kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Son Dakika
   Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Baba ile oğlun ortak kaderi
Baba ile oğlun ortak kaderi
12 Eylül'le 28 Şubat kıyaslanır mı?

Baba ile oğlun ortak kaderi

NTVMSNBC Yayın Yönetmeni Adnan Bostancıoğlu, 12 Eylül darbesinden sonra tutuklanmış. Babası Emin Bostancıoğlu ise 28 Şubat darbesinden sonra... Bostancıoğlu ile babasıyla ilişkilerini ve darbeleri konuştuk.

Adnan Bostancıoğlu, 12 Eylül darbesi olduğunda, ODTÜ'de öğrenciymiş, beş ay sonra gözaltına alınmış, 45 gün işkenceli bir sorgudan geçtikten sonra tutuklanıp üç seneye yakın Mamak Cezaevi'nde kalmış. O günleri şöyle anlatıyor: "Darbeden sonra aranmaya başladım. Eve çok fazla gidip gelme imkanım olmuyordu. Babam 12 Eylül'den sonra bana, 'Bu işlerin sonu hayırlı değil, bırak bu işleri, bak arkadaşların da birer birer yakalanmaya başladı. Bu kafayla gidersen sonun hayırlı değil, başına bir şey gelirse benden yardım isteme' demişti. O sırada 19-20 yaşındaydım ve bunların hiçbirini umursamadım. Nitekim yakalandıktan sonra görüşüme gelmedi, hep annem geliyordu. Ben de çok üzerine düşmemiştim, nasıl olsa gelir diye. 8ay sonra görüşte baktım, annemin yanında birisi var. Arada tel örgü olduğu için iyi seçemiyorum, düdük çalınca iki taraf tel örgüye yaklaşıyor, ancak o zaman net görebiliyorsun bir birini. Tanıyamamamın sebebi şu; aradan geçen 8 ay boyunca babamın bütün saçı sakalı bembeyaz olmuştu. İlk lafı şu oldu, 'Oğlum, mukadderat,' dedi, 'Metin ol'. 'Baba problem yok' dedim. Biraz konuştuk, 'Bütün bu olup bitenlerden sonra pişman mısın?' dedi. Ben cevap veremeden düdük çaldı zaten, görüş bitti. 'Baba sizi seviyorum, boş ver bunları' dedim, hızla ayrıldım. Zaten her görüşçünün başında asker duruyor, de ki ben pişman olsam, askerin önünde, 'Baba ben pişman oldum' demem."

SIRA BABADA
O sırada Mamak'ta görüşçülere kötü muamele edilmektedir, Emin Bostancıoğlu da birkaç kere tartışır. Bunu annesinden öğrenen Adnan Bostancıoğlu, onun görüşe gelmesini istemez. Çıktıktan sonra ilişkileri değişmiştir, eskiden olduğu gibi zaman zaman sertleşen tartışmalar yaşamazlar, babası siyaset konuşmak istese de tartışmanın gerilebileceği durumlarda oğul Bostancıoğlu, konuyu kapatır. Aradan yıllar geçer ve 28 Şubat olur. Emin Bostancıoğlu İslami meseleler nedeniyle gözaltına alınan ya da tutuklananların ailelerine yardım eden bir vakfın yöneticisidir. Vakfın tüm yöneticileriyle birlikte gözaltına alınır. O sırada Aczimendiler'e yönelik tutuklamalar vardır; Emin Bostancıoğlu'nun yöneticisi olduğu vakıf da onların yakınlarına yardım etmiştir. Aczimendiler'in bir terör örgütü olduklarına ilişkin bir mahkeme kararı yoktur ama bu yardım, terör örgütüne yardım yataklık olarak değerlendirilir. Emin Bey, 5 ay kadar tutuklu kalır ve beraat eder. Yine oğul Bostancıoğlu'nu dinliyoruz: "Onlar Ankara'da, ben İstanbul'dayım. Babamın bu işlerde aktif olduğunu biliyorum, 28 Şubat ortamında aklımın ucundan geçiyor başı derde girer mi diye ama konduramadım. Sabah erken annemden telefon alınca şafak attı bende, arabaya atladığım gibi Ankara'ya gittim. Babam giderken, 'Ben, bir iki güne dönerim, kimseyi telaşa verme' demiş anneme. Annem de tutuklanana kadar haber vermiyor. Gittikten birkaç gün sonra ilk görüş oldu. Bu çok acayip bir şey, o sırada 65 yaşın üzerinde olmalı babam. Ben 35 civarındayım herhalde, olağanüstü bir durum var memlekette belli ki, herhangi bir olağanüstü durum varsa, normalde tutuklanması gereken benim ve görüşe gelmesi gereken o. O zaman insan bu memleketin çok acayip olduğunu çok iyi anlıyor. Zaten içeri girince, o cam bölme, çok küçük bir pencere var, tel örgü, sesini zor duyuruyorsun. Hemen şunu düşünüyorsun, camın öteki tarafında benim, bu tarafında onun olması lazım, bu nasıl oldu böyle?

ORADA BEN OLMALIYIM
İçimdeki 20 yıllık ukteyi orda söze döktüm ve 'Mukadderat baba, metin ol' dedim. O anladı tabii bunu niye dediğimi ve güldü. Belki Has...' diyecekti ama öyle konuşan bir adam olmadığı için o anlama gelecek şekilde güldü. Cezaevinde olan her insan gibi çok umursamıyor, moral vermeye çalışıyordu. Ama ben dağıldım. Hatta dönerken yolu şaşırdım, ta Kayaş'ın oralardan döndük, sürekli küfür ederek, söyleniyordum ve annem beni sakinleştirmeye çalışıyordu. Çok kalmadı içerde ama üzerinde eşofmanlarla havalandırmada çekilmiş fotoğrafları hala durur."

Ayşe DÜZKAN

DİĞER GÜNCEL HABERLERİ
 Patara'da yaşananların hepsi gerçektir
 Bizim kız
 Sevişme sahnelerini çekerken çok eğlendik
 Kültür ihraç edeceğiz
 Truvalı Helen İstanbul'a geliyor
 Kapitalizmin ruhu
 Devletin sabit hizmetkarı da burada okudu muhalifi de
 Kredi kartı borcu için kobay oldu
 Buz pistinin 'beyaz gölgesi'
 İş hayatında zirveye çıkmanın yolları
 Sorunlarla baş etme kılavuzu
 Kapitalist kalvinistlerin mucidi Max Weber
 Venedikli ressamın gözünden Fatih Sultan Mehmed
 Ergun Göknel'in eşi hidayete erdi
 Paşakapısı kadınların kaderini değiştiriyor
 Interpol, Pera Palas mektubunun peşinde
 Türk soyadları 54 bine ulaştı
 Duvarların ardında bütün dinlere yer var
 Zeki Demirkubuz: "Benim sinemamda dinsel bir öz var"
    Pazar Sabah Yazarlar
  » Güncel
    Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
BALÇİÇEK PAMİR
İstanbul'u pazarladık
Birileri pazarlama lafına takıyor...
MEHMET ALTAN
Sahilde...
Nisan sonlarında yaşanması beklenen bir günü...
REFİK DURBAŞ
Hangi fotoğrafın arabında anılarınız?
Yüz sayfalık...
KAZIM KANAT
Ayşe Sultan'a cep telefonu aldım. Ve!...
Babam ölünce...
ÖNCEL ÖZİÇER
Nüktedan kişi günü yaklaşırken
Gerçi daha bir ay kadar...
Festivalle kuşakları eğiten adam: Şakir Eczacıbaşı
Festivalle kuşakları eğiten adam: Şakir Eczacıbaşı
Sinema sanatına hizmetleri nedeniyle Şakir Eczacıbaşı SİYAD'ın bu...
Yaşayan efsane pilot
Yaşayan efsane pilot
Amerika'nın ilk kadın akrobasi pilotu Patty Wagstaff...
Karlı dağların dişi komandoları
2 bin 600 metre yükseklikte, -27 derece soğuk havaya rağmen çadırda...
"İnek eti yemek niçin yasaktır?"
GEO Dergisi insanoğlunun ezelden beri uzak durduğu yiyecekleri ele alıyor.
Komşuların gözü Anadolu mutfağında
Yemeklerimize sahip çıkmalıyız. Çünkü Türk mutfağının asırlık yemeklerine ya...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.