kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Son Dakika
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Umur Talu @ SABAH
Tel:
0537 660 71 21
Fax:
0212 280 05 51
 

Beyin üstü düzen

Tabii... Totaliter rejimler çok şeyin tartışılmasını, eleştirilmesini kafadan yasaklar. Faşizmler de, Sovyetler yapımı sosyalizmler de, Çin malı komünizmler de, ABD destekli diktatörler de, Orta Asya ve Ortadoğu'nun kimi ABD dostu kimi düşmanı, kimi dinci kimi laik despotları da, bizim tek partili, bazen çok partili, askeri darbeli demokrasimiz de.
Serbest girişim ve demokrasiyi, bireysel hak ve özgürlükleri temel aldığını iddia eden "serbest piyasa kapitalizmi" ise konuları "baş aşağı", hatta "beyin üstü" konuşturmakta mahirdir.
Görünüşte tartışma vardır; fiilen, tartışılacaklar tartışılmaz.


Siz, atom bombasını atan devleti tartışmadan atom bombası tartışılmasından ne anlarsınız mesela? Uzatmayayım; bankaları, bankacılık sistemini, banka-reklam-medya ilişkisini, altta kalanın canı çıksın düzenini hiç tartışmadan "kredi kartı" nasıl tartışılabilir?
İşte böyle!
Baş aşağı yani.
Adına isterseniz "facia, felaket, dram, trajedi" deyin; asıl adını, banka arsızlığını, bireyleri enayi yerine koymalarını, insanların açlığını, bazen ihtirasını, bazen imkansızlığını, bazen umudunu, bazen çaresizliğini istismarı tartışmadan "kredi kartı" konuşulabilir mi?
Konuşuluyor.
Çünkü, maalesef "banka-reklam-medya" saadet düzeninde, halkanın birini tartışmanın zinciri kopartacağından korkuluyor.
"Halk" a elbet acınıyor, intihar edene kahrolunuyor ama "Halka" ya dokunulmuyor.
Borcunu ödeyemeyen tamamen kendi çizdiği kaderin kurbanı olarak kutsanıp gömülüyor; evet yazık ama, o Japonlar "bomba" yı hak etmişti yani. Başka nasıl olabilir ki!
"Bomba" yı atan bankalara;
"Yahu sen ne hakla bu kadar faiz bindirir, rehin aldığın insanları tefeci gibi inletirsin"
diye sorulmuyor ki.
Sormamız lazım oysa.


(Türkiye) bankacılık sisteminin üç "enayi" si mevcuttur:
Biri, ortak enayiliğimiz, başı mıçı açık devlet. Devletin o açığını enflasyonun kat kat üstü faizlerle kanırtarak kanatıp az emmediler. O sülüklüğe "piyasa koşulları" dendi.
Peki!
İkincisi, bizzat banka çalışanları, banka proletaryası, banka ecirleri..
Bakmayın iş icabı şık şık genç kızlara, kadınlara; pırıl pırıl tahsilli, terbiyeli erkeklere.
Onlar, bazen "yükselirim" umuduyla, bazen olduğu yerde kalmaya çoktan razı, milyarlarca dolarlık banka trafiklerini, akşam evini, çocuğunu kolay kolay göremeden gecenin geçine kadar "şubeler" de hapis kalarak, sözde üç kuruş "fazla mesai" parasına sırtlarında taşıyanlardır.
İşten atılma korkusuyla, angarya mesailere boynu eğik "çağdaş, modern, online köleler" dir.
Üçüncü enayi sizsiniz; zatıaliniz.
Bankalar artık devlet sırtından pek kazanamıyor; zaten o hırsla batan da battı. İyi bir şey oluyor; ellerindeki fonları işletmelere kredi veriyorlar. Ama paraları fazla, krediler yarısını bile emmiyor ve ucuza gidiyor. Koskoca bir işletme bile yıllık yüzde 10'un altında fiyatla kredi alabiliyor.
Öyleyse, "emilecek" başka meme lazım. Sütü yetmezse, kanı! İşte "serbest piyasa düzeni" bu. "Düzeni" tanıyın. Beyin üstü konuşmayın: Yüzde 7-10 yıllık faizle kredi verebilen banka, bunun acısını kart borcunu zamanında ödeyemeyene aylık yüzde 7'ye yakın faiz bindirip çıkartıyor. Yıllık kabaca yüzde 70, incece yüzde 70'ten de fazla.
Hiçbir "reklam", o sevimli puancıklar bunu açıkça söylemedi.
Önüne gelene, geliri olmayan öğrenciye dahi kredi kartı yapıştırıyor, ne kadar kartlarsa işten atılması o kadar gecikecek "banka çalışanları". Ve sistemin iki "enayi" si birbirini daha beter köleleştiriyor!
"Kart" ın bir yüzünde, belki ayağını yorganına göre uzatamamak vardır ama, öteki yüzünde ayaklara takılmış tefeci zincirleri var. Yorgan ise, sanki tamamen sizin elinizde!

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Kim verdi o kartı, kim koydu o faizi!   / 21-02-2006
 Şeyi şey etmesek...   / 17-02-2006
 Yeşil yaşıyor lakin ölü çoktur!   / 16-02-2006
 Hatıra ve merak   / 15-02-2006
 Balığın başı   / 14-02-2006
 Organize küfür-2   / 13-02-2006
 Organize küfürler   / 12-02-2006
 Metal yorgunu   / 10-02-2006
 Kartlar vadisi   / 09-02-2006
 Gırtlak gırtlağa   / 08-02-2006
ALİ KIRCA
Hatıra endeksi!
Türkiye'de enflasyon düşüyor... Rakamlar...
YILMAZ ÖZDİL
Ananı da al git
ebeni de al gel
Biz diyoruz ki:...
ERGUN BABAHAN
Hamas sorununa İsrail'den bir bakış
İsrail'in önde gelen...
UMUR TALU
Beyin üstü düzen
Tabii... Totaliter rejimler çok şeyin...
FATİH ALTAYLI
Kızdılar ama ne kadar
Hamas liderinin hükümet değil, AKP...
ERDAL ŞAFAK
Ufuktaki ikilem
Hamas'ın Ankara ziyaretiyle ilgili...
'Siyasi adımlarına dinle yön veriyorlar'
Hepsi dinine çok bağlı. Başlarından hayati olaylar geçtikten sonra...
'KKTC ile doğrudan ticaret başlayacak'
Kıbrıs sorununda arabuluculuk yapmak için geçen ay adayı ziyaret eden...
Kupada nefes aldı: 3-0
Kupada nefes aldı: 3-0
Arka arkaya gelen İnegölspor ve Rize hezimetleriyle sarsılan...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu