kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Son Dakika
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Refik Durbas @ SABAH
 

Bu telgrafın adresi kendisi

Mehmet Barlas, geçen hafta 1950'li yıllarda dünyanın en büyük telgraf şirketi Amerikan Western Union'un bir müşterisi adına "son telgraf"ı göndermesiyle 1851'de başlayan "telgraf çağı"nın tarihe karıştığını belirttikten sonra, "Karıştırın evinizdeki eski kağıtları, bir telgraf bulursanız onu iyice saklayın" diyordu. Eski kağıtlar ile birlikte anılarımı da karıştırdım. Biten, yalnızca "telgraf çağı" mı? Teleks, mektup, posta kutusu, çağrı cihazı, posta kartı, telsizlere ne oldu? Zamanın hangi bahrinde saklar oldular suretlerini? Saman sarısı bir kağıt parçasında iki-üç kısa cümlenin hayat bulduğu telgraf, bir haberleşme aracı olmanın yanında acı ve sevinçlerin, neşe ve hüzünlerin de canlı bir belgesi değil miydi? Bir telgraf, 04 Aralık 1966, İzmir'den: adresini şaşırmayıp elime ulaşsaydı, o gün annemin cenazesine yetişebilecektim. Bir telgraf, 11 Mayıs 1980, İzmir'den: Durbaş ailesine baş sağlığı dileriz, ayrıca oğlumuz Cenk'in vefatını üzülerek bildiririz. Yıldırım ve Feriha Civan. Bir telgraf, 14 Ocak 1989 Ankara'dan: Röportaj dalında Türkiye Gazetecilik Başarı Ödülü'nden dolayı sizi kutlar, bundan sonraki çalışmalarınızda üstün başarılar dilerim. Fehmi Işıklar, Bursa Milletvekili... O yıllar ve o yıllarda yaşananlar şimdi belleğimin kilerinde değil de asıl yaşamalarını o telgraf kağıtlarının suretlerinde sürdürmüyorlar mı? Barlas'ın önerisiyle "eski defter"leri karıştırırken 03 Aralık !989 tarihli Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan "Sevgili Arkadaşım Mektup" başlıklı yazım çıktı karşıma... O günlerde PTT İşletme Müdürlüğü'- nden aldığım bilgiye göre, 1988 yılında yurt dışından ülkemize 106 milyon 928 bin mektup, 10 milyon 296 bin posta kartı, 06 milyon 903 bin küçük paket, 17 milyon 958 bin basılmış kağıt, gazete ve mevkute gibi haberleşme maddesi olmak üzere toplam 142 milyon 85 bin mektup gönderisi gelmiş... Yurt dışına ise 115 milyon 706 bin mektup, 11 milyon 520 bin posta kartı, 01 milyon 222 bin küçük paket, 59 milyon 480 bin diğer haberleşme maddesi olmak üzere toplam 187 milyon 828 bin mektup gönderisi yollanmış... Bugün böyle bir araştırma yapılsa sonuç ne olur ve internetin sonsuz nimetlerini sonsuza kadar kullanmasını bilen şimdinin gençlerine bütün bunlar neyi ifade eder? Çok değil, yirmi yıl öncesine kadar "mektup yazmayı ve almayı seviyor" muşuz! Şimdi, bu yazının üzerinde yer alan fotoğrafımın altındaki iki satıra göz atın... Bir e-mail, bir de posta kutusu (P.K.) adresi görmektesiniz değil mi? Posta Kutusu, ki ayrı bir yazı konusu olabilir, nice anıları vardır onun da çünkü, geçen yıllarda Sabah gazetesinde aynı adla bir köşe hazırladığım için tarafıma verilmiştir. İlk gençliğimizde almak için nice mücadele verdiğimiz o kutunun bugün ne yazık ki, bilgisayarların "Geri Dönüşüm Kutusu" kadar işlevi bulunmamakta artık... Ben yine de Orhan Veli'den "Nasıl unuturum seni ben, / Vesikalı yarim?" ve Nazım Hikmet imzalı "dört hece"den ibaret bir "Gece Gelen Telgraf" bulmak istiyorum Posta Kutusu'- nun kilidini her açtığımda... Adresini benden başka kimse bilmese, tarihe karışsa da bedeni, o telgraf ki Nazım Hikmet, Orhan Veli gibi nice şairin dizelerinde yaşıyor, anılarda da yaşıyordur ve yaşayacaktır. Gençliğimde el yazısıyla bir sarı deftere kaydettiğim şiirleri, bundan sonra "adresi kendisi olan bir telgraf" olarak bilgisayarıma yazacağım. Elbette kopyasını "Posta Kutusu"nda saklamak üzre...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Bu telgrafın adresi kendisi   / 19-02-2006
 Bir "esaret" hikayesi   / 12-02-2006
 Şairi eleştiri 'zeka' gerektirir   / 05-02-2006
 Ölüm unutuşu hatırlamaktır   / 29-01-2006
 Mutfağa ansiklopedi girdi   / 22-01-2006
 Belleğinin kapısı her zaman açık   / 15-01-2006
 Herkesin içinde bir aymazoğlu   / 08-01-2006
 Yeni yıla alfabe   / 01-01-2006
 Siena ve Ülkerspor kültür maçı   / 25-12-2005
 Gönülden düşen şiir   / 18-12-2005
    Pazar Sabah Yazarlar
  » Güncel
    Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
BALÇİÇEK PAMİR
İstanbul'u pazarladık
Birileri pazarlama lafına takıyor...
MEHMET ALTAN
Sahilde...
Nisan sonlarında yaşanması beklenen bir günü...
REFİK DURBAŞ
Hangi fotoğrafın arabında anılarınız?
Yüz sayfalık...
KAZIM KANAT
Ayşe Sultan'a cep telefonu aldım. Ve!...
Babam ölünce...
ÖNCEL ÖZİÇER
Nüktedan kişi günü yaklaşırken
Gerçi daha bir ay kadar...
Festivalle kuşakları eğiten adam: Şakir Eczacıbaşı
Festivalle kuşakları eğiten adam: Şakir Eczacıbaşı
Sinema sanatına hizmetleri nedeniyle Şakir Eczacıbaşı SİYAD'ın bu...
Yaşayan efsane pilot
Yaşayan efsane pilot
Amerika'nın ilk kadın akrobasi pilotu Patty Wagstaff...
Karlı dağların dişi komandoları
2 bin 600 metre yükseklikte, -27 derece soğuk havaya rağmen çadırda...
"İnek eti yemek niçin yasaktır?"
GEO Dergisi insanoğlunun ezelden beri uzak durduğu yiyecekleri ele alıyor.
Komşuların gözü Anadolu mutfağında
Yemeklerimize sahip çıkmalıyız. Çünkü Türk mutfağının asırlık yemeklerine ya...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.