Rabobank Şekerbank'ta stratejik hata yaptı
Şekerbank-Rabobank evliliğinin başarısızlıkla sonuçlanmasının yankıları devam ediyor. Her iki tarafta yaşananların perde arkasını öğrenmeye çalışıp okuyucularımı bilgilendirmeye çalışıyorum. Şekerbank Genel Müdürü Hasan Basri Göktan ser verip sır vermiyor. Genel Müdür Göktan, "Rabobank ile bir evlilik düşündük. Hukuk sistemine uygun olarak çalışmalarımızı sürdürdük. Ancak bağımsız yargının verdiği karara uyma zorunluluğumuz var. Ortak olmayı çok arzu ettiğimiz Rabobank, imzaladığımız satış sözleşmesinde açıkça yargı kararına uyacağını belirtmesine rağmen, mahkemenin kararını tartışmaya açmak istediler. Taraflar arasında imzalanan satış sözleşmesi bu nedenle ortadan kalktı" diyerek şunu ekliyor: "Biz Rabobank ile bu işi sonuçlandırmayı çok arzu ediyorduk, bu arzumuz halen de devam ediyor, biz sözleşmedeki şartlara sadık kalmamıza rağmen, hukuk sistemimize göre davranmak zorundayız. Bundan sonrası için Rabobank dahil, yeni yatırımcılar ile yeni taleplere açığız." Diğer tarafın da görüşlerini öğrenmek için Rabobank Türkiye temsilcisi Tahsin Sağışman'ı aradım. Sağışman cephesinde duruma farklı cepheden bakıldığını gördüm. Sağışman diyor ki, "Biz, Şekerbank hisselerini işleyen faizi ile birlikte 2.86 YTL'ye almamız gerekirken, mahkemenin verdiği kararda 4.93 YTL olarak belirlenmesine anlam veremedik. Şekerbank çalışanlarının Munzam sandığı gerekli olmadığı halde neden mahkemeye başvurma ihtiyacını hissetti?" Rabobank temsilcisi Sağışman, Munzam sandığının bazı üst düzey yöneticilerinin bilerek bunu engellediğini üstü kapalı olarak vurgulamaya çalıştı. Sağışman'ın bir diğer değerlendirmesi de, "Biz, hisseleri anlaştığımız fiyattan ödiyelim, öte yandan mahkeme kararını temyize götürelim, bu karar kesinleştikten sonra aradaki farkı ödeyelim" diyor. Tarafları dinledikten sonra açıkçası şaşırdım. Rabobank temsilcisi Tahsin Sağışman son derece iyi niyetli, ancak hukuki yardım aldığı kişiler onu yanlış yönlendiriyor. Rabobank, hukuk sistemimizi iyice incelememiş. Şekerbank Munzam Sandığı bir vakıftır. Vakıf herhangi bir malını satacağı vakit mahkeme kararı almak zorundadır. Sağışman'ın, "mahkeme kararına ne gerek var?" demesini anlamakta güçlük çekiyorum. Ayrıca Sağışman'ın, Mahkemeden satış için "anlaşmanın onaylanması", yada "red edilmesi" kararı beklediğini, fiyat belirlenmesini anlamadıkları tezi de yanlış. Mahkeme vakıf malının devri için karar verirken değerini de tespit ediyor. Bu değerin altında mal satan vakıf yöneticileri ilerde hesap vermek zorunda kalırlardı. Rabobank'ın ikinci yanlış hukuki değerlendirmesi de, "Biz anlaştığımız parayı ödeyelim, mahkeme kararında belirtilen değer farkını da temyize götürelim, yargıtay kesinleştirdikten sonra ödeyelim." Sanırım bu noktada da yanlış bilgilenme var. Çünkü Rabobank mahkemede taraf değil ki, kararı yargıtaya götürsün. Kararı ancak taraflardan Munzam Sandık veya Vakıflar Genel Müdürü götürür. Rabobank'ın bir diğer yanlış değerlendirmesi ise, öne sürdüğü Munzam Sandığın ana sözleşme değişikliği ile ilgili karardan haberdar olmadıkları iddiasıdır. Yasal zorunluluktan kaynaklanan ana sözleşme değişikliği de 22 Temmuz 2005 tarihinde Rabobank'a bildirilmiş ve bununla ilgili kesinleşen yargıtay kararı da ayrıca bildirilmiştir. Rabobank temsilcisi Sağışman kusuruma bakmasın. Dünya gazetesindeki bir açıklamasına da hayret ettim. Diyor ki, "Munzam Sandık'ın bazı üyeleri değişirse biz bu evliliği sonuçlandırabiliriz". Benim daha iyi bir önerim var. Munzam Sandığın yönetimini Rabobank tayin etsin ki o yönetim de Şekerbank'ı Rabobank'a bedavaya satsın. Geniş bir şube ağı ve kaliteli personeli bulunan Şekerbank'a Rabobank dahil, birçok yatırımcının ilgisi devam edecek. Ancak belli bir nişanlılık dönemi geçiren Rabobank'a da öncelik verilmesinde yarar olduğunu düşünüyorum.
|