|
|
|
|
'Biz de böyle miyiz' diyeceksiniz...
Bu akşam başlıyor. Ben gözlemci olarak katıldım provaya. Yeşilçay-Özer çiftinin kadın-erkek ilişkilerine iki saatlik bakış açısı sizi hem çok güldürecek hem de kendinize uzaktan bakıp düşünmenizi sağlayacak. 'Sen Olmasaydın' tipik çiftleri anlatan bir oyun. İzleyin, yaptıklarınız size de komik gelecek.
Çarşamba gecesi Nişantaşı'nda Hadi Çaman Tiyatrosu'nun yenilenen salonunda, bir oyun provasındaydım. Nurgül Yeşilçay-Cem Özer çiftinin, 'ha başladı ha başlayacak' denilen, bir türlü başlayamayan, salon bulamayan, sonra salon bulan, kadın-erkek ilişkilerini anlatan, kâh ağlatan, kâh güldüren, hayır hayır resmen kahkahalar attıran oyunu 'Sen Olmasaydın'ı izledim... Enteresanmış bir oyunun perde arkasında olanları izlemek... Bir oyuna nasıl hazırlanıldığını görmek, mutfakta neler yaşanıyor bilmek, o telaşlara tanık olmak, tekste ezberlenemeyen bölümleri duyup 'eyvah ya ezberleyemezlerse' diye düşünmek... 'İyi ki sahnede ben yokum' diye geçirdim içmden; cumartesi akşamına (yani bu akşam) kadar nasıl yetişecek bunlar diye ben hop oturup hop kalktım.
*** Bir taraftan ses ve ışık ayarları yapılıyor, müzikler oturtulmaya çalışılıyor; bir taraftan kostümler gözden geçiriliyor. Ortalık karman çorman. Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün katkılarıyla yenileniyor salon; o yüzden koltukların bir kısmı var bir kısmı yok! Ortalıkta kutular, sahnenin etrafında çay bardakları, her köşeden sigara dumanları yükseliyor. Kapıdan kim girerse eline bir iş tutuşturuluyor. Nurgül affetmiyor; izlenim yazmaya giden benim elime bile bir örgü şişi tutuşturuyor. 'Görev başında kullanmam' diyorum, 'sen iki ters bir yüz örmeye başla' diyor. Oyunun ikinci perdesinde Nurgül'ün kullandığı örgünün ilk yirmi sırası bana aittir; izlerken gözden kaçmasın hani!!! 'Prova ne zaman başlayacak?' diyen yanıyor. Oyunun yönetmeni Cem hazretleri bas bas bağrınıyor: Ne zaman hazır olursak o zaman! Kimse bana prova ne zaman başlayacak diye sormasın. Kısa bir es... Sonra Nurgül de dahil olmak üzere herkes kahkahasını bırakıyor. Sahne mi burası, ne bu artistlik! Oyunun yazarı Uğur Uludağ... En son '27 Numara'yla büyük sükse yapan Uğur; Cem'in sahnede olduğu anlarda nöbetçi yönetmen oluyor. Işıkçıya, sesçiye, çaycıya, bana, ona herkese bağırıyor, saçını başını yoluyor. Elimdeki örgüyü uzatıyorum, 'Al iki sıra ör, rahatlatıyor' diyorum, iyice geriliyor! Neyse lütfedip başlıyorlar oyuna... İki saatlik rötar, olur artık o kadar...
*** Aldatıldığı şüphesiyle kapıdan girer girmez 'Söyle, nerede o kadın?' diyen; tipik şüpheci bir bir kadın. Adı Şirin (Hayır en azından isim seçimlerine karışmadım)... 'Eskiden kapıdan girer girmez sevişmeye başlardık' diyen, bütün kabahat kadındaymış gibi davranan tipik bir adam; adı Kerem... Sahnenin bir tarafından girip öbür tarafından çıkıp ilişkilerini sorguluyorlar; aldatma üzerine tartışıyorlar, kâh geçmişe dönüp o günleri hatırlıyorlar, kâh geleceğe uzanıp birlikte nasıl yaşlanacaklar diye oyun oynuyorlar. Diyelim ki bu da sizi kesmedi; birbirlerini anlamak için rolleri değiştiriyorlar. Şirin erkek oluyor, Kerem de kadın. Pembe eteği, baldırına kadar yırtmacıyla mutsuz ev kadını taklidi yapan Cem'i izledikçe kahkahalarım boş salonda ortalığı çınlatıyor. Uğur dürtüklüyor beni, konsantrasyonu bozuyormuşum! İyi de seyirci gülünce ne yapacaksınız kardeşim! Nurgül ondan aşağı kalır mı! Maç yüzünden psikopata bağlamış, 'öküz' bir erkek tiplemesi yapıyor ki, kırıp geçirecek ortalığı eminim. "Sus kadın laf anlatıyoruz şurada" diye başlıyor; erkek haklarının en azılı savunucusu kesiliyor: Sen tenine kim dokunacak derdine düşerken, ben dönen çeklerin hesabını yapıyorum. Sen selülitlerinle uğraşırken, ben banka telefonlarına nasıl çıkmam onun derdindeyim. Sen güzel günleri hayal edebil diye akıyor benim alnımdan terler. O çok bayıldığın 'Sex and the City' dizisini izlemen için gereken Digitürk parası Kerem'in canını sıkan ihalelerden çıkıyor, var mı haberin? Kusura bakma bu akşam sevişemeyeceğim Şirin Hanım! Devamında müthiş bir hesaplaşma... Herkesin kendi cinsinden, kadın ya da erkek olmaktan ne anladığıyla ilgili sıkı bir söylev! Bütün oyunu yazmayayım; her an bir sürpriz var sahnede. Uğur Uludağ yine döktürmüş. Her şey bir tarafa, tiyatro eğitimi almasına rağmen bugüne kadar tiyatroda hiç izlemediğiniz 'Nurgül Yeşilçay kaçmaz' derim. İlk defa profesyonel tiyatro yapıyor ve çok heyecanlı. 'Biz çift olarak kendimiz bulduk bu boyunda' diyor: Seyirciye de bunun ipucunu veriyoruz. Oyunda koptuğumuz yerlerde, yani Cem ve Nurgül olduğumuz yerlerde eminim seyirci 'Bunlar evde de böyle mi?' diyecek. Ama her gelen de kendinden bir şeyler bulacak. Çiftler birbirini değiştirmeye çalışır ya sürekli, biz onu trajikomik bir şekilde anlatıyoruz; yabancılaşarak, uzaktan bakarak...
*** Bu arada oyunun interaktif bölümünde sahneye alınan kadın seyirciyi oynayıp, rol bile kestim. Kanepe çok rahatmış! Oyun bu akşam başlıyor ve sezon nedeniyle kısa sürecek. Bir an önce gidin ve izleyin. Ben çok güldüm. Hepimizin başından geçen, yaşadığımız bildiğimiz şeyleri sahnede izleyince komik geliyor yaptıklarımız. Keşke şimdi yaptığımız gibi, bazen dışarı bakabilsek diye geçecek içinizden... Nişantaşı Hadi Çaman Tiyatrosu: (0 212) 219 36 29 Biletleri internet üzerinden www.biletix.com adresinden de temin edebilirsiniz. Hepinize iyi seyirler...
ŞİRİN SEVER
|
|
|
|
|
|
|
|
|