Büyük Karadeniz Projesi...
Bir grup terörist, nükleer bir bombayı ele geçiriyor. Hedef belli; NATO'nun Brüksel'deki karargahı... Taşınabilir bir mekanizma ile AB Başkenti Brüksel'de bulunan NATO karargahında nükleer bomba atılıyor. Nükleer bomba çevre ülkeleri de etkiliyor. Avrupa merkezlerinde alarmlar çalıyor. Bu senaryo, son dönemde moda olan herhangi bir kitaptan alınmış değil... Bizzat NATO tarafından yaratılmış... Anlatımı da bir yıl öncesine dayanıyor. Kopenhag'da geçen yıl gerçekleşen toplantıda, iki ABD'li general NATO Parlamenterler Asamblesi üyelerine bu senaryonun sunumunu yapıyor. Ancak, teröristlerin nükleer silahı nereden elde ettiğine ilişkin detay verilmiyor.
Dünya güvenlik gücü NATO Güney Avrupa Müttefik Deniz Kuvvetleri Komutanı Koramiral F. Sanfelice di Monteforte'nin geçen yıl yaptığı açıklamayla senaryo anlam kazanıyor: "Akdeniz'deki Aktif Çaba kapsamına 2006'da Karadeniz'i de alacağız..." Buna göre NATO savaş gemileri, Akdeniz'de olduğu gibi Karadeniz'de de istedikleri her gemiyi arama ve kontrol altında tutma hakkına sahip olacak. O tarihte Türkiye, Fransa ve Almanya ile Rusya'dan gelen tepkiler nedeniyle NATO planda ısrar etmiyor. Ta ki, NATO Parlamenterler Asamblesi Savunma ve Güvenlik Komitesi'nin, iki ay önce Washington'da yapılan toplantısına kadar. ABD'li yetkililer, eski Sovyetler döneminden kalma birçok nükleer bombanın kontrolsüz olduğundan yakınıyor. Afganistan'da oluşan 50 milyar dolar büyüklüğündeki eroin trafiğinin yarısının Karadeniz üzerinden yürütüldüğü bilgisi veriliyor. Ayrıca, NATO'nun kapsamının genişletilip "Dünyanın güvenlik gücü" haline getirilmesi gerektiği vurgulanıyor. Bu amaçla, Japonya, Yeni Zelanda, Avustralya ve Güney Kore'nin NATO'nun "diyalog ülkesi" kapsamına alınması kararlaştırılıyor. NATO Genel Sekreter Yardımcısı'nın geçen ay düzenlediği brifing sırasında konu bir daha gündeme geliyor. Yani, hafta başında ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Avrupa ve Avrasya Bölümü yetkilisi Kurt Volker'in dile getirdiği, Karadeniz projesinin temelleri uzun süredir atılıyor. Ankara Büyükelçisi Ross Wilson'ın da önceki günkü sözlerine yansıdığı gibi, ABD, NATO şemsiyesi altında "Büyük Karadeniz Projesi"ni uygulamakta kararlı. Letonya'nın başkenti Riga'da sonbaharda yapılacak NATO zirvesine kadar da mesafe alma niyetinde.
Kei kozu Türkiye ise "Büyük Karadeniz Projesi"ne kesin karşı. Rusya ile birlikte Karadeniz'deki etkinliğini, üçüncü bir güçle paylaşmak istemiyor. Özellikle de "enerji işbirliği içinde olduğu Rusya'nın, Karadeniz'de izole ediliyor görüntüye sokulmasının sakıncalı olacağına" inanıyor. Karadeniz'e kıyısı olan diğer ülkeleri iknaya çalışıyor. Ancak, gelecek yıl NATO'ya katılacak Bulgaristan ve Romanya, ABD'yi destekliyor. NATO'ya üye olmak isteyen Ukrayna ve Gürcistan ise bu aşamada Türkiye ve Rusya'yı karşısına almak istemiyor. Ankara'nın çabası ise bu aşamada Karadeniz'i "ekonomik göl" haline çevirmek amacıyla kurulan Karadeniz Ekonomik İşbirliği'nin (KEİ) etkinliğini arttırmak. Gelecek yıl 15'inci yılını kutlayacak KEİ'nin dönem başkanlığı Türkiye'ye geçecek. Bir yandan Karadeniz Uyum Girişimi ve Karadeniz Gücü'nü etkin kılmak isteyen Ankara, diğer yandan da ekonomik birliği artırarak ön kesmeye çalışıyor. Görülüyor ki; ABD'nin "Büyük Karadeniz Projesi"ni uygulamaya koyması, "Büyük Ortadoğu" kadar kolay olmayacak...
|