baştan sona "canlı" yayımlamıştı. Ama CNN'in patronu Ted Turner, bir gece komutan "Çöl Ayısı"na gidip de "Saldırıyı yarın sabaha erteler miydiniz? Kameramanlarım hazır değil. Üstelik karanlıkta istediğimiz görüntüler iyi çıkmıyor," dese ne yanıt alırdı acaba?


1914. Meksika'da devlet güçleriyle Pancho Villa arasında büyük bir savaş vardı. Mutual Film Corporation, bu olanağı kaçırmak istemiyordu. Şirketin yetkilileri ABD'den Meksika'ya gittiler, Pancho Villa'yı bulup onunla bir anlaşmaya vardılar. Anlaşmaya göre, Pancho Villa başka hiçbir şirketin film çekmesine izin vermeyecekti. Ayrıca, çarpışmaların gün ışığında, teknik ekibin uygun gördüğü zamanlarda yapılmasına da özen gösterecekti. Sözüne sonuna kadar bağlı kaldı Pancho Villa. Hep gündüzleri çarpıştı. Günün birinde, Ojinga kentine saldıracağı zaman, kameramanın gelmediğini söylediler. Meksikalı devrimci uzun süre kameramanı bekledi. Sonunda kameraman geldi, yönetmen, "Motor!" dedi, saldırı başladı. Mutual da bu önemli çarpışmayı baştan sona filme aldı.
DİĞER GÜNCEL HABERLERİ
 Amerikalılar giremedi Esra Beyaz Saray'da
 Gençler seslerini Avrupa'da duyuracak
 Büyüyünce tiyatro izleyicisi olacaklar
 Evde yemek yaparken Tarkan'dan teklif geldi
 Yeniden doğsam yine Memduh'a aşık olurdum
 Erkek adamın erkek çocuğu olur!
 Sokak sokak gezdi Nazlısı'nı buldu
 Ankara sokaklarında itlaf ekipleri olabilir
 Evcil hayvanlara diyet listesi hazırlıyorlar
 Urartular'ın en sadık bekçisi
 Fransız stil ikonu adına özel bir koleksiyon
 2 günde en az kilo
 Ciltteki güneş ve yaşlılık lekelerini silmek mümkün
 Akne, sivilce ve siyah noktalardan kurtulun
 Alexiou İstanbul'a geliyor
 Tarancı şiir dinletisi
    Cumartesi Yazarlar
  » Güncel
    Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
BALÇİÇEK PAMİR
Öldür gitsin...
Anne son bir kez yavrusunu burnuyla...
FİLİZ AKIN
Arnavutköy'de köfte ısmarlamak istiyorum
"Okuya, okuya...
SUNAY AKIN
Akgün Akova fotoğraf çekmese ne olur?
O, Ankara'da...
ALİ POYRAZOĞLU
Sayın Bakanlar... Gölgede Muhabbet
Bendeniz, Alem FM'de...
Türk mutfağının kendine özgü bir kokusu olmalı
Sevim Gökyıldız profesyonel yöneticilik yaşamına paralel olarak, Mutfak...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.