kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Son Dakika
   Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
  » Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
"TSK üzerinden siyaset yapmayın"

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, muhalefeti TSK üzerinden siyaset yapmakla suçladı.

Erdoğan, partisinin Ankara'nın Kızılcahamam ilçesinde düzenlenen ''6. İstişare Toplantısı''nın açılışında bir konuşma yaptı.

Son günlerde Şemdinli Araştırma Komisyonu ekseninde bir tartışma yaşandığına dikkat çeken Erdoğan, muhalefeti TSK üzerinden siyaset yapmakla suçladı.

Erdoğan, Anayasa ve kanunlar neyi gerektiriyosa onu uygulayacaklarını söyledi. Bundan sonraki süreçte de bu ilkeye saygılı olacaklarını belirten
Erdoğan, nasıl davranacaklarının aklını CHP'den almayacaklarını söyledi.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Bir ana muhalefet lideri, sivil ifadesiyle darbe ifadesini yan yana getirebilecek kadar demokrasiden uzak bir durumda. Sivil ile darbe kavramlarını yan yana kullanmak çok çirkindir ve demokrasiden nasipsizliktir'' dedi.

Erdoğan, partisinin Kızılcahamam'da düzenlenen ''6. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı''nda yaptığı konuşmada güncel siyasete
ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye'de yeni bir siyaset anlayışını uyguladıklarını ifade eden Erdoğan, bu yeni sürece intibak edemeyenler olduğunu söyledi. Erdoğan, şöyle konuştu:

''Bir ana muhalefet lideri sivil ifadesiyle darbe ifadesini yan yana getirebilecek kadar demokrasiden uzak bir durumda. Bu iki ifadeyi
yan yana getirecek kadar demokrasiden uzak bir durumda, bu nasıl bir çelişkidir. Türkiye'de bir iktidarın görevleri Anayasa'da belirlidir.
Neyi yapacağı belirlidir. Bunu ben muktedir olamıyorum, yapamıyorum noktasından hareketle sivil ile darbe kavramlarını yan yana kullanmak
çok çirkindir ve demokrasiden nasipsizliktir. Millete saygısı olan, demokrasiye saygısı olan, sivilleşme sürecine saygısı olan, bunun
neticesine katlanmak durumundadır. Bunun da kayıtlı tutanağı, kayıtlı metni Anayasa'dır. Anayasa sana göre başka, bana göre başka bir
mantıkla hareket ettirilemez. Burada özellikle ben ana muhalefet liderini her şeyden önce millete saygı duymaya davet ediyorum.
Demokrasiye, sivil iradeye saygılı olmaya davet ediyorum. Kendisinin hafıza kayıtlarında bir şeyler varsa ben onu bilemem, ama ben bir şeyi
biliyorum, hakimiyet kayıtsız şartsız milletinse buna uymak zorundadır.''

ATAMALARIN NASIL YAPILACAĞI ANAYASA'DA BELLİ

AK Parti grup toplantısında yaptığı konuşmada, Türk Silahlı Kuvvetleri üzerinden siyaset yapılmaması gerektiğini anlattığını
anımsatan Erdoğan, gerek Genelkurmay Başkanı'nın gerekse kuvvet komutanlarının atamalarının nasıl yapılacağının kanunlarda ve
Anayasa'da belli olduğuna dikkati çekti.

Erdoğan, ''Anayasa ve kanunlar neyi gerektiriyorsa bu iktidar da onu yapar. Bunu yaparken de ordumuzun hiyerarşik yapısı üzerindeki
hassasiyetlerimizi de her zaman için gözeterek geldik. Bundan sonraki süreçte de biz yolumuza devam ederiz'' diye konuştu.

''AÇIKLAMALAR SINIRSIZ DEĞİL''

Özel araştırma komisyonundaki bilgilerin sır olması gerekirken ana muhalefet partisinin temsilcilerinin sağ da solda, televizyon
programlarında dile getirmesinin siyasi etikle bağdaşır yanının olmadığını belirten Erdoğan, bu konuda açıklama yapılacaksa bunu
komisyon başkanın yapacağını vurguladı.

"KRİZ MÜTEAHHİTLERİNDEN ÇOK ÇEKTİK"

Erdoğan, bunun etik olarak da böyle olduğunu ve bu açıklamaların sınırsız değil sınırlı olduğunu ifade etti.Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:

''Komisyon üzerinde spekülasyon gayretleri içerisine giren ana muhalefet partisini de bu konuda daha tutarlı olmaya davet ediyorum.
Bugün yaşadığımız pek çok tartışma şunu bilesiniz ki yıllarca köhne siyaset anlayışından besleniyorsa... Hala o dönemin aktörlerinin eski
pozisyonlarını yeniden kazanma gayretleri içerisinde olduğunu görüyoruz. Şunu herkes bilmelidir ki, Türkiye'de millete dayalı rekabetçi siyaset dışında başka bir yol yoktur. Milletle buluşamayan, milletle bulaşamadığı için siyasi krizlerden medet uman siyasi aktörlerin hiçbir başarı şansı yoktur. Bu da böyle bilinmelidir.Artık Türkiye, kriz müteahhitlerinin şantiyesi, inşaat sahası değildir. Bu müteahhitlere de iş kalmamıştır. Bu kriz müteahhitlerinden çok çektik ve artık bu kriz müteahhitleri bu ülkede iş bulamayacaktır, bulmamalıdır.''

''RÜZGARIN ARMAĞAN ETTİĞİ YOL ARKADAŞLIĞI DEĞİL''


Erdoğan, partisince düzenlenen istişare toplantılarının, ortak aklı birlikte harekete geçirmek, varsa yanlışları telafi etmek özeleştiri yapmak ve gelecek perspektifini oluşturmakta yol gösterici olacağını söyledi.

Erdoğan, şunları kaydetti:''Her şeyin mükemmel zehabına kapılır, yaptıklarımızla yetinir, istişare kapılarını kapatırsak emeklerimizin bereketini heba ederiz. Biz bu ülkeye, millete inanmış büyük ve güçlü bir kadroyuz. Aynı zamanda da ciddi duruşu olan bir aileyiz. Türkiye'nin, yıllarca özlemini duyduğu bu büyük kadronun, ailenin yol arkadaşlığı,
birlikteliği ortaya koyduğu siyasi irade konjonktürün getirdiği rüzgarın armağan ettiği bir yol arkadaşlığı değildir, olmamalıdır.

Zira AK Parti'nin temelini millet attı. Bu binayı da millet yükseltti,73 milyon insanımızla kader birliği eden bu büyük kadronun en önemli
özelliği, millete tam olarak güvenmesi, kendisinden de emin olmasıdır.Bu güvenin hakkını vermekten başka bir gayemiz, idealimiz yoktur.''

"YOLSUZLUKLAR BÜYÜK ÖLÇÜDE ORTADAN KALKTI"

Erdoğan, yolsuzlukların finans sektöründe büyük ölçüde ortadan kalktığını belirterek, ''Yüzde yüz kalkmış mıdır? Hala yüzde yüz kalkmıştır
demiyorum, ama süreç devam ediyor. Bizim bu yolsuzlukla mücadele sürecinde tahsil ettiğimiz para 10 milyar doları aşmıştır'' dedi.

Başbakan Erdoğan, son 3.5 yıllık dönemde Fon'a devredilmiş bir tane banka bulunmadığını belirterek, şunları söyledi:

''Soruyorlar efendim yolsuzlukla mücadele şudur budur. Onlara sadece bunu söyleyin bir tane Fon'a devredilmiş banka var mı? Şu anda
50 milyar doları aşan bir faturadır bankaların Fon'a devredilme olayı.Eğer bu paralar Türkiye'nin kasasında kalmış olsaydı, Türkiye bugün
nerede olurdu, bunu tasavvur edin. Böyle bir Türkiye'yi kucağımızda bulduk. Artık bankaların Fon'a devredildiği bir dönem yok. Bunların
Fon'a devredilmesinin engellenmesinin yanında bir adım daha atıyoruz, bu adım nedir? Bu, finans sektöründeki güvendir ki işte ciddi manada
Türkiye'de bankacılık sistemi hiçbir dönemde rastlanmamış bir reyting ortaya koymuştur.''

''SÜREÇ DEVAM EDİYOR''

Devlet bankalarının artık kar ettiğini anlatan Başbakan Erdoğan, özel bankaların da kredi verecek yer aradığını ifade etti. Erdoğan, bu
noktaya durup dururken gelinmediğini vurgulayarak, şunları kaydetti: ''Nasıl oldu? İşte bu yolsuzluklar, bu hortumlar kesilerek buraya
geldik. Bunları bu hükümet, bu yönetim halletti. Bundan önce de gelen yönetimler vardı, niye çözemediler bunları? Artık bu yolsuzluklar
finans sektöründe hamdolsun ortadan büyük ölçüde kalkmıştır. Yüzde yüz kalkmış mıdır? Hala yüzde yüz kalkmıştır demiyorum, ama süreç devam
ediyor. Bizim bu yolsuzlukla mücadele sürecinde tahsil ettiğimiz para 10 milyar doları aşmıştır. Bu mücadele devam ediyor, bu tahsilatlar
devam ediyor ve edecek. O paralar şimdi paramızın geleceğine, insanlarımızın ihtiyaçlarına kaynak oluyor. onları yatırımlara
dönüşüyor.''

''SAĞA, SOLA ÇAMUR ATAN TİPLER VAR''

Başbakan Erdoğan, bu yıl yatırıma 15 katrilyon lira ayırdıklarını anımsatarak, şöyle devam etti:

''Ama temkinli gitmek durumundayız. Temkinli gideceğiz ki güven ve istikrar devam etsin. Güveni ve istikrarı kaybettiğimiz zaman
dünyadaki itibarımızı da kaybederiz. Eğer bugün dışarıda itibarı olan bir Türkiye varsa, bilesiniz ki bu güvenden, istikrardan kaynaklanıyor.

Zaman zaman ülkemizde de sağa sola çamur atmakla şöhret bulmuş olan bazı tipler vardır. Ama biz onlara hiç ilgi, alaka duymadan
yolumuza devam edeceğiz, bizim yapacak çok işimiz var. Şunu bir defa kesinlikle herkesin bilmesi gerekiyor. Türkiye'de artık bunlara prim veren bir yönetim işbaşında değildir, yolsuzluklara prim veren bir iktidar işbaşında değildir. Ama maalesef birçok yasal boşlukları gayet iyi değerlendirmesini bilen, bu konuda maharet sahibi olan tipler var, ihalelerde şunlarda bunlarda hakikaten maharet sahibi olan tipler var. Akıl almaz şekilde, en düşük fiyatı vermek suretiyle ihaleyi alıp ondan sonra da orada süreci arzu etmediğimiz bir şekilde devam ettirenler var. Bunlarla mücadele öyle zannedildiği gibi kolay mücadeleler değil.''

''ADAM FARKLI ADRESLERLE, İSİMLERLE KARŞINIZA ÇIKABİLİYOR''

İnşaat sektöründe yüzde 60-65'e kadar kırım yapacak anlayışta müteahhitler bulunduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, ''Bu ülkede
olacak bir iş değil. Böyle bir şey yok ve siz bunu iptal ettiğiniz zaman en az 6 ay kaybediyorsunuz. Ediyorsunuz da iş bitiyor mu?
Bitmiyor bakıyorsunuz aynı müteahhit farklı adreslerle, isimlerle karşınıza çıkabiliyor. Siz onu zaten bilemiyorsunuz. Çünkü adam kendi
ismiyle değil, başkasının ismiyle giriyor, icabında 5-10 tane firmasıyla giriyor. Bu noktada ihale sistemi yanlıştır dediğiniz zaman
karşınıza anamuhalefeti çıkıyor, diğerleri çıkıyor. İşte diyor 'iktidar kendi yandaşlarına zemin hazırlıyor' iktidar bir yanlışı uygulamayla düzeltiyor aslında'' diye konuştu.

İHBAR İLE İFTİRA ARASINDAKİ FARK

Muhalefetin bu konuda yardımcı olacağı yerde ''nasıl ben bağcı ile uğraşırım'' gayreti içine girdiğini söyleyen Başbakan Erdoğan,
sözlerini şöyle sürdürdü:

''Derdi üzümü yemek olsa, derdi vatan-millet olsa böyle düşünmemesi gerekir. Zira bu ihalelerde ucuzluk şartı değil, uygunluk
şartı olması gerekir. Güvenin burada da esas olması gerekir. Eğer bu böyle olursa hem başarılı üretime geçersiniz hem de kısa zamanda bu
yatırımlardan netice alırsınız.

Ben bunu belediye başkanlığımda da yaşadım, maalesef şimdi de yaşıyorum. Bunları aşmak için de dayanışma içerisinde, yolsuzluklara
fırsat vermeden, kontrol ve denetim mekanizmalarımızı gayet iyi çalıştırmak suretiyle bu süreci değerlendirmemiz lazım. Yeter ki bu
suiistimallerde somut bilgileri elimizde bulalım, bulduğumuz zaman biz bu işin üzerine gideriz. Tabii burada bir gerçeğe daha işaret etmem
lazım, ihbar ile iftira arasındaki farkı da hassasiyetle gözetmemiz lazım. İhbar başka bir şeydir, iftira başka bir şeydir. Adalet bizim partimize isim seçtiğimiz çok yüce bir kavramdır. Biz kimseyi hakkaniyetten uzak iddialarla kamuoyu önünde mahkum etme hakkına da sahip değiliz. Nitekim dün mal beyanımızla ilgili asılsız iddialarla gürültü koparanlar, bugün kendi mallarını mülklerini açıklayamaz bir duruma düşmüşlerdir. Bu konuda bütün arkadaşlarımızın gerekli hassasiyet içerisinde olduklarına inanıyorum.''

(AA)

1 2 3 4 5
 
DİĞER SİYASET HABERLERİ
 Gül'den AB'ye önemli mesajlar
 Köşk'ten Hoca'ya veto
 TBMM'de cuma cemaati dağılıyor
 AK Parti Kızılcahamam kampına girdi
 Muhalefet liderlerine suç duyurusu
 Anavatan: Hepimiz Mumcu'yuz
 Komisyon Başkanı'na da suç duyurusu
YAVUZ DONAT
Baykal: Başarısız darbe... Erken doğum
Türkiye günlerce...
Su havzasına maden ocağı
İzmir'e su sağlayan Efemçukuru havzasında altın çıkarma çalışması...
Çete hesaplaşmasında olan masumlara oldu
Kocaeli'de çete lideri suçlamasıyla defalarca yargılanan Hadi Özcan...
İşte Büyükanıt'ı suçlayan karar
İşte Büyükanıt'ı suçlayan karar
Açtığı davayla Türkiye'yi karıştıran Van Başsavcılığı'nın Şemdinli...
'Kurt olup tavşanı tutacaksın' dediler
'Kurt olup tavşanı tutacaksın' dediler
Yetenekli olduğu için kapkaç çetelerinin peşini bırakmadığı 12...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu