|
|
|
|
El emeği göz nuru fincanlar
Feyha Bilgen'in büyük bir emekle yaklaşık 12 yılda oluşturduğu 'Kahve Fincanları Sergisi', Beyoğlu Sanat Galerisi'nde sergileniyor. Osmanlı motifleri kullanmayı seven sanatçı bazen bir fincanı hazırlamak için 3-4 ay bile harcıyor.
Vakko Beyoğlu Sanat Galerisi, 1 Nisan'a kadar geçmişten günümüze Türk kültürünün önemli figürlerinden olan kahveyi konu edinen 'Kahve Fincanları Sergisi'ne ev sahipliği yapıyor. Feyha Bilgen'in el emeği göz nuru 70 çift fincanının sergilendiği etkinlikte, insan gördükleri karşısında hayrete düşmeden edemiyor. 1989 yılından beri porselen boyayan Bilgen, 6 yıldır sadece kahve fincanlarını desenleriyle süslüyor. Kimi zaman bir fincanın ortaya çıkması için 3-4 ay uğraşan sanatçı, porselen boyamanın ne kadar zahmetli bir süreç olduğunu anlatıyor. Fincan koleksiyonunun ilk parçasını yaklaşık 12 yıl önce oluşturan Bilgen, "Fincanlarımı hiç satmadım satmayı da düşünmüyorum. Çünkü bunlardan dünyada sadece bir çift var" diyor. Bundan sonra daha çok Osmanlı motifleri kullanmak istediğini dile getiren Bilgen'in sergilenen fincanları arasında III. Murat'ın platin üzerine altınla boyanmış tuğrasından, 17. yüzyıl limoge mine işçiliğine ve 15. yüzyıl İznik Çini'sinden örneklere kadar pek çok eseri görmek mümkün. Böylesi güzel çalışmalara imza atmasına rağmen hala kendini yurtdışındaki çeşitli kurslara katılarak geliştirmeye devam eden sanatçının son merakı ise tezhip sanatı...
* Fincan boyamaya 1989 senesinde Ankara'da Esin Aktuna'nın kurslarıyla başladım. Bu kurslara üç yıl boyunca devam ettim. Bu işi çok sevdim ve yurtdışında da çeşitli atölyelerin kurslarına katılmaya başladım. Hâlâ zaman zaman bu kurslara devam ediyorum.
SADECE BİR ÇİFT VAR * Porselen boyamanın çeşitli aşamaları var. Sırlı porselen üzerinde porselen toz boyası, porselen yağı ve bazı maddelerle ezilip model çiziliyor. Ardından boyanıp fırınlanıyor. Bir seferde tek bir boyamayla eser ortaya çıkmıyor. Örneğin; öncelikle zemini boyayıp fırınlıyorsunuz ardından çıkarıp bu defa koyu renklerle boyayıp tekrar fırınlıyorsunuz. Rölyef ve altın çalışmaları da farklı... Önce rölyefi yapıp fırınlıyorsunuz sonra üstüne altın sürüp tekrar fırınlıyorsunuz. Aslında oldukça zahmetli bir iş. Porselen boyamada da çeşitli yöntemler var. Amerikan tekniği, klasik teknik ve modern teknik gibi... Ben aslında hepsinin karışımından esinleniyorum.
70'İ SERGİLENİYOR * Fincan koleksiyonumun ilk parçasını 1994'te boyadım. Sonra bir iki derken bugünlere kadar geldim. İlk başladığım yıllarda fincan dışındaki objeleri de boyuyordum ama son 6 yıldır sadece fincan boyuyorum. Yaptıklarımı satmayı düşünmüyorum. Çünkü bunlardan dünyada sadece bir çift var. Hiçbir modelin bir üçüncüsü daha yok. Bu yüzden koleksiyonumu bozmak istemiyorum. Belki ileride bunları bir yere bağışlarım ve ismim yaşar.
* Fincanları genelde yurtdışına kurslara gittiğim zaman alıyorum. Türkiye'de de beyaz fincan bulabiliyorum. Benim için porselenin kalitesi yani beyazlığı ve inceliği, modelinin değişikliği çok önemli. Bir fincanı alırken ona nasıl bir modelin gideceğini tahmin edebiliyorum. Bu artık doğal olarak içimden geliyor. Çizdiğim modeller daha çok kendime ait. Ancak çeşitli kitapları araştırdığım, bazı şeylerden esinlendiğim oluyor. Bundan sonra daha çok Osmanli motifleri kullanmak istiyorum. Çünkü son 4 yıldır tezhip kurslarına devam ediyorum. Porselen ve tezhibin birbirini beslediğini söyleyebilirim. Sergide de bir tane tezhip çalışmam var.
* Vakko bana çok destek verdi. Ben önceden Cefi Hakko'ya müracaat etmiştim. Birkaç fincanımı götürdüm incelediler. Bunun üzerine kahve kültürü sergisi açma kararı aldılar. Gerçekten çok güzel bir organizasyon yaptılar. Serginin olduğu mekandaki ekranda devamlı olarak kahve kültürüyle ilgili yayınlar var. Şu anda tahmin ediyorum 70 çift fincanım sergileniyor. Koleksiyonumu daha da büyütmeyi hedefliyorum.
* Vakko Beyoğlu Sanat Galerisi'nden önce başka yerlerde de sergilerim olmuştu. Ankara Vakıf Bank'ta bir sergim oldu. Porselen lambalar, tabaklar ve süs eşyalarından oluşan karma bir sergiydi. Dört sene öncede Tünel'de, Beylerbeyi Sarayları'nda sergi açmıştık. O zamanlar 40 fincanım vardı. Kültür Bakanlığı'na da başvurmuştum. Geçen yıl Kültür Bakanlığı'ndan Paris'te bir sergi açma önerisi geldi. Ama daha sonradan ses çıkmadı, inşallah olur.
EMEK VE ZAMAN İSTİYOR * Bir fincanın ortaya çıkması üstündeki motife ve çalışma süreme bağlı olarak değişiyor. Örneğin, içlerinde rölyef ve altın olan bir fincanımı 3-4 ayda bitirdim. Ancak bu, devamlı bir çalışma değil. Çok yorucu ve çok büyük bir konsantrasyon istiyor. Böyle olunca da ancak günde bir saat çalışabiliyorsunuz çünkü gözler yoruluyor. Bir fincanın hakkıyla fırından içime sinerek çıkması aşağı yukarı 15-20 gün sürüyor. Porselenin de bir fırınlanma süreci var. 6 saat fırınlanmasını ardından da soğumasını bekliyorsunuz. Tabii ki bu da bir kayıp. Resim çalışmalarında olduğu gibi bir devamlılık olmuyor.
DUYGU GÖKMENOĞLU - GÜNAYDIN
|
|
|
|
|
|
|
|
|