kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Son Dakika
   Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Tanınıyorum diye beni üzmeniz öldürmeniz mi gerekiyor?
Tanınıyorum diye beni üzmeniz öldürmeniz mi gerekiyor?
Televizyonda kendi dizimi bile izlemem
Magazinciler rahat uyuyabiliyorsa pes!
İnanılmaz üzgünüm ama umut bitmez
Ölene kadar tiyatro yapacağım

Bizi yakan ve çok üzen bir olay yaşadık

Baba olmaya hazırlanırken bebeği kaybettiklerini öğrenen Haluk Bilginer, Aşkın Nur Yengi ile yaşadıklarını anlattı.


Tanınıyorum diye beni üzmeniz öldürmeniz mi gerekiyor?

Son oyunu uzun süredir kapalı gişe oynayan Haluk Bilginer, baba olmaya hazırlanırken geçtiğimiz hafta bebeğin ölüm haberiyle sarsıldı. Sanatçı bugüne dek yaşadığı zorlukları ve her şeyi Pazar SABAH'a anlattı.

Bundan 20 gün önce röportaj istemiştim Haluk Bilginer'den. Oyun Atölyesi'nde sahnelediği "Jean d'Arc'ın Öteki Ölümü" adlı oyunu, aylardır kapalı gişe oynuyordu. İzleyen herkes "Müthiş" diye anlatıyordu birbirine. Özel tiyatroların seyirci bulmaktan yakındığı son dönemde, sözü edilen bu başarıyı görmeden edemezdik. Ne var ki buluşmamıza bir gün kala, herkesi çok şaşırtan ve üzen bir haberle karşılaştık Hürriyet Gazetesi'nde. Haluk Bilginer'den hamile kalan Aşkın Nur Yengi'nin bebeğini kaybettiği yazıyordu. Röportaj için tiyatroya gittiğimizde Haluk Bilginer gerçekten bitkin ve derin bir üzüntü içindeydi. Kulise doğru ilerlerken o koridorlar, sahne ve oyun salonu bile yasta gibiydi. Söyleşi boyunca, Bilginer'in bir sigarayı söndürüp diğerini yakışına takıldı gözüm. Sonra haddimi aşarak sordum: "Haluk Bey, çok içmiyor musunuz?" "Gerçi ben sigarayı hiç azaltmadım ama özellikle son birkaç gündür çok içiyorum. Siz de tahmin edersiniz..." Haluk Bilginer baba olamamanın verdiği acıyı içine gömüp birazdan sahneye çıkacaktı. İşte oyunculuğun kaderi... Bilginer'in deyişiyle "Hem hayatın içinde insan olmak hem de sahnede."

AKTÖR DENEN YARATIKLAR
- Son oyununuz "Jean d'Arc'ın Öteki Ölümü" çok beğeniliyor. Haftalar öncesinden bile bilet bulmak imkansız. Neyi sevdi insanlar?
- İyi ve samimi bir oyun sahneye koyduğumuz için insanlar bu kadar beğendi bence. Bir şeyi samimiyetle yapıyorsanız, sizin gibi düşünen bir 200-250 kişi oluyor her gece. Özellikle "Dur bakalım, seyirci neyi beğenir?" diye düşünmeden sadece bizim beğendiğimiz, bizim kalbimize dokunan bir oyunu sahneye koyduğumuzda mutlaka seviliyor.

- Sahneleyeceğiniz oyunu seçerken yalnız kendi beğenizi mi gözönünde bulundurursunuz? Bir tür reyting kaygısı yok mu tiyatroda?
- Şöyle düşünürsünüz; biz de bizi seyredenler gibi insanız. Sadece seyirciyi düşünerek oyun seçerseniz yanlış yaparsınız. Çünkü o zaman oyuncu olarak siz sevmediğiniz bir işi yapmış olursunuz sırf "seyirci tutar" diye. Orada da samimiyetsizlik devreye girer ve kuru bir şey çıkar ortaya. Bunu da seyirci alkışlamaz.

- Son günlerde tiyatro seyircisi artıyor mu, yoksa bu sadece bir yanılsama mı?
- İlgi artmış gibi görünebilir ama bu bir şey ifade etmiyor. Çünkü tiyatroya gidenler hala sayıca çok az Türkiye'de. Nüfusumuzum aşağı yukarı aynı olduğu İngiltere'de tiyatro seyircisi sayısı futbol seyircisinden fazla. Kaldı ki İngiltere futbolun da beşiğidir biliyorsunuz. Toplasanız 250 bin tiyatro izleyicisi vardır ya da yoktur Türkiye'de. Bu durumda oturup düşünmek gerekiyor tabii ki "Bizim ne eksiğimiz var?" diye.

- "Bize sahnede oyuncu değil insan lazım" diyorsunuz bir röportajınızda. Türkiye'de daha çok "oyuncular" mı var?
- Türkiye'de uzun yıllar sahnede insandan farklı yaratıkların dolaştığı bir tiyatro anlayışı egemen oldu. "Aktör" denilen yaratıklar istila etti sahneyi. Zavallı normal insanlar kendilerine hiç benzemeyen tuhaf yaratıklar seyrettiler sahnede.

- Sokaktaki insandan ve doğallıktan çok uzaktılar diyorsunuz...
- Elbette çünkü gelen seyirci baktı ki bunlar ne kendilerine, ne komşularına, ne de hayatlarında tanıdıkları kimseye benzemiyor... O zaman niye gitsinler tiyatroya? Sonra da "Tiyatroya gelmiyorlar" diye şikayet ettiler bu tarz tiyatro yapanlar. E, gelmezler tabii... Sen öyle yapmacık, "artist" ses tonuyla konuşursan kim gelir? "Artistlik yapma lan" derler adama. Çünkü sahne hayattan çok daha gerçek bir yer. "Tiyatro hayatın aynasıdır gibi" beylik laflar vardır, hiç öyle bir şey yoktur. Hayat olsa olsa tiyatronun kötü bir taklididir. Sahnede hiç görmediğimiz, göremeyeceğimiz şeyleri görür ve yaşarız.

ilknur K. AKMAN

DİĞER RÖPORTAJ HABERLERİ
 Ortada 20 kadın geziyor herkes onlarla beraber
 Bıyıklarımı kestim soyulmuş bir hıyara benzedim
 Pozitif düşündüğüm için güzel kaldım
 Kitabımı okurken mastürbasyon serbest
 Şöhretten etkilenmeyen insan yoktur
 Özel hayatımda kılıç kullanıp ata binmedim ki
 Tuğgeneral kimliğini gizleyerek gelmişti
 Kupa maçına esprili yanıt: 5'ten büyük 6 var Hakan!
 FB'de oynayan Cimbomlu futbolcular biliyorum
 Kenancım'dan sonra diye bir hayat yok
 Öleceğini biliyordu benimle vedalaştı
 Beni gerçekten seven bir kadınla hiç karşılaşmadım
 Sette asla starlık taslamam
 Erkek çözüm ister kadın ise paylaşmak
 Vahdeddin'in hainliği tartışılırsa Çerkez Ethem'e haksızlık...
 Sevgilimin Cem Yılmaz'ın kızkardeşi olduğunu öğrenince çok...
 Önce Büyükşehir Belediyesi yıkılmalı
 Hüseyin Hatemi: Birader evlenip benim terbiyemden uzaklaştı...
 Hüsrev Hatemi: Hüseyin'de eleştirdiğim lay lay lom müzik...
    Pazar Sabah Yazarlar
    Güncel
    Hobi
  » Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
Paşakapısı kadınların kaderini değiştiriyor
Paşakapısı kadınların kaderini değiştiriyor
İstanbul Paşakapısı'nda sadece kadın tutuklu ve hükümlüler kalıyor.
Yalıdaki konducu
Yalıdaki konducu
O arazi işgallerine, şahıs arazilerine gecekondu dikilmesine destek...
Marakeş'ten maşa, meşe köşe ve Ayşe
Nargile içmenin de elbette kendine has kuralları ve ritüeli var.
Çıralı bahçeleri portakal kokuyor
Antalya'nın Çıralı köyündeki Organik Tarım Kooperatifi hiçbir zararlı...
Şahan sadık, İpek ateşli Fadik tutumlu çıktı
Bir Japon psikoloji profesörü olan Isamu Saito oturmuş psikoloji...
Seyri en güzel Olimpiyat
İlk kez 1924'te yapılan Kış Olimpiyatları'na yalnızca 10 ülke katılmıştı. bugün...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.