kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Son Dakika
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Erdal Safak @ SABAH
 

İkili oyun

Bu hafta Kıbrıs sorunuyla ilgili "anlamlı" gelişmelere tanık olacağız. Hem AB, hem BM'de. Pek iç açıcı bulmadığımız hamlelerin arifesinde tablo şu: AB, Türkiye'nin Kıbrıs Eylem Planı'nı alkışladı ama golü Rumlar'a attırdı. Avusturya'nın hakemliğinde..

Avusturya tam anlamıyla "Tavşana kaç, tazıya tut" politikası izliyor.
Bir yandan, Türkiye'ye karşı "İyiniyeti"ni göstermek için Temmuz'a kadar sürecek AB Dönem Başkanlığı'nda biriki başlıkta müzakerelerin açılması için uğraştığını söylüyor; bir yandan da masa altından tekme atıyor. Ama Rumlar'ın ayağını kullanarak.
Ne yazık ki, AB'deki dostlarımız da oyuna alet oluyor. Bunun en taze örneği AB Daimi Temsilciler Komitesi'nde (COREPER) görüldü.
AB Komisyonu'nun Türkiye'yle ilk başlıkta (Bilim ve Araştırma) müzakereleri açmaya hazır olduğunu bildirmesinden sonra, Rum lider Tasos Papadopulos, Viyana'ya gitti. Avusturya Başbakanı Wolfgang Schüssel sözde ondan "Veto hakkı"nı kullanmamasını rica etti. Papadopulos da, "Bir şartla" dedi: "Kıbrıs Türkleri'ne AB desteğiyle ilgili iki tüzük ayrılırsa."
Burada parantez açıp tüzüklerle ilgili teknik bilgi verelim. O ünlü 24 Nisan 2004 referandumundan sonra AB, Kuzey Kıbrıs'a destek için üç tüzük hazırladı: Yeşil Hat, Doğrudan Ticaret ve Mali Yardım. İlki KKTC mallarının Rum kesiminden AB'ye ihracına izin veriyordu, 23 Ağustos 2004'te yürürlüğe girdi. İkincisi, KKTC'den AB'ye ticareti serbest bırakıyordu, sonuncusu ise AB'nin Kıbrıs Türkleri'ne uyum yardımı yapılmasını. Doğrudan Ticaret ve Mali Yardım tüzükleri birbiriyle ilişkilendirilmişti: Ya ikisi de kabul edilecekti, ya da ikisi de ret. İlki için COREPER'de oyçokluğu yetiyordu, ikincisinde oybirliği gerekiyordu.
Rumlar hem Türkler'e mali yardımı engelleyen taraf görünmemek, hem de fiili tanınma anlamına gelecek KKTC limanlarından ticareti önlemek için iki tüzüğün ayrılmasını istiyordu.

Teşekkür
de bekliyor!
Konu çıkmaza girince Türkiye atak yaptı: Kıbrıs Eylem Planı açıkladı. Bu paket müzakerelerin BM öncülüğünde canlandırılmasını ve tüm kısıtlamaların karşılıklı kaldırılmasını öngörüyordu.
Ankara'nın açılımını İngiltere, İtalya ve İspanya alkışladı, AB Komisyonu'nun genişleme komiseri Olli Rehn destek verdi.
Rumlar ise Türkiye'nin planını öldürmek için kolları sıvadı. Umutları Avusturya'ydı. Bir de Türkiye ile müzakerelerin açılması zamanının gelmesi.
İşte Papadopulos bu konjonktürde Viyana'da "İki tüzük ayrılırsa, veto hakkımı kullanmam" koşulunu masaya koydu. Avusturya da sözde arabulucu olarak konuyu COREPER'e götürdü ve iki tüzük ayrılıverdi! Dahası, Ticaret Tüzüğü'nün kabulü birçok koşula bağlandı: Maraş'ın Rumlar'a iadesi, ticaretin Magosa'dan AB Komisyonu denetiminde yapılması, Kuzey'deki Rum mallarıyla ilgili işlemlerin dondurulması, COREPER kararlarında oyçokluğu yerine oybirliği aranması, yani her adımda Rum desteğinin şart haline gelmesi.
En garibi, Türkiye'nin Kıbrıs Eylem Planı'nı destekleyen İngiltere, İtalya, İspanya da Rumlar'ın taleplerini hiç ses çıkarmadan kabul ettiler. Dahası Papadopulos, "Veto hakkımı kullanmadığım için AB bana teşekkür borçlu" demeçleri verdi.
Guya büyük bir diplomatik zafer kazanan Avusturya da Ankara'ya "Bilim ve Araştırma" başlığında müzakereleri açma davetini iletti.
Erdoğan'ın, Gül'ün, Babacan'ın yerinde olsak, bu daveti geri çevirirdik.
Schüssel'in ikili oyununu ya da ikiyüzlülüğünü karşılıksız bırakmamak için. Varsın müzakereler birkaç ay sarksın. Ne kaybederiz?
Bitmedi; Kıbrıs sorununda zemin yitirme tehlikesi yaratabilecek planlar da tezgahlanıyor. Onları da bir başka yazıda anlatırız. Papadopulos'un yarın BM Genel Sekreteri Kofi Annan'la Paris'te görüşmesinden sonra...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 AB'ye engel: Bencillik   / 26-02-2006
 Yer ve yen sorunu   / 25-02-2006
 Uçurumun kıyısında   / 24-02-2006
 Polis, cinnet, intihar   / 23-02-2006
 Ufuktaki ikilem   / 22-02-2006
 Riski paylaşmak   / 21-02-2006
 Ölüme götüren borç   / 20-02-2006
 Diyaloga veda mı?   / 19-02-2006
 Diplomatik kaynak   / 18-02-2006
 Hamas ve zamanlama   / 17-02-2006
ALİ KIRCA
Irak çok mu ırak?
Türkiye iki gün sonra, belki de...
ERGUN BABAHAN
Aydınlığı karartma çabaları devrede
AK Parti, üçüncü...
UMUR TALU
Masajın mesajı
Israr etmenin bir manası olabilir mi?...
ERDAL ŞAFAK
İkili oyun
Bu hafta Kıbrıs sorunuyla ilgili "anlamlı"...
MEHMET ALTAN
Yarın 28 Şubat
Sülalesinin yargıya düşen mallarını...
'İç savaş çıkarsa Türkiye girebilir'
Irak'ta Şii camiine saldırı, ülkede iç savaş çıkabileceği...
Rum gemisi geriliminde iki farklı açıklama geldi
Yunanistan ve Rum kesimi Dışişleri Bakanları, Mersin limanına yanaşan...
Tosun Paşa böyle istedi: 2-2
Tosun Paşa böyle istedi: 2-2
Derbiye Sergen damga vurdu. Maç boyu üstün taraf Beşiktaş olsa da...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu